| Pazar gezintisi, bunu sevdim. Bunu hiç duymamıştım senden. | Open Subtitles | يروقني ذلك، لم أسمعك تستخدم ذلك المصطلح من قبل |
| Yüzüğü en azından yol arkadaşı olmayı göze alacak kadar sevdim. | Open Subtitles | الخاتم يروقني جداً، سأرى هل سأتحمّله على متن الطائرة |
| Sizi yanımda bulundurmayı seviyorum Doktor. Birtakım avantajları oluyor. | Open Subtitles | يروقني استخدامك للأدوات في أغراض مختلفة أيها الطبيب، فذلك له مميزاته |
| Bence belirsiz bir tehlike serbest ve bu hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أرى أنّ في الخارج خطراً غير محدد، وهذا لا يروقني. |
| Ama 3 ayda oyunu bitirme kısmını beğendim. | Open Subtitles | إلّا أنّي يروقني برنامج إنهاء اللعبة خلال 3 أشهر. |
| Açık fikirli ve temiz ayakkabılı herkesi severim. | Open Subtitles | يروقني كل من يملك عقلية منفتحة وحذاءً نظيفاً |
| Ben 128. caddedeyim zannediyordum ama karanlık bir ormanın içindeyim ve bundan hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | ظننت أنني في شارع رقم 128 . ولكني وجدت نفسي بين الأخشاب و.. لا يروقني ذلك |
| Bir bakıma o taşkın beni memnun etti çünkü şerefe kadeh kaldırırken yaptığım konuşmayı sevmedim. | Open Subtitles | بأيّة حالٍ، أنا مسرور بأنّ ذلك الفيضان غمرنا، لأنّ النخب الذي قُلته لم يروقني. سأعيد صياغته. |
| Tanrı aşkına Jack, ben Pete i sevdim iyi biri o ama şu an uygun zaman değil | Open Subtitles | بالله عليك يا جاك إن بيت يروقني لطالما كان يروقني لكن الآن، ليس هذا هو الوقت المناسب |
| Orada yaptıkları şeyi sevdim. - Bence iyi bir amaç. | Open Subtitles | يروقني ما يفعلونه هنا، إنّه لأجل هدف نبيل. |
| - Ağırlığı sevdim. Demek gitmemeye karar verdin. Fikrini değiştiren bir şey mi oldu? | Open Subtitles | يروقني الوزن، إذن قررت ألاّ تتركنا، شيء ما غير رأيك؟ |
| Yüzüğü en azından yol arkadaşı olmayı göze alacak kadar sevdim. | Open Subtitles | الخاتم يروقني جداً، سأرى هل سأتحمّله على متن الطائرة |
| sevdim, sevdim. Neyse boş ver, ona güveniyorum. E, Sonra? | Open Subtitles | يروقني هذا، إنّي أستودعه حالي، ماذا بعد؟ |
| Kafamın durumuna göre her gece başka otobüse binmeyi seviyorum. | Open Subtitles | يروقني صعود حافلة مختلفة كل ليلة على حسب مزاجي. |
| Tamamen ayrı bir dünya oluşunu seviyorum aynı zamanda heycan verici oluşunu da. | Open Subtitles | يروقني أنها عالم مختلف يتواجد في الوقت نفسه |
| Bana söyleme. Bilmek istemiyorum, çünkü biraz gizem hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لا أريدك أن تخبريني يروقني مثل هذا الغموض |
| Bulan alır. Kıyafetini beğendim. | Open Subtitles | من وجد شيئاً فهو له يروقني المظهر |
| İyi polis kötü polis. Çok severim. | Open Subtitles | ،الشرطي الصالح والشرطي الشرير يروقني ذلك |
| Bundan ben de hoşlanmıyorum ama onunla derhal konuşmalıyım. | Open Subtitles | ،اسمع، هذا الأمر لا يروقني أيضاً لكن يلزمني التكلم معها الآن |
| Bu adamları sevmedim. Bir bit yeniği var. | Open Subtitles | لا يروقني هؤلاء الأشخاص هناك شيئًا خاطئًا. |
| Evet.bayıldım. Ofisime asla sığmayacak. | Open Subtitles | أجل، يروقني لكنه لن يدخل لمكتبي |
| Bundan hoşlanmadım. Ayrıca şu an senden de hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا يروقني هذا وحاليًا لست بمحبة لك أيضًا |
| Koş hadi, koş! Böcek gibi küçük ayaklarınla kaçmaya çalışmana bayılıyorum! | Open Subtitles | كم يروقني الأمر حين تحاول أقدامك الهزيلة الهرب. |
| Noel için ya da yıldönümü için yaptığımız şeyleri sevmiyorum. | Open Subtitles | لا يروقني الأسلوب الذي لطالما نفعله في شراء هدية الكريسماس، أو ذكرى سنوية، |
| Kendim olmamaktan daha çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | يروقني ذلك أقل من أن أحاول ألا أكون على سجيتي. |
| içimden bir ses bu dosyadakilerin hiç hosuma gitmeyecegini söylüyor. | Open Subtitles | شيء ما يُخبرني أنّه لن يروقني ما يُوجد في داخل هذا الملف. |