Evet. Adamın laboratuvarı dağıtıp sonra da kendini öldürdüğünü düşünüyorlar. | Open Subtitles | نعم ، إنهم يعتقدون أنه حطم مختبره ثم قتل نفسه |
düşünüyorlar. "Ben ileri görüşlü lider değilim. Ben sosyal ilişkilerin | TED | إنهم يعتقدون أنه: "أنا لست صاحب الرؤى أنا المعماري الاجتماعي. |
Oysa günümüzün şımarık çocukları ailelerinin bahçelerinde körpe domuz pişirmenin maceraperest bir şey olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | بينما الأطفال المدللون هذه الأيام. يعتقدون أنه من المغامرة شواء خنزير رضيع في حديقة منزلهم. |
Ama aramızdan bazıları yeni bir dünya düzeninin zamanının geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لكن هنالك عدد منا يعتقدون أنه حان الوقت لبدء عالم جديد |
...Sadece bir altın bilezik'ten ibaret sanıyorlar fakat, hazine benim. | Open Subtitles | يعتقدون أنه مجرد سوار واحد، لكن بقية الكنز هو لي |
Örneğin, insan sayısının çok daha az olmasının gezegen için, Gaia için daha iyi olacağını düşünen bazı aşırı çevreciler var. | TED | وعلى سبيل المثال يوجد عدد من المتعصبين للبيئة يعتقدون أنه سيكون من الأفضل لكوكبنا، لو كان هنالك عدد سكان أقل بكثير. |
Sanatın estetik değerinden öte bir kullanımının olmadığına inanıyorlar. | TED | يعتقدون أنه ليس لديه أي استخدام عملي خارج حدود قيمته الجمالية. |
Hayır, asıl soru; niye onun ölmediğini düşündükleri? | Open Subtitles | لا.. بل السؤال هو لم يعتقدون أنه ليس بميت؟ |
Bütün çocuklar, kanat çıkarıp, uçup gittiğinizi düşünüyorlar. | Open Subtitles | كل الرجال فى سريتك يعتقدون أنه نما لك جناحين وطرت |
Kalbin diğer yarısının katilde olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | ولكنهم يعتقدون أنه ربما يحمل القاتل النصف الآخر من القلب |
Neuville'den nasıl gelecek peki? Hava operasyonundaki isabetsiz inişlerden biridir diye düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون أنه أحد الذين فقدوا فى الأسقاط الجوى الفاشل |
Bu berbat deodorantı satıyorlar ve kimsenin arkasında yazılanları okumayacağını düşünüyorlar ama bana yutturamazlar. | Open Subtitles | يبيعون مزيل الروائح الرديء هذا و يعتقدون أنه لا أحد يقرأ الكتابة الصغيرة، لكنّي أفعل ذلك |
Cinayetin daha farklı bir nedeni olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنه يمكن أن يكون هناك دافع مختلف تمامًا للقتل |
Doktorlar beyninde bir kan pıhtısının olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | الأطباء يعتقدون أنه كان هناك جلطة دموية بدماغها |
İki hafta önce onun düştüğünü anladığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم أيضاً يعتقدون أنه كان قد إكتشف سقوطها منذ أسابيع |
Bu insanlar bizi yanlış bir iş yaparken yakalamış gibi düşünüyorlar, böylece galip gelip bir şey kazanmışlar sanıyorlar. | Open Subtitles | هناك أشخاص يعتقدون أنه إذا أمسك بنا نقوم بعمل خاطيء سوف يقاضونا ويكسبون الحظ |
Çoğu bilim insanı, ivmeyi harekete geçiren bir çeşit enerji olduğunu yani birincisi olduğunu düşünüyor. Buna "karanlık enerji" diyorlar. | TED | معظم العلماء يعتقدون أنه يوجد نوع من الطاقة تسرّع هذا التسارع، يسمونها الطاقة المظلمة. |
Bilim adamları bunların akapunktur gibi bir terapi için alan işaretlemekte kullanılmış olabileceğini düşünüyor. | TED | فالعلماء يعتقدون أنه كان يُستخدم لتمييز المواقع لبعض أنواع المداواة، كالعلاج بالوخز. |
Pek çok insan cezayı hak ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس هنا يعتقدون أنه سينال جزاءه |
İçişlerinden gelen polisi öldürdüğünü mü sanıyorlar? | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنه قتل شرطي الشؤون الداخلية؟ |
Gerçekten film çektiğimizi sanıyorlar. | Open Subtitles | لكن هذا لطيف يعتقدون أنه تصوير فيلم حقيقي |
CA: İklim değişikliğine sahiden inanmayan biri olduğunu söyledi ve bunu yapmaman gerektiğini düşünen bir sürü insan var. | TED | قال أنّه لا يُؤمن بالتغير المناخي، وهناك الكثير من الناس الذين يعتقدون أنه كان ينبغي عليك ألا تفعل ذلك. |
Kaderlerinde büyük işler başarmak olduğuna inanıyorlar, çoğunuz gibi. | Open Subtitles | يعتقدون أنه مقدر لهم أن يبلغوا أشياء عظيمة مثل العديد منكم |
Onlar, bunun yanlış olduğunu düşünüyorlar ama, benim de onların niye böyle düşündükleri hakkında hiç bir fikrim yok. | Open Subtitles | انهم يعتقدون أنه من الخطأ، ولكن أنا شخصيا ليس لدي أي فكرة لماذا يظن أن هذا كان خطأ. |