Ama o bir daha asla kimseye dokunmayacak ne bana ne ona ne de başkasına. | Open Subtitles | لكنه لن يمس أحد مجدداً لا أنا، ولا هي لا أحد |
Yarın gün doğmadan kimse mühürlere dokunmayacak. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لا تتركوا أحد يمس هذه الأختام وذلك حتى غروب الشمس غداً ، مفهوم ؟ |
Oraya benden ve uzman birisi haricinde kimse dokunamaz. | Open Subtitles | لا أحد يمس عربتي ما عدا انا والاختصاصيين |
Kimse ineklere bağıramaz, dokunamaz. | Open Subtitles | لا أحد يصرخ في الأبقار. لا أحد يمس الأبقار. |
Evet, ben Grandi ailesinin bir üyesiyim ama ona kimse dokunmadı. | Open Subtitles | إننى عضو فى العائلة ، بالتأكيد لكن أحداً لم يمس الفتاة |
İnanın ya da inanmayın, Jinto olay yaratabilecek bir şeye dokunmadı ondan başka. | Open Subtitles | جينتو لم يمس شيئا له تداعيات خطرة بخلاف هذا |
Wraithler tarafından dokunulmamış olan bir tane bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف منهم من لم يمس من الريث. |
Sana dokunan, seni ısıtan birşey yok mu? | Open Subtitles | أليس هناك شئ يمس مشاعرك و يجعلك تتحمس ؟ |
Oğlum, kadınların onun için temizlik yapmasını sevmez. Birisinin bir şeylere dokunmasından bile hoşlanmaz. | Open Subtitles | لا يريد ولدي أن تقوم امرأة بالتنظيف له لايحب أن يمس أحد أشيائه |
Garip olan, yüzeyden, mezara dokunulmamıştı. | Open Subtitles | ,الشيء المثير للجنون هو, أن سطح القبر لم يمس اطلاقا |
- Tamam, ben aptalım ama kimse, hiç kimse Bayan Eğik'e dokunmayacak. | Open Subtitles | لكن لن يمس أحدا هذه السيدة ,لا أحد |
Dükkanı açıncaya kadar kimse bu hanımlara dokunmayacak. | Open Subtitles | لن يمس السيدات أحد قبل أن نبدأ بالعمل. |
Bunu hemen mühürle. Kimse bunu görmeyecek ve dokunmayacak. | Open Subtitles | اختم هذا الان لا احد يرى او يمس هذا. |
Kimse bu duvara dokunmayacak - Resimleri alır ve bir başka yere koyarız | Open Subtitles | لن أسمح لأحد بـأن يمس هذا الجدار |
Hayır. O benim kalbime asla dokunamaz. | Open Subtitles | لا , لا يمكنه ابداً أن يمس قلبي |
Kimse ayıya dokunamaz anladın mı? | Open Subtitles | لا احد يمس الدب |
Aileme kimse dokunamaz. | Open Subtitles | لا أحد يمس عائلتي |
Kimse benim malıma dokunamaz. | Open Subtitles | لا أحد يمس قذارتي. |
ATM'den para çekmedi. Kredi kartlarına dokunmadı. | Open Subtitles | لا سحوبات من الصراف الآلي لم يمس بطاقتة الإئتمانية |
Çok düşündüm, o pelerine hiç dokunmadı. Daha önce ellemiş olmalı. | Open Subtitles | لقد تكررَ ذلك مراراً وتكراراً بفكري هو لم يمس أبداً العباءة، هو مَن أعددها من قبل. |
Demek istediğim, yiyeceklerin hiç birisine dokunulmamış. | Open Subtitles | اعنى ان الاكل لم يمس على الاطلاق |
Beynine dokunan Nazik biri | Open Subtitles | في صورة شخص ما طيب يمكنه أن يمس عقلكِ |
Ben sadece... insanların eşyalarıma dokunmasından hoşlanmam. | Open Subtitles | أن يمس الأخرون ممتلكاتي |
Boğazı kesilmişti, başka bir yerine dokunulmamıştı. | Open Subtitles | تم شق حلقها و باقي جسدها لم يمس |