İlgilerini çeken şey acı ve ölüm çünkü bunun ilgi ve empati getireceğini düşünüyorlar. | TED | هم مهتمون بالاعتداء، بالقتل، لأنهم يعتقدون بأنه سيحوز على الاهتمام والمواساة. |
Bence uzak bir ihtimal olduğunu ancak olabileceğini düşünüyorlar, bu sebeple bunu, parayı sokağa atmaya tercih ediyorlar. | TED | أعتقد أنهم يعتقدون بأنه غير مرجح، لكن يمكن أن يحدث، وهو سبب أنهم يفضلون ذلك عن البالوعة. |
Kadının bir Rus diplomatla ilişkisi vardı ve Mafya ile ilgili bir olaya karıştığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | .. فهي كانت على علاقة حميمة بدبلوماسي روسي وهم يعتقدون بأنه على علاقة بالمافيا أو شيء من هذا القبيل |
Öğretmenleri akıl hastası olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أنا اقصد, أساتذته يعتقدون بأنه حاله عقلية |
Bazıları onun bir vatansever, bazıları da bir suçlu olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | بعض الناس يعتقدون بأنه وطني، وبعضهم يعتقد أنه مجرم. |
Ve hala hastanedeymiş. Ve öleceğini düşünüyorlarmış. | Open Subtitles | ومازال في المشفى وهم يعتقدون بأنه سيموت. |
Başkanı öldürmek için programlandığımı ve kalbimin içinde bir bomba olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأنه لدى قنبلة داخل قلبى وبأنني بُرمجت لقتل المستشار |
Suç mahali dedektifleri ikinci kat penceresinden girdiğini düşünüyorlar . | Open Subtitles | محققوا ساحة الجريمة يعتقدون" "بأنه جاء من نافذة الطابق الثاني. |
Açıkçası ailemin tarafında, babamla olmak istiyorum ama onun hala kurtarılabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | انا اقصد انني اريد ان اكون بجانب عائلتي مع ابي. انهم يعتقدون بأنه يمكن انقاذها |
Bu ne kadar uzarsa onun aklının o kadar karışacağını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون بأنه قدر ما يطول هذا بقدر ما يقوم بفعل الغير متوقع |
Bir şeyler yapmalıydım diye düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون بأنه كان بأمكاني فعل شيء ما |
Ucuz bir otobüs firmasıyla seyahat etmiş olabileceğini düşünüyorlar ancak yeri henüz tam olarak tespit edilebilmiş değil. | Open Subtitles | يعتقدون بأنه إنتقل بالحافلة السريعة ولكن مازالوا بعد لم يقرروا أين كان ذلك |
Müşterilerim bunun bir baş yapıt olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | زبائني يعتقدون بأنه قطعة نادرة |
Onun adamımız olduğunu düşünüyorlar. - Yakov Pearlstein'in kafasını biçmiş. - Sen ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | يعتقدون بأنه الشخص الذي "قطع رأس "ياكوف بروستين |
Sırf diğer herkes biriyle birlikte olduğunu düşünüyor diye onunla beraber olamazsın. | Open Subtitles | لا تريد الاعتقاد بانك ...مع أحدهم فقط لان جميع الآخرين ...يعتقدون بأنه يجب عليك ذلك |
Ve şimdi işyerindeki herkes onun bir suçlu olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | والآن جميع من بالعمل يعتقدون بأنه مجرم |
İnsanlar genelde onun lezbiyen olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | في العادة، الناس يعتقدون بأنه سحاقية. |
Terörist kızın orada saklandığını düşünüyorlarmış. | Open Subtitles | يعتقدون بأنه المكان الذي تختبىء فيه الفتاة الإرهابية. |