| Geçen hafta onunla evlenmek istedi, şimdi havale etmek istiyor. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي أراد أن يتزوجها والآن يريدها أن يودعها مصحته |
| - ...ve o bıçağı istiyor. - Evet. | Open Subtitles | حسناً ، هناك مخيم جديد الان ، وهو يريدها |
| Gerçi, insanların gerçekten istediği ürünlerden işe başlayarak bu kopukluğu çözmek esasen mümkün. | TED | بالرغم من ذلك، يمكن سد هذه الفجوة، بدءا بالمنتجات التي يريدها الناس فعلاً. |
| Afazik biri kelimeleri gerçekte söylemek istediği kelimenin saklandığı yerin yakınından getirir. | Open Subtitles | المصاب باحتباس الكلمات يجد كلمات مخزنة بمكان ما بالقرب من التي يريدها |
| Onlar bir ihraç dizisinin artakalanları; kimsenin istemediği çirkin parçalar. | TED | وهي بقايا عمليات الاستخراج: الأجزاء القبيحة التي لا يريدها أحد. |
| Çok küçük. Belki...belki de Tanrı henüz onu yanına almak istemiyor. | Open Subtitles | أنها رفيعه جدا ربما الرب لا يريدها ان ترحل من هنا |
| Onu kim ister? Benden başkasının işine yaramaz. Onu yukarı çıkarın! | Open Subtitles | لا يريدها أحد، إنها عديمة الفائدة لأي شخص , خذيها إلى أعلى |
| İhtiyacı olan tedaviyi alabileceği bir kliniğe götürülse? | Open Subtitles | لم لايطلقون سراحه جزئيا ويرسلوه للمنزل او الى مركز يلقى فيه العناية اللتي يريدها |
| Kimin, onun nasıl biri olması istediğini anlar ve o kişiye dönüşüverirdi. Ve onlardan 20 bin tanesine sahip. | Open Subtitles | فقد كان يعرفُ ما يُريده شخصٌ بعينه ثُم ينتحلُ الشخصية التي يريدها مَن أمامه ولديه حوالي 20 ألفاً منهم |
| Bilmiyorum...ama biri bunu çok istiyor olmalı. | Open Subtitles | لا أدرى و لكن يبدو أن شخص ما يريدها بشدة |
| - ...ve o bıçağı istiyor. | Open Subtitles | حسناً ، هناك مخيم جديد الان ، وهو يريدها |
| Ve onu geri istiyor. Özel bir sıvıyla birlikte. | Open Subtitles | هو يريدها مره أخرى مع كميه كافيه من السائل |
| - ...oğlanları bu kadar süredir beklediğine göre. - İstiyor. | Open Subtitles | طالما أستمر صبيانه على هذا لهذه الفتره إنه يريدها |
| Asla. Sadece merak ettim. İstediği saati aldın değil mi? | Open Subtitles | لامي, اني استغرب فقط تعتقد انها الساعة التي كان يريدها |
| Al bunu ve öğret ona, istediği her kadına dokunamayacağını görsün. | Open Subtitles | خذى هذا وعلميه أنه لا يمكنه أن يلمس كل إمرأة يريدها |
| Peki ya Bakan Chambers'e yollamak istediği mesajı iletmeyi kabul edersem? | Open Subtitles | ماذا لو وافقت على تسليم الرسالة التي يريدها إلى وزير الدوائر؟ |
| Bize göre otopsilerde müvekkilinizin istemediği bazı kanıtlar ortaya çıkacaktı. | Open Subtitles | نعتقد أن التشريح سينتج أدله موكلك لم يريدها أن تظهر |
| Krallığımızdaki bütün asil erkekler onu istiyor. Ama o hiç birini istemiyor. | Open Subtitles | كل نبيل في مملكتنا يريدها وهي لا تريد أحداً منهم |
| Ama bu ona asılan bir sonraki kadını acaba benden daha çok ister mi diye endişelenmeme engel olmadı. | Open Subtitles | لكن هذا لم يمنعني من القلق من أن المرأة الأخرى اللتي ستغازله ستكون الواحدة اللتي يريدها أكثر. |
| Sasuke-kun ihtiyacı olduğu yetenekleri elde ettiğinde, benim dirilme zamanım da gelecek. | Open Subtitles | عندما يصل ساسكي إلى المهارات التي يريدها... سيكونُ موعدُ إعادة إحيائي قريبة |
| Sadece onun tümünü değil de hangi parçasını istediğini fark etti. | Open Subtitles | ...ثم أدرك بعد ذلك كيف أراد جزء منها ولم يريدها كلها |
| Herneyse LaszIo cinayetin bir vurulma şeklinde olmasını istemedi. | Open Subtitles | على اية حال لازو لم يكن يريدها ان تظهر كجريمة قتل |
| Tılsımı yuttum. Onu istiyorsa beni kesip içimden çıkarması gerekecek. | Open Subtitles | أبتعلت التميمة, إذا كان يريدها عليه أن يخرجها من داخلي |
| Ama bak, birisi isterse burada sıcak çikolata ve kurabiye var. | Open Subtitles | لكن يوجد شوكلاتة ساخنة وبسكويت هنا إن كان أي أحد يريدها |
| Söylediklerini biliyorum tatlım, ama baban şu an bu şekilde olmasını istemez. | Open Subtitles | أعلم بأنهم فعلوا ذلك، حبيبتي ولكن والدكِ لا يريدها بهذه الطريقة الآن |
| Birinin ölmesini isteyeceği bir kadın gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لا تبدو وكأنها من النوع الذي يريدها أي شخص ميتة |
| Silahları istemediğini ve paramı alamayacağımı o anda anladım. | Open Subtitles | بعد ذلك مباشرة عرفت بأنه لا يريدها وسأتورط أنا بشأن مصاريفها |
| Ama hep hatırlayın, her birimiz bireyiz, kalbi atan bir insanoğlu, umursayan ve kendilerine özgü hayatlarını yaşamak isteyen. | TED | لكن تذكروا دائما، كل واحد منا هو فردٌ، إنسان يملك قلبا نابضا، يهتم ويريد عيش حياة حقيقية يريدها. |