"يساوي" - Traduction Arabe en Turc

• değeri
• değerinde
• değer
• değerli
• değmez
• para
• ediyor
• iki
• bedel
• dolar
• değecek
• değerini
• değerlidir
• değerindeki
• değerdi

Bu aptal şeyin değeri nasıl 90 trilyon $ olabilir?
كيف يكون سعر هذا الشيء الغبي يساوي 90 ترليون دولار؟

Şu an işsizsiniz, ve evinizin değeri borcunuzdan daha az.
أنت الآن عاطل ومنزلك لا يساوي ما أنت مدين به

Bu tabiat içerisinde on milyarlarca dolar değerinde bir kaynak gizlidir.
متخفية في هذا المشهد هو مصدر يساوي عشرات المليارات من الدولار

Bende daha önce gitmiştim. Yemekleri için bile gitmeye değer.
لقد ذهبت الي هناك أيضا الطعام فقط يساوي الرحلة كلها

Ve ailesi bize birbirinden değerli bin tane at vermişti.
أعطونا فراء السمور الذي كان يساوي ألف من الخيول السريعة

Bay McKay, ayaklarınız üzerinde gezdiğiniz hiçbir çiftlik görülmeye değmez.
سيد مكاى، أيّ مزرعة التي يمكنك أَن تراها مشياً على الأقدام فقط ليس يساوي النظر إليها

Bu evin değeri 8.6 milyon, ve bu fiyata satılacak.
هذا المنزل يساوي 8.6 مليون، هذا السعر ما سأبيع بهِ.

Harika bir vahşet çekimi yapabilirsiniz, ama bunu doğrulayamazsanız hiçbir değeri olmaz.
يمكن أن يكون لديك فيديو مهول, ولكن إذا كنت عاجزا عن التحقق منه, فهو لا يساوي شيئا.

Filmin bir değeri olabileceğini düşünerek, aldım. Bu, onu son görüşümdü.
فكّرت أن الفيلم يساوي شيئاً وأخذته، وتلك آخر مرة رأيته.

16 ampul değerinde enerji elde etmek istiyorsanız, o halde sağ alttaki bu sekiz tane altıgenden söz ediyoruz.
إذا أردت الحصول على ما يساوي 16 مصباحاً كهربائياً إذا نحن نتكلم عن هذه الأشكال السداسية الثمانية بالأسفل ناحية اليمين

İsminin Scrabble'da 8 puan değerinde olduğunu biliyor muydun?
هل تعلمين أن اسمك يساوي 8 نقاط في لعبة السكرابل؟

Bu bir Toledo Salamanca kılıcı. Yaklaşık 1 milyon dolar değerinde.
انه سيف توليدو سالامانكا العريض يساوي حولي مليون دولار

Birkaç milyon dolara, belki daha fazlasına eş değer altından bahsediyoruz.
نحن نتحدث عن ملايين الدولارات يساوي غولد، ربّما أكثر من هذا.

Bu kalede garip bir şeyler olduğunu düşünmüştüm ama birkaç sır korumak için bu kadar belaya değer mi?
كنت متأكد بأن شيئاً مريب في هذه القلعة لكن إي نوع من الاسرار يساوي كل هذا لإخفائه

Konvoy da korumaya değer hiçbir şey yoktu.
لم يكن هناك شيئ في القافله يساوي ان تحمية

Şu sandık parlak birkaç kuruştan çok daha değerli galiba.
ذلك الصندوق يجب أن يكون يساوي أكثر من بنس لامع

Şimdiye kadar ortaklaşa geliştirdiğimiz her şeyden daha değerli bir şeyle karşı karşıyayız.
نحن نتعامل مع دواء يساوي أكثر من أي شييء أخر نقوم بتطويره هُنا.

Bir Apaçi. Buna değmez. Bu silahları temizleyip kullanmaya hazır hale getirin.
أباتشي واحد , لا يساوي إحصلوا على هذه الاسلحة , أنها نضيفة وجاهزة للأستعمال

Benimki $4 milyonun üzerinde para ediyor. Seninki dört etmez.
هذا يساوي 4 ملايين دولار محلك لا يساوي الا أربعه

Bir dar açı, diğerinden iki kat büyükse iki açının toplamı kaçtır?
إن كانت زاوية حادة قياسها ضعفي الزاوية الأخرى، كم يساوي مجموع الزاويتين؟

Dünyadaki tüm para bile, eski yaşantımıza bedel olamaz!
كل مال العالم لا يساوي الحياة التي نفقدها

Desi, bu gezegende bütün avansımıza değecek hiçbir şey yok.
ديزي لا يوجد شيئ على هذا الكوكب يساوي قرضنا بالكامل

Bize bir şey söyle, ne olursa ve değerini bilecektir.
إعطنا شئ , أى شئ وهو سَيَجْعلُه يساوي كثيراً وقتك

"İyi bir komedi" çok değerlidir.
كموديا جيدة كما تَقول ، إنه يساوي وزنُه ذهبِ.

Efsaneye göre milyonlar değerindeki hazineyle kaçmadan önce adayı saatlerce kuşatma altında tutmuşlar.
تقول الأساطير أنهم وضعوا حصار على الجزيرة لساعات قبل الهروب بكنز يساوي الملايين

"Istakoz çorbası her günah dolu, kremalı, zengin yuduma değerdi.
وسرطانها البحري يساوي كل رشفة غنية مليئة بالقشطة