| Bipolar bozukluğun birçok çeşidi olmasına karşın, birkaçını değerlendirelim. | TED | على الرغم من وجود أنواع عديدة من اضطراب ثنائي القطب، فسندرس اثنين منها. |
| Çılgınlığın 9 çeşidi. | Open Subtitles | القليل الذي بإمكاني أن أقوم به أقصد , هذه تسعة أنواع من الجنون |
| Genetik olarak değiştirilmiş ve onun bir çeşidi şimdilik buraya 40 milden daha yakın bir yerdeki insanları felç ediyor. | Open Subtitles | كانت معدلة جينياً، والآن هناك أنواع مختلفة تشُل الناس لمسافة أقل من 40 ميلاً من هنا |
| - Çok değişik bir dondurma çeşidi. | Open Subtitles | إنها نكهة غريبة بالنسبة لآيس كريم. كلا، ليست كذلك. |
| Garip bi kan hastalığım var. AML. Löseminin bi çeşidi. | Open Subtitles | انا لدى مريض دماء غريب انه نوع من انواع السرطان |
| İki çeşidi var. Biri Hodgkin's diğeri non Hodgkin's lenfoma. | Open Subtitles | :هنالك نوعان "اللمفاويه الهودجيكينيه" و "اللمفاويه اللاهودجيكينيه" |
| Görünen o ki, mülteciler birçok yeni yemek çeşidi getirmişler. | Open Subtitles | العديد من أصناف الطعام قد جاءتنا من خلال اللاجئين |
| Üç çeşidi olduğunu biliyorum: | Open Subtitles | :أعلم أنه يوجد ثلاث أنواع العام، المستعجل و السريري |
| Evet, dirsekliklerin bir sürü çeşidi var, ama bazı kızlar köşesi daha sert olanları kullanır. | Open Subtitles | أجل، هناك أنواع كثيرة مختلفة من الوسادات، لكن بعض الفتيات يلبسن بعضها بحافات صلبة |
| Mutlu evliliklerin bir sürü çeşidi olduğunu kabul edeceksinizdir. | Open Subtitles | وستوافقينني الرأي أن هناك أنواع مختلفة للحياة الزوجية السعيدة |
| Bitkiler açısından da; buğdayın iki çeşidi çavdar, arpa, mercimek, incir. | Open Subtitles | بخصوص النباتات، أنواع عديدة من القمح والزوان والشعير والعدس والتين. |
| Tabiki hayır, dört farklı orgasm çeşidi var. | Open Subtitles | كلاّ، ثمّة أربعة أنواع مختلفة لهزّة الجماع. |
| - Sevginin birçok çeşidi var, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, هنالك أنواع كثيرة للحب, أليس كذلك؟ |
| Zekânın birçok değişik çeşidi var biliyorsun Charlie. | Open Subtitles | أنت تعلم بأن هناك أنواع مختلفه من الذكاء تشارلي |
| Gerçekten kabul edilen üç uzaylı çeşidi var. | Open Subtitles | هُناك ثلاثة أنواع عامة مِن المخلوقات الفضائية المعروفة |
| En sevdiğin dondurma çeşidi nedir? | Open Subtitles | ما هي نكهة المثلجات المفضلة إليك؟ |
| Hey bak. Yeni bir çeşidi çıkmış: Kanepe Patatesi | Open Subtitles | اضافوا نكهة جديدة بطاطا الاريكة |
| Aspik dediğimiz şey; et suyu aromalı, jölemsi bir tatlı çeşidi. | Open Subtitles | جيلاتين مِن نوع نكهة لحم البقر. |
| Sevginin birçok çeşidi olduğunu ve bizimkinin en iyisi olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | هناك انواع كثيرة من الحب وحبنا جميل على ماكان عليه |
| Hayatta bir sürü uyanma çeşidi vardır. Ama Doğu 73. | Open Subtitles | بالحياه, هناك جميع انواع المناداه للإستيقاظ |
| Paintball kurşunları gibi. - Aslında iki çeşidi var. | Open Subtitles | مثلها مثل كرات الألوان - هناك فعلياً نوعان - |
| Burada 250'den fazla süsen çeşidi var. | Open Subtitles | لدينا أكثر من 250 من أصناف القزحيات المنفصله |