Çünkü bunun ne savunmayla ne başka bir şeyle alakası var! | Open Subtitles | لأن هذا لا علاقة له بالحماية وأنتِ على يقين في ذلك |
Bu yönetim bizi, aileleri ayırmak ve çocukları gözaltına almak zorunda olduğumuza, Çünkü bunun daha fazla sığınmacının sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor. | TED | هذه السياسة تجعلك تعتقد بأنه يجب علينا تفريق العائلات وحجز الاطفال، لأن هذا سيوقف قدوم اللاجئين لحدودنا. |
Kendine başka Floyd bul. Çünkü bunun sahibi var. - Buyurun. | Open Subtitles | إحصل على صديق آخر, لأن هذا تم أخذه شكراً لك |
Aşçı olmayı istememesi gerektiğini, Çünkü bunun kızların yapması gereken bir şey olduğunu düşünüyordu. | TED | حيث أعتقد أنه لم يكن من المفترض ألا يريد أن يكون طاهيا، لأن ذلك كان شيئا تفعله البنات. |
Çünkü bunun gittiği yer bu, ta ki sen üvey babanla ciddi zaman geçirmeyi düşünene kadar. | Open Subtitles | لأن ذلك هو المكان هذا ويرأس إلا إذا كنت وضعت في بعض الخطيرة مواجهة مع زوج الوقت. |
Çünkü bunun ne anlama geleceğini henüz bilmiyorum. Anlıyor musun? | Open Subtitles | كلا، لأنني لا أعرف ماذا ذلك يعني، هل تعلم ؟ |
Bu iyi haber, Çünkü bunun anlamı ne savaş ne de düşmanlık kaçınılmaz bir sonuç değil. | TED | وهذا خبر سارّ لأنّه يعني أنّ ما من عداوة أو صداقة ستكون دائما طبيعة العلاقة بينهما. |
Çünkü bunun benim not ortalamama bir hayrı yok. | Open Subtitles | لأن هذه لن تفيدني في رفع معدّلي الدراسي. |
İlginç, Çünkü bunun vücudunda "Şeytanın nefesi" vardı. | Open Subtitles | هذا مثير لأن هذا يمتلك أنفاس الشيطان في جسده |
Böyle bir şey yapmayacağını biliyorum, Çünkü bunun anlamı uzaklaştırma demek. | Open Subtitles | أنا آعلم أنكَ لن تفعل شئ كهذا لأن هذا سوف يعنى إيقافاً عن العمل |
Hayır, bu imkansız Çünkü bunun için bana ya da yaptığım işe saygı duyulması gerekir. | Open Subtitles | لا، كان دومًا هذا مستحيلًا، لأن هذا يتطلب إحترامًا لي ولما أفعله. |
Buna cevap vermeyeceğim Çünkü bunun işbirliğiyle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لن أجيب على ذلك لن أجيب على ذلك لأن هذا ليس له علاقة بأمر التواطؤ |
Umarım, Çünkü bunun sebebi, Rockwell'in maktulü keserken elinin kayması olabilir. | Open Subtitles | آمل، لأن هذا يمكن أن مجرد أن تكون اليد روكويل الانزلاق عندما كان نحت حتى ضحيته. |
Bunu yaparken mutlu olurum, Çünkü bunun anlamı bir daha senin igrenç yüzüne bakmak zorunda kalmayacağım demektir. | Open Subtitles | بل سأكون سعيدة ...لأن هذا يعني أنني لن أضطر ثانية للنظر إلى وجهك الكريه ثانية |
Aslında, sana güvenseydim benimle iş yapman için aptal olman gerekir Çünkü bunun manası benim bir aptal olmam olurdu. | Open Subtitles | في الحقيقة، لو وثقتُ بك، ستكون أبلهًا للمتاجرة معي لأن ذلك سيعني أنني أبله. |
Çünkü bunun anlamı, günün birinde seni affedeceğimdir. | Open Subtitles | لأن ذلك يعني بأنه سوف يأتي وقت لن أكون غاضبا منك فيه |
Çünkü bunun anlamı senin onurunun bizimkinden daha önemli olmasıdır. | Open Subtitles | لأن ذلك يعني الشرف الخاص بك وكان أكثر أهمية بالنسبة لك مما نحن عليه. |
Hayır, sen arabanı çekemezsin Çünkü bunun için ehliyet gerekli ...ve bir yetişkin olarak ehliyetin yok. | Open Subtitles | لا , أنت لا تتسكع لأن ذلك سيتطلب رخصة قيادة والذي أنت كرجل بالغ لا تملكها |
Çünkü bunun delice olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أعتقد أن يبدو جنونا على الإطلاق. |
Çünkü bunun hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أرغب بالتحدث عن الأمر |
Çünkü bunun mümkün olabileceğini düşünseydim seni asla arkamda bırakmazdım. | Open Subtitles | لأنّه إذا ظننت أنّ ذلك ممكن... لما كنت تركتك ورائي. |
Bu görüşte, anıların akışı olarak dünyayı deneyimleriz Çünkü bunun doğası budur. | Open Subtitles | من هذا المنظر نحن نختبر الدنيا ك سير للحظات لأن هذه هي طريقة الطبيعة |
Neden? Çünkü bunun, Büyük Britanya halkının güvenlik çıkarlarıyla ters düştüğünü düşünüyorlar. | TED | لماذا؟ لأنهم إعتبروا ذلك ليس في مصلحة الأمن العام لشعب بريطانيا العظمى. |