Buna müsaade edemem. Onlar da büyüyünce herkese yalan söyleyecek. | Open Subtitles | لا يسعني أن أسمح بحدوث هذا، ليكبروا ويكذبون على الجميع |
Ve biri Kralın koruması altına girdi mi, bana yardım edemem. | Open Subtitles | وبمجرد أن تتعدى على شخص تحت حماية الملك، لن يسعني مساعدتك |
Küçükken de beni sevmezdi, şimdi de sevmiyor. elimde değil, huyu böyle. | Open Subtitles | تكرهنى حينما كانت طفلة والان ايضا لا يسعني إحتواء الأمر. |
Halk olarak soyumuzun tükenmesine ne kadar yaklaştığımızı düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا يسعني إلا التفكير في نجاة شعبنا بأعجوبة من الإبادة |
O çarşafların altında beni ne kadar mükemmel şeylerin beklediğini ancak hayal edebilirim. | Open Subtitles | لا يسعني سوى تخيل العالم الرائع الذي ينتظرني تحت هذه الأغطية |
Gerçeklerin, fantezimden ne kadar farklı olduğunu düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | لا يسمحون لها بالنوم في الداخل هي أيضاً لم يسعني إلا التفكير في مدى اختلاف واقعي عن تخيّلاتي عندما كنت في الغيبوبة |
Bunce'ın bunu almasına izin veremem, bu iş için ne kadar uğraştığımı biliyorsun. | Open Subtitles | هيا , ريتشارد. لا يسعني البقاء بونس مع هذا كنت تعرف كم حاولت. |
Bakmatan hoşlandığım bir şey gördüğüm zaman bakmaktan alamıyorum kendimi. | Open Subtitles | لا أدري ، حينما أرى شيء يستحقالتأمّلفيه.. يسعني التأمّل فيه |
Geleceğin henüz belirlenmediği söylemek dışında yakında karşılaşman gereken şey için sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني مساعدتك في ما ستواجهينه قريباً'' ''ولا يسعني إلاّ أن اقول، إن المستقبل لم يكتب |
İçgüdülerinizi dinlemenizin önemini tarif edemem. | Open Subtitles | لا يسعني إلا أن أكرر عليكم أن تتبعوا غريزتكم |
Ben bu durumda yardım edemem ancak düşünüyorum da, tüm bunlar bittiğinde daha da fazlasını yapacak. | Open Subtitles | ولا يسعني إلا أن أفكر فيما سيحدث لأنها تفعل أكثر من ذلك بكثير |
Ama elimde değil ki. Bu aşk tüketti beni. Aylardır kahroluyorum. | Open Subtitles | لا يسعني ، أنا أستنفذتها أنها كانت شهور الآن |
Cüzdanınızı açtınızda, içine baktım ve elimde olmadan yeni 1 dolarınızı olduğunu gördüm | Open Subtitles | عندما فتحت محفظتك، لمحت ما بداخلها ولم يسعني إلا أن ألاحظ أن لديك عدة ورقات دولار مفرودة. |
Hala elimde değil fakat duygularımı aktardım çünkü oradaydım ve işareti gördüm | Open Subtitles | لا يسعني إلا التعاطف لأنني كنت هناك، ورأيت الإشارات. |
Makbuzsuz olarak aldığın paraların ne kadar olduğunu tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | ولا يسعني سوى تصوّر مقدار الأموال التي جنيتها ولم تدخلها للسّجل |
Ama düşünmeden edemiyorum belki senin hayatında bunu daha çok hak eden birisi vardır. | Open Subtitles | ولكن لا يسعني إلا أن أفكر بأن ربما هناك شخص ما في حياتك يستحق ذلك أكثر منّي. |
Orada o bebeği görünce düşünmeden edemiyorum, | Open Subtitles | أرى تلكَ الطِفلَة هُناك و لا يسعني إلى التفكير |
Birbirimize yabancıyız, ama sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | أعلم بأنّنا كنّا غرباء، لكن يسعني المساعدة |
Beni erkek arkadaşın olarak tanıttığını fark etmeden edemedim. | Open Subtitles | تعرفين ,لا يسعني المساعدة فقط أن ألاحظ أنتي قدمتني كانني رفيقك |
Peter'ın dengesiz duygularının hayatımı yönetmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا يسعني ترك عواطف بيتر الغير معقولة أن تسيطر على حياتي |
Dünyamızı defalarca kurtardıkları için onlara minnet duymaktan kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | حسناً , لا يسعني إلا تقدير عدد المرات التي قد حفظوا بها هذا العالم |
Hayır, çünkü bir kez çevirirsem, senin yanında bir daha olamam. | Open Subtitles | كلّا، لأنّي أعلم أنّي حالما أدوّرها لن يسعني الوقوف بقربكَ. هيّا. |
Elimden bir şey gelmiyor ama beni yakalamasına az kalmış gibi geliyor. | Open Subtitles | لا يسعني إلا أن يشعر مثل بلدي الماضي وقد اشتعلت تقريبا معي. |
Çok kötü durumda. Aynısı annemin başına gelseydi diye düşünmeden duramıyorum. | Open Subtitles | إنها بحالٍ مزرٍ، ولا يسعني إلاّ التفكر لو انها كانت أمي. |
Yeni, heyecan verici neler varsa onlara anlatmaya can atıyorum, paylaşmaya sabırsızlanıyorum. | TED | ولا يسعني الانتظارلإخبارهم بكل أمر جديد ومشوّق بكل الأمور التي لايسعني انتظار إخبارهم بها |