Eğer ülkemiz için çalışıp ölmemize izin verirseniz neden sendikalaşmamıza izin vermeyesiniz? | Open Subtitles | لو تركتمونا نعمل ونموت من أجل بلادنا فلماذا لاتتركونا ننضم للجزب ؟ |
Birlikte çalışıp, birbirimize saygı gösterdiğimizde gemi güven içinde limana dönüyor. | Open Subtitles | وعندما نعمل سويه ويحترم بعضنا الأخر عندها ستصبح السفينه بيتاً آمناً |
Monotonluktan ve yorgunluktan bitmiş bir şekilde, sessizce çalışıp aynı işi tekrar tekrar günde 16-17 boyunca yapıyorlardı. | TED | و هم هامدون من الرتابة والتعب، يعملون بصمت، يؤدون مهامهم مراراً و تكراراً لمدة 16 أو 17 ساعة يومياً. |
Çok sıkı çalışıp, gereken neyse onu yapacağım. | Open Subtitles | سأعمل بجدّ. سأقوم بكل ما يتحتّم علي فعله. |
Bu kadar yakın çalışıp da iyi arkadaş Olmamak zaten mümkün değil. | Open Subtitles | ويكاد أن يكون من المستحيل العمل معاً دون أن نصبح صديقتين مقربتين |
Birlikte çalışıp, birbirimize saygı gösterdiğimizde gemi güven içinde limana dönüyor. | Open Subtitles | وعندما نعمل سويه ويحترم بعضنا الأخر عندها ستصبح السفينه بيتاً آمناً |
Ortak tek noktamız aynı yerde çalışıp tarihi binaları değerlendirmemiz. | Open Subtitles | الشئ الوحيد المشترك بيننا اننا نعمل في تثمين العقارات التاريخية |
Bana kalırsa birlikte çalışıp halatları birlikte onarmalıyız... hem görev paylaşımı olur. | Open Subtitles | حسناً ، فكرتي هي أن نعمل معاً ونصلح الحبال معاً ونتقاسم الواجبات |
Gün boyu çalışıp köy hayatında önemli bir rol oynuyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل طوال اليوم نلعب دوراً كاملا من حياة القرية |
Dilierim ki birlikte çalışıp Yeryüzünün biyoçeşitliliğini koruma konusunda bizi heveslendirecek önemli yöntemleri geliştirebiliriz. | TED | أتمنى أن نعمل سوياً للمساعدة في صنع الأدوات المناسبة التي نحتاجها للحفاظ على التنوع الحيوي في الأرض. |
Küçük dizüstü bilgisayarlarla çalışıp düşünme biçimimizi değiştirmek için masalarımızın yerini değiştiriyoruz. | TED | نحن جميعاً نعمل على اجهزة كمبيوتر محمولة صغيرة .. نغير كل هنية من طريقة جلوسنا |
Biliyorsunuz, binlerce bilimadamı bu insan kaynaklı ve doğal kaynaklı nedenleri anlamak için çalışıp duruyor. | TED | تعلمون ، آلاف من العلماء يعملون على فهم كل الأسباب اللي يصنعها البشر والأسباب الطبيعية. |
Diğer çiftliklerde hayvanlar daha çok çalışıp daha az yiyorlar. | Open Subtitles | كل الحيوانات يعملون اكثر ويأكلون اقل من اقرانهم في المزارع الاخرى |
Siz başlarsınız. Ben çalışıp gerisini hallederim. | Open Subtitles | بإمكانكما انتما الإثنين العمل هناك وانا سأعمل هنا لكي نكمل القسط |
Pekala, özür dilerim. Sen diplomanı alabilesin diye ben çalışıp kıçımı yırtıyordum. | Open Subtitles | حسناً ، أنا آسف لكدحي في العمل ليتسنى لك الحصول على شهادة |
Hikayeye göre, eski insanlar öyle garip bir fikir geliştirmişler ki, dillerinin gücünden yararlanarak birlikte çalışıp eğer bir kule yapabilirlerse bu kulenin onları cennete ulaştıracağına inanmışlar. | TED | تبعاً للقصة، استبد الغرور بالبشر القدماء لحد أنهم، باستخدام لغتهم عملوا معاً، ليبنوا برجاً ليأخدهم جميعاُ إلى الجنان. |
Onları kör kütük sarhoş etmeye çalışıp bizim takıma katmaya mı çalışacağız? | Open Subtitles | سنحاول جعلهُم ثملتين. ثم نجعلُهُما في فريقنا. |
Bu çocuk hiçbir şey bilmiyor, emirlerin hiçbirine uymuyor tatil günü çalışıp yemekte domuz yiyor. | Open Subtitles | هذا الفتى لا يعرف شيئًا، ولا يحفظ شيئًا من تعاليم التوراة ويعمل يوم السبت ويتناول لحم الخنزير |
Daha önce çalıştığımdan daha sıkı çalışıp, odaklanmalıyım... | Open Subtitles | .. عليّ التركيز والعمل أكثر مما سبق وأن عملت |
Yani bütün gün çalışıp hiç bir karşılık alamadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تعنين بإنكِ عملتِ بكل جد ولم تتحصلي على اي تعويض مطلقاً ؟ |
Ve bilgisayar endüstrisine geri dönüp, bir süre burada çalışıp, bir şeyler yapmam lazım, dedim. | TED | لذلك ما فعلته هو أنني عدت إلى مجال الكمبيوتر و قلت: حسناً, أنا مجبر على العمل هنا لفترة, إعمل شيئاً. |
Hem çalışıp hem hayatını yaşayan bir kadını havsalan almıyor. | Open Subtitles | بالطبع لا يمكنك تفّهم أن تعمل المرأة ويصبح لديها حيـاة |
Komik bulacaksın ama her zaman postanede çalışıp postacı olmak istemişimdir. | Open Subtitles | ستضحكين لطالما أردت أن أعمل في مكتب البريد وأصبح رجل بريد |
Chloe, Lex FBI ile çalışıp babasını ele vermeye çabalıyor. | Open Subtitles | كلوي ليكس كان يعمل مع اف.بي.اي ليحاول إعتقال والده |
Yarın, bütün gün çalışıp tam maaş alırsın böylece yeterli yemek olacak. | Open Subtitles | غداً ستعملون يوماً كاملاً و تكسبون أجراً كاملاً وبالتالى سنحصل جميعاً على ما يكفي |
Gecenin bu vakti orada çalışıp ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تفعلينه بتمرّنك بمنتصف الليل؟ |