İyi düşünün askerler, savaşmaya değer mi, değmez mi? | Open Subtitles | اظن ان الموضوع قد انتهى يا رجال أن هذا يستحق القتال من أجله |
Çünkü gerçek aşk için savaşmaya değer. | Open Subtitles | ذلك لأن الحب الحقيقي يستحق القتال من أجله. |
Aşk, uğruna savaşmaya değer. | Open Subtitles | لا يمكننا الإسْتِسْلام الحبّ يستحق القتال من أجله |
Bence, bu adamların savaşmaya değecek bir nedeni var. Yaptığımız bu değil mi? | Open Subtitles | هؤلاء الرجال لديهم سبب يستحق القتال من أجله , أليس هذا ما نفعل |
Bu esnada bir yerlerde uğruna savaşılacak özel biri vardı. | Open Subtitles | بينما، في مكان ما .. كان هناك شخص مميز يستحق القتال لأجله |
Bak, birini sevdiğinde kim ne derse desin savaşmaya değer. | Open Subtitles | انظر عندما تحب شخص ما يستحق القتال مهما كانت المشاكل والغرائب |
İşte bu yüzden buranın uğruan savaşmaya değer. | Open Subtitles | هذا ما يجعل هذا المكان يستحق القتال من أجله |
Özellikle uğruna savaşmaya değer bir şey olduğunda... ve bu savaşın tüm anlamı bu, insanlar, hayatta kalmak. | Open Subtitles | حينما يكون هناك شيء يستحق القتال من أجله هذا هو كل ماتمثله هذه المعركة الناس |
İyi olan ve uğruna savaşmaya değer her şeye karşın o kalp hâlâ atıyor. | Open Subtitles | وعلى الرغم من كل ما هو جيد يستحق القتال من اجله أن القلب لا يزال ينبض |
Çok güzel bir yuvan varmış. Uğruna savaşmaya değer. | Open Subtitles | إنه منزل جيد يستحق القتال من أجله |
Çok güzel bir yuvan varmış. Uğruna savaşmaya değer. | Open Subtitles | إنه منزل جيد يستحق القتال من أجله |
Blimey, savaşmaya değer bir şeyin varmış. | Open Subtitles | عجبًا، عندك شيء يستحق القتال لأجله، صح؟ |
Bazı yemekler, uğruna savaşmaya değer. | Open Subtitles | بعض العشاء يستحق القتال من أجله |
savaşmaya değer bir şey duymak ister misin? | Open Subtitles | تريد شيء يستحق القتال من اجلة ؟ |
Evimin uğruna savaşmaya değer olduğunu. | Open Subtitles | أن بلدي home-- أن بيتي كان يستحق القتال من أجله. |
- Ancak yine de uğrunda savaşmaya değer. | Open Subtitles | لكنه مازال يستحق القتال من أجله |
Neyin savaşmaya değer olduğunu. | Open Subtitles | ما الذي يستحق القتال من أجله |
Uğruna savaşmaya değecek tek şey oğlum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي كان يستحق القتال من أجله هو إبني |
Ne kadar kötü düşerlerse düşsünler savaşmaya değecek bir şey varsa hiçbir zaman pes etmezler. | Open Subtitles | فإنهم لن يستسلموا أبداًً لأمر يستحق القتال لأجله |
Bizi daha iyi birer insan yapıp, savaşmaya değecek şeyler veriyor. | Open Subtitles | يجعلوننا أفضل، وتعطينا شيئا يستحق القتال من اجله. |
uğruna savaşılacak bir şey kalmadı artık. Parayı alabileceğim yerden alırım. | Open Subtitles | لا شيء يستحق القتال بعد الآن، آخذ المال من المكان الذي يجنيّهُ عليّ |