"يراها" - Traduction Arabe en Turc

• görmek
• gören
• gördüğü
• görmesini
• görmemiş
• görmediği
• görüyor
• görmedi
• görmesi
• görebilir
• göremediği
• görmeden
• görsün
• görmeye
• görmüyor

Zavallı kadının kalbini çıkartmak... Birisi onun acı çektiğini görmek istemiş.
انتزاع قلب المرأة المسكينة شخص ما أراد أن يراها وهي تعاني

Onu gören ilk kişi olacak, şimdiden onun haykırışını duyabiliyorum.
وسيكون أول من يراها بل بإمكانى أن أسمعه بالفعل يصرخ

Glenn'e hapishaneyi uygun gördüğü şekilde yönetmesi için izin verdiniz.
لقد سمحت لجلين أن يدير السجن بالطريقة التى يراها مناسبة

Saklarlar ama birilerinin görmesini de isterler. Benim yaptığım gibi.
لكنهما بالواقع يريدان أن يراها أحد ما، ذلك ما أفعله

Kimse görmemiş.Kimse ona ne olduğunu bilmiyor.
لم يراها أحد، ولا يعرف أحد ما الذي حدث لها

Onu gören herkes, onu hiç görmediği konusunda ısrar eder.
وكل شخص رآها, يُصرّ فجأة انها لم يراها مطلقا .

Gerçek şu ki disleksisi olan kişiler her şeyi herkes gibi görüyor.
الحقيقة هي أنَّ المصابين بِعُسْرِ القراءة يرَون الأشياء كما يراها بقيَّة الناس.

Şu günlerde çok garip davranıyor. İşini bırakıp gitti. Kimse onu görmedi.
لقد كانت تتصرف بغرابة لقد تركت عملها و لم يعد أحد يراها

Onları kademelendirdiler ve herkesin görmesi için yayınladılar.
وقاموا بتدريجها، ونشرها لكي يراها الجميع.

Bu tabloları yalnızca çok önemli toplantılara katılan... terfi eden... ya da kovulanlar görebilir.
يراها فقط أناس يستعدون لمقابلات هامة جداً ترقية أو ما شابه

Kimsenin göremediği, çevreyle kamufle olabilen bir kamera.
انها الكاميرا التي لا يمكن لأحد أن يراها, والتي تختفي في البيئة, و المناطق المحيطة بها.

Onu görmeden önce mükemmel durumda olmak istiyor.
ويريد أن يكون فى أحسن حال قبل أن يراها ثانية

Belki Herman vazgeçmeden önce onun bir ülkeyi patlattığını görmek ister.
ربما هيرمان يود أن يراها يفجر البلاد قبل أن يستسلم

Aynada birine bakmak demek birini düşünürken görmek demektir.
أن يرى الإنسان نفسه عبر المرآة هو أن يراها كيف تفكر

Bu çizgi daha önce keşfedilmemiş ve kazılmamış bir mezar taşı ve siz binlerce yıl boyunca bunu gören ilk insanlarsınız.
هذا الشكل المسقيم الخطوط هو مقبرة قديمة لم تكن معروفة أو منقبة، و أنتم أول من يراها من آلاف السنين.

Glenn'e hapisaneyi uygun gördüğü şekilde yönetmesi için izin verdiniz.
لقد سمحت لجلين ان يدير السجن بالطريقه التى يراها مناسبه

Matbaa herkesin onu görmesini sağladı.
الصحافة المطبوعة حرصت على أن يراها الكل.

Kulüpte değil ve hiçbir arkadaşı da onu görmemiş.
إنها ليست في النادي، ولم يراها أيٌ من أصدقائها

Hiç kimsenin görmediği gibisini hem de...
سوف ارهيم البطوله التي لم يراها احد قبلهم

Bu rahatsız edici görüntüleri her çizdiğinde, onları ya daha az görüyor ya da hiç görmüyor.
وفي كل مرة يرسم هذه الصور المزعجة، تقل رؤيته لها أو لا يراها على الإطلاق.

Herhalde Max onu benim gördüğüm gibi görmedi.
أظن أن ماكس لم يراها . بنفس الطريقة التى رأيتها بها

Bir sonraki video aramanızda insanların sizi görmesi için istediğiniz şekli seçebileceksiniz.
يا للدهشة، في المرة القادمة التي تجري فيها اتصال فيديو، سوف يمكنك اختيار نسختك التي تريد أن يراها الشخص الآخر.

Hala karargâhtayken oğlunu görebilir.
يمكنه أن يراها ومايزال يمكنه العودة في الوقت للسحبة

Hiç kimsenin göremediği şeyleri görebiliyorum.
أستطيع أن أرى أشياء لا يمكن لأحد أخر أن يراها

50 ton endüstriyel atığı, kimse görmeden nasıl yok edersin?
كيف تخفي 50 طن من النفايات الصناعية دون أن يراها أي شخص؟

Herkes görsün diye.
لقد وضعت الأريكة في منتصف الغرفة , إنها تلفت إنتباه كل من يراها

Edindiğim izlenime göre Elizabeth'i görmeye pek hevesli değildi.
خالجنى انطباع أنه لم يعد متلهفاً كما ينبغى لكى يراها

Kof ve işe yaramazız ve saçmalık yüklüyüz, kimse hiç görmüyor.
نحن مجرد أجواف بلا أهميه و محشون بتراهات لن يراها أحد