"يسبب" - Traduction Arabe en Turc

• neden oluyor
• yol açar
• olabilir
• yol açabilir
• nedeni
• yapar
• ediyor
• sebebi
• yapıyor
• yaratıyor
• yaratabilir
• rahatsız
• çıkarıyor
• yol açıyor
• neden olur

Ve bu da benim algıladığım bükülmeye neden oluyor.
وهذا هو بالضبط ما يسبب تشويه صورتي المرئية

Akciğer zedelenmesine ve lekeli kırmızı beneklere ne yol açar?
ما الذي يسبب الندبات بالرئة و بثرات حمراء تثير الحكة؟

Ve bu, yıllar sonra, gerçek hasara, kardiyovasküler hasara neden olabilir.
وعلى مدى سنوات قد يسبب ذلك اعطاباً في الاوعية الدموية والقلب

Bazen beyin sarsıntıları kısa süreli hafızanın kaybına ve akıl karışıklığına yol açabilir.
جيد , فى بعض الأحيان الأبتزاز يمكن أن يسبب فقدان للذاكرة لبعض الوقت

Bu karıncalanma hissinin nedeni enerji alanı. Fiziksel bir zararı yok.
حقل الطاقة هو ما يسبب الرعشة إنه لا يسبب أي ضرر جسماني، لا تقلق سيدي

Ağzın içinde tahriş yapar ama denizanaları size ulaşamaz.
فالقناع يسبب خدوشا داخل الفم، لكن المخالب لا تستطيع بلوغك.

Vücut ağırlığı için 10 miligram enjekte edilmesi vücudun tamamını hemen felç ediyor.
لكل 50 باوند من وزن الجسم فهو يسبب شلل وعجز تام على الفور

Bunun sebebi gerginlik değil. Bu kokuya yalan söylemek sebep olur.
ليس التوتر ما يسبب هذا الكذب هو مسبب رائحة بول القطط

Birisi şu şişko sarı yağ tulumunu dışarı atsın! Çok ses yapıyor!
ليأخذ أحدكم هذا الأصفر الخرف خارج المكان إنه يسبب الكثير من الضجة.

..oraya gidemiyoruz. Gerçekten çok sorun yaratıyor, biliyor musun?
فلا يمكننا الذهاب إليها هذا يسبب لي مشكلة كبيرة

Cassandra'nın içindeki nesne bunun milyon katı bir çekirdek tepkimesi yaratabilir.
الجسيم داخل كاساندرا قد يسبب انفجار نووى اكبر بملايين المرات

Teğmen'i tuzağa düşürmek için cazibesini kullanıyor ve bu da suçluluk duymasına neden oluyor!
إنها تستخدم حيلها للإيقاع بالضابط و هذا ما يسبب لها الشعور بالذنب

Kafandaki şiddet, çözümden çok daima soruna neden oluyor.
أنت ستحطم جمجمته و العنف يسبب المشاكل دائماً أكثر مما يحلها

Böbrek yetmezliği ve mide bağırsak kanalı kanamasına yol açar, beyne sızabilir.
يسبب الفشل الكلوي، النزيف المعدي معوي و يمكن أن يخترق أساس المخ

Pekala, ne öfke, başağrısı, kişilik bozukluğu ve hipogonadizme yol açar?
حسناً، ماذا يسبب الغضب، صداع، اضطراب الشخصية، و اضطراب وظيفة الخصي؟

Kendime sordum, "Bu tür bir kesiğe ne yol açmış olabilir?"
فكرت كثيراَ أي شيء في العالم قد يسبب ذلك الجرح ؟

Küçük bir ihtimal, ancak bu soru bile sorunlara yol açabilir.
إنها إمكانية صغيرة جدا لكن حتى السؤال يمكن أن يسبب مشاكل

Eğer tümör iyi huyluysa o halde, sanrılar görmesinin nedeni tümör değil.
إن لم يكن سرطانياً فيعني ذلك أنه لم يسبب الهلوسة

Bu durum vücudun bağışıklık sistemini alarma geçirir ve ateş yapar, yüksek ateş ve yoğun baş ağrısı görülür.
وهذا يحرّض حدوث الالتهاب كاستجابة للجهاز المناعي والذي يسبب برده هذا حمّى وصداعاً شديداً.

Ne güldürür, ne buruşturur bilirim. Yüzün her şeyi belli ediyor.
وأعرف منه ما يسبب فرحتك وحزنك إنه يبيح لي بكل شيء

Ortaya çıkmamalarının sebebi, çıkarlarsa panik yaratacaklarıdır.
لن يفعلوا ذلك لأنهم لو فعلوا ذلك سوف يسبب ذلك الذعر

Bu konu üzerinde herhangi bir araştırma falan yapıyor muydu ?
هل كانت تقوم بأيّ نوع من البحوث يمكن أن يسبب ذلك؟

Eksi ve artı yükler arasında bir dengesizlik yaratıyor bu durum.
ذلك يسبب عدم التوازن في الشحنات السلبية والايجابية

- Yaşamayan var mı ki? - Uykusuzluk paranoya yaratabilir.
ومن ليس كذلك الحرمان من النوم يسبب جنون الارتياب

Ama bir tür yorumunuzu sunuyorsunuz ve bu da biraz rahatsız edici olabilir.
ولكنك تُقدّمين تأويلك الخاص بك هذا يمكن أن يسبب ضجة هذا غير صحيح

Fermuarlar bozuluyor; cırt cırt çok ses çıkarıyor ve zamanla aşınıyor.
السست تكسر، شريط الفيلكرو يسبب الإزعاج وينخلع بعد فترة.

Bu her yıl iki milyonun üzerinde ölüme nasıl yol açıyor?
كيف يمكن لذلك بأن يسبب 2 مليون حالة وفاة كل سنة؟

Diş etlerinin çekilmesi takma dişlerin düzgün oturmamasına neden olur. Bundan olmuştur.
حسنا، تقلص اللثة يسبب تغيرا في مكان الاسنان الصناعية، ذلك هو الأمر