- Aslında, Kirk beş gün önce fotograf çekimi için çöle gitti. | Open Subtitles | الأمر هو ان كريك خرج إلى الصحراء منذ خمسة ايام لالتقاط الصور |
Sahra'yı tekrar çöle döndürenle aynı iklim değişikliğinin başka bir etkisi vardı. | Open Subtitles | الحدث المناخي الذي أعاد الصحراء الكبرى إلى تصحرها كان له أثر آخر |
çöle düşmüş kutup ayısı gibi kurudun ve su içmek istiyorsun! | Open Subtitles | بينما أنت تعاني من العطش كالأرنب التائه في الصحراء بشهر يوليو |
- Burası büyük bir ev. çöle hiç çıkmadın değil mi? | Open Subtitles | ولم تذهب للصحراء كما أتفقنا مساءا هل قمت بمعاشرتها فى سريرى؟ |
Bu haritayla ilgili sorunumuz, mürekkebi ve pigmentleri zamanla ağarmış ki bu durum, yaklaşık 2 metre büyüklüğündeki bu haritada, dünyayı dev bir çöle çevirmiş. | TED | مشكلة هذه الخريطة كانت أحبارها وصبغاتها التي بهتت عبر الزمن وبسبب حجم الخريطة هذا، ما يقرب من 7 أقدام، بات العالم يبدو وكأنه صحراء ضخمة. |
Ve burdan çöle kadar uzanan bir imparatorluk inşa edeceğiz. | Open Subtitles | و من هنا سنبني إمبراطوريه تمتد حتى تصل إلى الصحراء |
Metan denizlerinin aksine, kumulların boy gösterdiği çöle benzer alanlar da vardır. | Open Subtitles | وعلى النقيض من بحار الميثان هناك مناطق مثل الصحراء تهيمن عليها الكثبان |
çöle dönmüş bu yerde yok mu bir kadın bana erkekliğimi hatırlatacak? | Open Subtitles | هل من امرأة في هذه الصحراء القاحلة لتجعلني اشعر كرجل حقيقي ؟ |
Bu buz gibi, ıssız çöle şükrediyoruz. Buradaki yalnızlık kalbimizi de dondurmak üzere. | Open Subtitles | وبارك لنا في في هذه الصحراء القارسة وهذا الفراغ الذي يهُدد بتجميد قلوبنا |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim, ama çöle doğru ilerliyordu. | Open Subtitles | أنا آسف لإزعاجك يا سيدي، لكنها كانت تتجه نحو الصحراء. |
İhtiyacı olan bilgileri yükleyip çöle bıraktık. | TED | وجعلنها تُحاكي أفعالنا ومن ثم اطلقناها في الصحراء |
Ve bu teleskobun büyüklüğü, onu bütün çöle kurmuş olmamız bize Parkes'ten daha yüksek bir çözünürlük sağlıyor. | TED | وهذا هو حجم التلسكوب، الحقيقة أننا أقمناه فوق الصحراء بكاملها والتي أعطتنا دقة أفضل من باركيس. |
Ona uçağını hiç kimsenin göremeyeceği çöle indirmesini söyle. | Open Subtitles | اخبره ان يهبط بطائرته فى الصحراء حيث لا يمكن رؤيته |
İsmail bile Tanrı'nın onu bir ulusun babası olsun diye çöle sürüklediğini bilmiyordu. | Open Subtitles | حتى إسماعيل لم يكن يعرف أن الله يقوده داخل الصحراء ليؤسس أمه |
Hayat suyu, çöle karış ve otlakları yeşillendir. | Open Subtitles | يا مياه الحياه إعطى الشراب إلى الصحراء و إجعليها خضراء خصبه هارون |
O güruh bugün Musa'nın peşinden çöle gidebilir ama gözleri güneşten kıpkırmızı olduğunda ve çatlak dudakları susuzluktan kanadığında, mideleri açlıktan kasıldığında, | Open Subtitles | هذا الحشد سيتبع موسى لداخل الصحراء اليوم لكن عندما تذبل عيونهم و تصبح حمراء بفعل الشمس و تتشقق شفاههم و تدمى من العطش |
Sokakta yanlarına gelmiş bıçağı sırtlarına dayamış gözlerin bağlamış ve çöle götürmüş. | Open Subtitles | اقترب منهن في الشارع يضع سكينا في ظهرهن يعصب عيونهن ويأخذهن للصحراء |
Petrol ve zenginlik bu memlekete değişiklik, çöle de 21. yüzyılı getirdi. | Open Subtitles | النفط والثروة التي جلبها ،حوّل هذه الأرض مُقدِّماً القرن الواحد والعشرين للصحراء |
Ve aynı zamanda yüzeydeki, oksijen bakımından zengin su aşağıya gidemez ve okyanus bir çöle döner. | TED | و في نفس الوقت وماء سطح البحر الغني بالاوكسجين لن ينتجه والمحيط يتحول إلى صحراء |
Otoyol devriyesinin gedikli polisleri seni aramak için çöle geliyor. | Open Subtitles | كوبير من دورية الطريق السريع سيتحد بالصحراء , و الصيد لك. |
Kimsenin cesareti olmadığı için çöle geldim. | Open Subtitles | خَرجتُ إلى الصحراءِ لأنه لم تأتي لأحد الشجاعة ليفعل ذلك. |
Eğer öfke ve intikam ateşi, okyanusu bile çorak bir çöle dönüştürüyorsa o zaman gerçek aşkın ateşi de burada çiçeklerin açmasını sağlar. | Open Subtitles | اذا استطاع الغضب والانتقام ان يحول المحيط الى ارض قاحلة فالحب يستطيع ان يزهر هذه الارض |
- Görüntü geçen yıl alınmış. - Bir yılda mı çöle dönüşmüş? | Open Subtitles | إن الصورة أخذت العام الماضي هل تحولت لصحراء في عام واحد |
Onların cesetlerini alıp,arabasına koyup çöle götürüyor. | Open Subtitles | يأخذ جثثهم، يضعهم في سيّارتهم، يقودها إلى الصّحراء |