Umurumda değil. Bunun bir sabah programı olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | لا أهتم ، هل يعرف أن هذا يُسمى تلفزيون صباحى؟ |
Diğer tek seçeneğimin Roma olduğunu biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف أن خياري الآخر و الوحيد هو روما |
İkimiz de o yasanın yakın tehditler için olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن ذلك القانون تم سنه لأجل التهديدات الفورية |
SP: Ama herkes bilir ki köleliği kaldıran hareket inanca ve duyguya bağlıydı. | TED | ستيفن: لكن كُل شخص يعرف أن حركة إلغاء العبودية إعتمدت على الإيمان والعواطف. |
Çünkü her öğrenci suyun her santimetreküpünde ki yoğunluğunun 1 olduğunu bilir. | Open Subtitles | لأن كل طفل في المدرسة يعرف أن كثافة الماء هي واحد جرام لكل سنتيمتر مكعب |
Polis bir şeyler olduğunu biliyor. Buradaki yegâne yabancılar biziz. | Open Subtitles | ذلك الشرطي يعرف أن شيء ما حدث و نحن الأغراب الوحيدين |
Führer dışında herkes bunun bir hayal olduğunu biliyor. | Open Subtitles | كلّ شخص، عدا الفوهرر يعرف أن ذلك ضرب من الخيال |
Führer dışında herkes bunun bir hayal olduğunu biliyor. | Open Subtitles | كلّ شخص، عدا الفوهرر يعرف أن ذلك ضرب من الخيال |
Kunduz ölümlerinin önde gelen sebebinin ağaçtan düşme olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | كان يعرف أن العديد من حيوانات القندس تموت نتيجة وقوع الأشجار عليهاأتعرف ذلك ؟ |
Herkes yanlış olan şeyler olduğunu biliyor, yapılmaması gereken şeyler var. | Open Subtitles | الجميع يعرف أن هناك أشياء سيئة، والأشياء التي لا ينبغي القيام به. |
Bu kurşunun ona sıkılmış olduğunu biliyor. | Open Subtitles | كان يعرف أن الرصاصة كانت تستهدفه كنت أحاول دفعه جانباً فحسب |
Seni görmek ne güzel ama ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | .. يجدر بي أن أقول إنه من اللطيف رؤيتك ولكن كلانا يعرف أن هذه كذبة |
Yetişkinler sana inanmıyor, değil mi? Ben inanıyorum. İkimiz de gerçek canavarlar olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | البالغون لا يثقون بك , حسناً , أنا أثق بك كلانا يعرف أن هناك وحوش حقيقية |
Bak Jim Gamble'ın ekiptekilere kötü örnek olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | اسمع كلانا يعرف أن جامبل كان لة تأثير سيىء على الفريق |
Üçüncü olarak, herkes bilir ki müvekkiller hukuk mesleğinin asi kişileridir. | Open Subtitles | ثالثاً ، الجميع يعرف أن المدافعين العاميين هم ثوار المهن القانونية |
Herkes hayattaki en iyi şeylerin beleş olduğunu bilir. | Open Subtitles | الكل يعرف أن أجمل الأشياء في الحياة مجانية. |
Partinizde keman çalarken Afrikalının kaçacağını biliyor olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنّه كان يعرف أن الأفريقي سيهرب بينما كان يعزف لك في الحفلة. |
Birisi laboratuvarın orada olduğunu biliyordu ve biri de rüşvet almıştı. | Open Subtitles | أحدهم يعرف أن المختبر كان هناك، وأحدهم صرف النظر عن هذا. |
Daha önce kimse burada avlanan bir pedofil olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | قبل الآن، لا أحد يعرف أن هنــاك صيد شاذ بالطريق |
Ve heteroseksüel bir ilişki içindeki herhangi biri, kadınların ve erkeklerin zihninin ayırt edilemez olmadığını bilir. | TED | وأى شخص كان في علاقة عاطفية يعرف أن عقول الرجال و عقول النساء ليست متشابهة . |
Zavallı Lucius, Domitia'nın babasının kendisi ve ailesi hakkında varlıklı ama hala Subura'da yaşayan çapulcular diye düşündüğünden habersiz. | TED | لوسيوس المسكين، فهو لا يعرف أن والد دوميتيا يعتقد أنه وعائلته أثرياء إلا أنه يبقى من حثالة سوبارو. |
Sanırım ikimiz de böyle olacağını biliyorduk. İkimiz için de üzücü oldu. | Open Subtitles | كلانا كان يعرف أن هذا سيحدث و سيسبب نوع من الحزن لكلينا |
Yani peçete katlamanın 90 yolu olduğunu kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | أعني، من كان يعرف أن هناك 90طريقة لطوي منديل المائدة؟ |
Bana benziyor. Oranın saçmalık olduğunu ve oraya ait olmadığını biliyor. | Open Subtitles | إنّه مثلي، فهو يعرف أن المكان حقير، لا ينتمي إلي هناك |