"يقومون" - Traduction Arabe en Turc

    • yapar
        
    • yaptıklarını
        
    • yapıyorlar
        
    • bizi
        
    • onlar
        
    • yaptığını
        
    • da
        
    • ediyor
        
    • yapıyorlardı
        
    • onları
        
    • işi
        
    • yaparken
        
    • yapmalarına
        
    • yaptıkları
        
    • yapıyor
        
    İşte, öğrenenler lego yapar gibi kolay bir şekilde devre yapıyor. TED اذن هنا، الطلاب يقومون ببناء دائرة كهربائيه بشكل مشابهه لتركيبات الليغو.
    Çöpçülerin döküntü yığını oluştururken ne yaptıklarını görebilirsiniz. TED لذلك ما تراه هو أن عمال القمامة يقومون بعمل كومة من النفايات.
    Bugünlerde çocuklar kendi tercihlerini yapıyorlar... hiç birşey değişmedi, Nandini. Open Subtitles لكن أطفالِ اليوم يقومون بإختياراتهم بأنفسهم. لا شيء تَغيّرَ نادني
    Yani onlar hep bizi dışarıya karşı koruyor gibiler. TED فهم دائماً يقومون بحمايتنا من قوات غربية.
    Her şeyi düşünmüşsün. Biz trende keyfimize bakacağız, onlar da asıl işi yapacak. Open Subtitles أنت قمت بتخطيط كل شيء، نحن فقط نركب القطار وهم يقومون بكافة العمل
    Bunu yapan her kimse, ne yaptığını gayet iyi biliyor anlamına geliyor. Open Subtitles تعني أن أياً من فعل هذا إنهم يعرفون بالضبط ما يقومون به
    Bir yandan da hayli karmaşık üretim kabiliyetlerini fazlasıyla yayıyorlar. TED وهم يقومون بالتوزيع على نطاق واسع لقدرات تصنيع معقدة حقاً.
    Bu kez öncü iki kuş diğerlerini uçmaya teşvik ediyor. Open Subtitles هذه المرة ، الطيور الرئيسيين يقومون بتشجيع الآخرين الى الهواء.
    Döngülere baskın yapıyorlardı. Çocuklarla dolu bütün yuvaları ölüme terk ediyorlardı. Open Subtitles لقد كانوا يقومون بغاراتِ على الحلقات ويقتلون ورائهم بيوتاً مليئةً بالأطفال
    Erkekleri seks için oraya götürüyorlar. onları her zaman görüyorum. Open Subtitles هم ينزلون الرجال هناك للجنس . أراهم يقومون بذالك دائماً
    Ve de benim gibi yapacak hiçbir işi olmayan öğrenciler, programlama yapmayı öğrenirdik. TED فكان الطلاب من الذين ليس لديهم ما يقومون به مثلي يتعلمون كيفية برمجته
    Kulaklık yok. Dünya'nın tümü Cybus Endüstrilerinden yükleme yaparken, biz özgür kaldık. Open Subtitles لا سماعات أذن، بينما بقية العالم يقومون بتنزيل البيانات من شركة سايبس
    Bunu yapmalarına rağmen ne düşündüğümü umursamıyorlar mı? Open Subtitles هل يقومون بهذا حقيقة ولا تهتم بما أعتقد.. أنا لا أعرف
    Muhakkak, biz o yangın musluklarını öteden beri kürüyor olabiliriz, bir çok insan yapar. TED وبالتأكيد، يمكن أن نكون دائما نزيح الثلج عن صنابير المطافئ تلك، والكثير من الناس يقومون بذلك.
    İşçiler ertesi gün gelir işlerini yapar ama farklı talimatları izlemektedirler. TED سوف يأتي العمال في اليوم التالي ، و يقومون بعملهم ، و لكنهم الآن يتبعون تعليمات مختلفة.
    tüm mobilyalarda, tüm iç dolguda, insanların nerede olduklarını ve ne yaptıklarını anlayan sensörler var. TED يتمثل بوضع حساسات على جميع قطع الفرش، وجميع المساحات الأخرى والتي تفهم موقع الأشخاص وما يقومون به.
    yaptıklarını paylaşıyorlar ve en iyi uygulamaları paylaşarak fark yaratıyorlar. TED انهم يتشاركون ما يفعلون و يقومون بإحداث فرق عن طريق مشاركة افضل الممارسات
    Çok harika işler yapıyorlar, opera takvimini yanlış okumak gibi. Open Subtitles انهم يقومون بأشياء عظيمة, مثل القراءة الخاطئة لجدول عروض الاوبرا
    Eğer o kapıları açmazsak, kıracaklar... ve bizi yok edecekler. Open Subtitles إذا لم نفتح هذه الأبواب فسوف يقومون بتحطيمها
    Herkesin iyi davranmasını ümit et, çok iyi davranmasını onlar da oğlunu hapse atsın ve uğruna çalıştığın her şeyi yok etmeye çalışsınlar. Open Subtitles وتأمل أن يتصرف الجميع بلطف ، بلطف شديد بينما يقومون هم برمي إبنك في السجن ويحاولون تدمير كل شيء قد عملت من أجله
    Sadece bunu yaptığını bilmek istemez. TED هم فقط لا يريدون أن يعرفوا أنهم يقومون بذلك.
    Çoğu erkek taşaklarını tıraş ediyor. Bu gey oldukları anlamına gelmiyor ki. Open Subtitles كثيرٌ من الرجال يقومون بحلق شعر عانتهم هذا لا يعني بأنهم لوط
    O halde insanların farkına vardıkları onların çok önemli işler yapıyorlardı. TED فلاحظ الناس أنه كانوا يقومون بشيء في غاية الأهمية.
    İnsanın en iyi dostu sahile doğru sörf yapıyor, sahipleri de onları destekliyor. Open Subtitles تخيل هذا صديق الإنسان المقرب يركب الأمواج إلى الشاطئ و مالكوهم يقومون بتشجيعهم
    Hayır yaparken roller böyle oluyor. Farklı yaklaşımlarda bulunuyoruz. Tek bir konuda bile, mesela eğitim. TED وكيف أنهم يشركون أطفالهم، حيث أنهم يقومون بالأمر بشكل مختلف. وقد كان الأمر ناجحا أكثر من ما توقعنا.
    İnsanların hala el sıkışarak ticaret yaptıkları türden bir yer. Open Subtitles إنها النوع من البلاد حيث الناس فيها يقومون بأعمالهم بالمصافحة
    Bir 10 yıl önce bebeklerin de aynı şeyi yapıyor olabileceğini öne sürdüm. TED ومنذ حوالي 10 سنوات مضت، اقترحت أن الأطفال الصغار ربما يقومون بالأمر ذاته.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus