Beni uzaklaştırabilirsiniz, ancak uzaklaştıramayacağınız... sizin başınıza gelecekler ve bu ülkeye olacaklardır... | Open Subtitles | وبعد إذن المحكمـة يمكنكَ التخلّـص منّي. لكن لا يمكنكَ منع مـا سيحدث |
Bana o şekilde bakma. Otel odası tuttum diye Beni tutuklayamazsın. | Open Subtitles | لا تنظر إليّ هكذا ، لا يمكنكَ إعتقالي لإستئجار غرفة بفندق |
Biraz önce çıktığın inşaattaki işinden bahsedebilirsin. Kız arkadaşından ve arabandan şikâyet edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ الحديث عن عمل الإنشاء الذي عدتَ منه للتوّ والتذمّر من صديقتكَ وسيّارتكَ |
Şu an Bana istediğini yapabilirsin ve ben de hatırlayamam. | Open Subtitles | الآن، يمكنكَ أن تفعل ما شئت بيَّ، ولن أتذكّر شيئاً. |
Afedersiniz, başka kime soracağımı bilemedim. Bana yardım edebilir misiniz? | Open Subtitles | أنا آسفة لم أعلم من أسئل غيرك, ولكن هل يمكنكَ مساعدتي؟ |
Bunları kanıt olarak götürmelerine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكَ السماح بترك هذه تسجّل ضمن الأدلّة |
Dışarıya arama yapamazsın. Otoyol'un etrafı tamamen çevrili. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تقوم بالإتصال بأرقام خارجية الطريق السريع مغلق بالكامل |
...Onu beynini, güzel yüreğini ifade etmek için kullanmaya başlayabilesin. | Open Subtitles | حتى يمكنكَ إستخدام عقلك حتى يمكنكَ التعبير عن جمال قلبك |
Bir eğitim planına, temel okuma yazma programına kayıt olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ الإلتحاق بمخطط تدريبي برنامج أساسيات محو الأميّة |
Şimdi biraz trenlerle oynayalım sonra da Beni eve götür, olur mu? | Open Subtitles | ما رأيكَ في أن نلعب بالقطارات قليلاً وبعدها يمكنكَ اصطحابي إلى المنزل |
- Beni tutuklayamazsın! Sen polis değilsin! - Eskiden öyleydim. | Open Subtitles | ــ لا يمكنكَ القبضُ على أنتَ لستَ شرطياً ــ إعتدتُ أن أكونَ واحداً, هل يُجدى معك ؟ |
- Beni ancak polis tutuklayabilir. - Bir zamanlar polistim. | Open Subtitles | ــ لا يمكنكَ القبضُ على أنتَ لستَ شرطياً ــ إعتدتُ أن أكونَ واحداً, هل يُجدى معك ؟ |
Bu duyguyu sen de yok edebilirsin. Artık bu acıyı çekmene gerek yok. | Open Subtitles | يمكنكَ أنّ تطفيء ذلك أيضاً، لا يتعيّن عليكَ الشعور بهذا الألم بعد الآن. |
Horlamamdan hoşlanmazsan, yarın kendine bir kulübe inşa edebilirsin. | Open Subtitles | إذا لا تحبّ الشخير يمكنكَ أن تبني حجرة لكَ غداً |
Eğer istiyorsan, gidip kendine eziyet edebilirsin. Ya da durabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ تعذيب نفسكَ إن كان هذا ما تريد أو يمكنكَ أن تكفّ |
Çok küçük bir oyuncu kadrosu var. Son kurguyu sen yapabilirsin. | Open Subtitles | طاقم ممثلين سوف يكون صغير جدًا يمكنكَ الحصول على الصورة الأخيرة |
Onunla dans edebilir ve diğer insanların önünde elini tutabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ الرقص معها وأن تمسك يدها أمام الناس جميعا |
Bunları kanıt olarak götürmelerine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكَ السماح بترك هذه تسجّل ضمن الأدلّة |
Bir bütün olamazsın, onun doluluğuyla işini yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تكون منطوياً على نفسك لا يمكنكَ القيام بعملك على أكمل وجه |
Kan gruplarımız aynı. Bu Bana karaciğerinden bir parça verebilirsin demek. | Open Subtitles | لدينا نفس الفصيلة، ما يعني أنّه يمكنكَ منحي جزءً من كبدكَ |
Aradıkları neyse, Judoonların Onu bulmasına izin veremez misin? | Open Subtitles | مهمن كان, ألا يمكنكَ أن تدع الجودوو يبحثوا عنه؟ |
Evle birlikte gelen her mala ayrıca saklanan her şeye sahip olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ أن تحصل على كلّ الممتلكات التي تأتي مع المنزل بالإضافة إلى أيّ شيء مخفي هناك |
İster gelirsin, istersen kendine gelecek başka bir yol bulursun. | Open Subtitles | يمكنكَ أن تأتي معنا، أو تذهب من طريقٌ آخر بنفسك. |
- Evet. - Bu şekilde devam edemezsin. - Devam edebilirim ve edeceğim. | Open Subtitles | ــ لا يمكنكَ البقاء على هذه الحالة ــ بإمكاني البقاء على هذه الحالة |
Sadece 50 adamla onları kontrol altına alabilirsiniz ve her istediğini yaptırabilirsiniz. | Open Subtitles | بخمسين رجلاً فقط، يمكنكَ قمعهم وإجبارهم على فعل ما يطيب لكَ |
Ben uykuya dalarken koluma parmağınla bir şey yazabilir misin? | Open Subtitles | يمكنكَ أن تكتب شيئاً على ذراعي بإصبعِكَ بينما أغفو ؟ |