Plakanın bu sokakta park etmiş bir arabadan çalındığı ihbar edilmiş. | Open Subtitles | لوحة التسجيل تمّ التبليغ عن سرقتها من سيارة مركونة بهذا الشارع |
Romanımdan çalındığı aşikar olan bölümleri bir kenara bırakırsak bana bir şey çağrıştırmadı. | Open Subtitles | بجانب اقسام روايتى التى تمت سرقتها بشكل صارخ لم الاحظ اى شىء |
Bir arabanın yemek yediğimiz lokantanın parkından çalındığı rapor edildi. | Open Subtitles | تم التبليغ عن سيارة مسروقة من موقف السيارات في العشاء |
Tacın çalındığı zaman, burada başka biri var mıydı? | Open Subtitles | عندما سُرق التاج، هل كان يوجد أحد آخر لازال هنا؟ |
Beysbol topuyla beraber her şey mahalleden çalındığı ihbar edilen eşyalar. | Open Subtitles | حسناً، بجانب كرة البيسبول كل شيء تم الإبلاغ عن سرقته من الحي فيما عدا هذا |
Yürüyüşe çıktığını söylemişsin ama kamera kaydı Ranger'lara ait dosyanın çalındığı saat ve dakikada senin orada bulunduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تقولين أنك كنتِ بالخارج تركضين ولكنك تظهرين بها في المكان المحدد ، في الوقت المحدد عندما سُرقت بيانات الحراس |
- Şoförden iz yok ama kamyonun bir hafta önce Florida'dan çalındığı bildirilmiş. | Open Subtitles | لا أثر للثائق لكن السيارة بلغت سرقتها في " فلوريدا " قبلها بأسبوع |
- Çalınmış bir şehir iş kamyoneti.. ve çalındığı halan bildirilmemiş... | Open Subtitles | سرقوا سيارة تابعه للمدينه لم يتم الإبلاغ عن سرقتها بعد |
Son birkaç günde bölgede çalındığı rapor edilen araç var mı bir bakalım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى معرفة ما إذا كانت أي سيارات قد تم الإبلاغ عن سرقتها في المنطقة في الساعات القليلة الماضية. |
Arabanın bu sabah dörtte park yerinden çalındığı bildirildi. | Open Subtitles | تم الإبلاغ عن هذه سيارة مسروقة قبالة الكثير في الساعة الرابعة من صباح اليوم. |
Evet siyah bir karavanın o gece çalındığı haberini de aldım | Open Subtitles | أجل هناك بعض الأدلة ان سيارة ذات الدفع الرباعي سوداء اللون مع لوحة مسروقة كانت متوقفة في مكان الحادث |
48 saat önce çalındığı bildirilmiş. | Open Subtitles | هنا الأمر، بلغ عنها أنها مسروقة قبل 48 ساعة |
Bu sayede kayıp testereyi bildirmiş olurum, çalındığı ortada olsada. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يمكنني ملأ ملف عن المنشار الذي يبدو جليًا أنه سُرق |
Burda önemli olan bu şeyin nasıl çalındığı. | Open Subtitles | حسناً, ما هو مذهل هنا هو كيف سُرق هذا الشيء. |
çalındığı yer orası. -Ben... | Open Subtitles | سوف نذهب إلى المكتبة هناك حيث تمّت سرقته |
Bu paranın çalındığı söylenemezdi. | Open Subtitles | انه المال الذي لا يبلغ احد عن سرقته |
Köprünün altında anlaşmanın bozulduğu ve fidye parasının çalındığı köprü. | Open Subtitles | تحت الجسر.. حيث انهارت الصفقة سُرقت الفدية. |
Evet, ve silikonların çalındığı doktorun adını bulduk. | Open Subtitles | و لدينا اسم الطبيب الذي سُرقت منه الأثداء المزروعة |
Kolye arabamdan çalındığı zaman. | Open Subtitles | حينما تمّت سرقة القلادة من سيارتي |
Ya hala kendi kamyonunda çalındığı gün ki gibi duruyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أنها لم تزل كما كانت على تلك الشاحنة المسروقة ؟ كما قلت سابقا |
Yeğeni öldürülüp para çalındığı için kıza bağırıyordu. | Open Subtitles | وكان هو يصيح في الفتاة لأن ابن أخيه قد قُتِل والنقود قد سُرقَت |
...General Fang'a İngiltere Bankası'ndan başka nelerin çalındığı konusunda bilgi verin. | Open Subtitles | أعلمْ الجنرالَ فانج ما المواد الأخرى التي سُرِقتْ مِنْ مصرف إنجلترا المركزي |
Taşın çalındığı bilmiyorlardı. | Open Subtitles | هم لَمْ يَعْرُفوا بأنّه سُرِقَ. |
Dün arabanın çalındığı bildirilmiş. | Open Subtitles | لقد تم الإبلاغُ عن سرقةِ السيارةِ ليلةَ البارحة |
çalındığı söylenen bir şey varmı? | Open Subtitles | -هل تم الإبلاغ عن أي مسروقات ؟ |
Malların çoğunun Ella'nın mahallesinden çalındığı anlaşıldı. | Open Subtitles | مجموعة من العناصر المسروقة سرقت من عمليات السطو الاخيرة في حي ايلا |