Zaman ilerledikçe yer çekimi artacak, ta ki tamamen dünyada oluncaya kadar. Ancak sizi temin ederim oraya kadar varamayacağız. | TED | مع مرور الوقت، ستزداد الجاذبية حتى نعود إلى كوكب الأرض، ولكن أود أن أؤكد لكم أننا لن نستطيع الوصول هناك. |
Durum şu ki, yer çekimi arabalara etki ederken insanlara da ediyor. | TED | لكن بمثل ما تؤثر الجاذبية على العربات، فإنها تؤثر أيضًا على الركاب. |
İlk yapmamız gereken, TV ekibini atlatıp, çekimi sabote etmekti. | Open Subtitles | كانت الأولوية التخلص من طاقم التصوير و تخريب أشرطة الفيديو |
Bugün saat 3'te senin için bir fotoğraf çekimi ayarladık. | Open Subtitles | لقد حضّرنا لك جلسة تصوير اليوم في الساعة 3: 00 |
Birkaç gün içinde size analiz raporu getiririm ama çekimi kim yazacak? | Open Subtitles | ايام بضع بعد والتحليل تقريرنا تستلموا سوف بى؟ الخاص الشيك لديه من اولا، لكن |
Yer çekimi üzerine düşeni yaparak onu yavaşça engin bulut kütlelerine çekti. | Open Subtitles | وبفعل الجاذبية المعتاد الذى يشده ببطء . فى تجمعات ضخمه من الغيوم |
Yer çekimi gaz bulutlarını milyonlarca yıl sıkıştırdı ta ki merkezin derinliklerinde hidrojen füzyonu oluşturacak kadar sıcak hale gelene dek. | Open Subtitles | الجاذبية ضغطت سحب الهيدروجين على مر ملايين السنين إلى أن أصبح الغاز في المركز ساخناً . بما فيه الكفاية لحدوث الاندماج |
Dikkatlice analiz ettiğimizde radyasyonun gökyüzündeki gidişi kütle çekimi dalgaları sonucunda olabilir dış evrendeki parçacıklar sayesinde seyahat etmiş oluruz. | Open Subtitles | وهكذا من خلال تحليل نموذج الإشعاعات في السماء يمكننا أن نؤكد إن كانت موجات الجاذبية تتنقل عبر قسمنا من الكون |
Yer çekimi çok güçlü ve düştüğünün farkına bile varmıyor. | Open Subtitles | الجاذبية فى منتهى القوة و هو لم يلاحظ حتى سقوطه |
Seramoni 3.30'da tamamlanır ve bunu fotoğraf çekimi takip eder. | Open Subtitles | تنتهي المراسم في الثالثة و النصف بما في ذلك التصوير |
Ve onlar New York'ta iki haftalık çekimi finanse ettiler. | TED | مولت المنظمة أسبوعين من التصوير في نيويورك |
Ayrıca, bu yönetmenlerin sahip olduğu bazı görüşsel sınırlamaları en aza indirir ve film çekimi sırasında orada olmayan bir şeyi orada gibi gösterebilir. | TED | كما يقلل من القيود المفروضة على المخرجين من ناحية العرض فيستطيعون الإدعاء بوجود شيء ما لم يكن موجودًا أثناء التصوير. |
90 günlük bir çekimi nasıl 65 güne indirecekmişim? . | Open Subtitles | كيف عساي إتمام تصوير من 90 يوم في 65 يوم؟ |
Bir de yeni bebeğin fotoğraf çekimi için indirim önerdiler. | Open Subtitles | وعرضوا أن يقدموا لي تخفيضاً على جلسة تصوير الطفل الأولى |
(Kahkahalar) İşte bir şekilde bu fotoğrafçıyla yemekteyim ve o başka bir fotoğrafçıyla bir fotoğraf çekimi üzerine konuşuyor yine kızılderili bölgesinde. Fotoğrafı çekmek için | TED | عندما كنت معه في حفله العشاء وهو كان يتحدث مع مصور محترف اخر عن تصوير حدث في محميه للهنود الحمر. |
Bizler vahşiyiz! Whooo! Kahrolasıca maaş çekimi nereye koydum? | Open Subtitles | نحن رجال متوحشون هووووووووو أين وضعت الشيك اللعين أجل. |
Sigorta şirketim sonunda çekimi veriyorlar, ve istediğim tek bir tesisatçı var. | Open Subtitles | شركة التأمين ستعطيني الشيك أخيراً نهاية الأسبوع و لا أريد سوى سباك واحد |
Lex'den ürün çekimi almaya geldim. Genelde benim için kapıda bırakır. | Open Subtitles | جئت لآخذ شيك المحصول من ليكس يتركه لي بالخارج عادة |
Vergi nedenlerinden dolayı, çekimi kestiğinizde Dewey Finn adına olsun. | Open Subtitles | عندما تقطعين شيكي سيتوجب الدفع لديوي الفلندي بسبب الضرائب |
Çocuklar eğer bu çekimi düzgün yaparsak, film cebimizde sayılır. | Open Subtitles | ،إذا نجحنا في هذه اللقطة الفيلم بأسره سيكون في الجيب |
Senin evin "Indoor Living" için yapacağım fotoğraf çekimi için çok uygun olurdu. | Open Subtitles | تعرف , منزلك سيكون رائع من اجل التقاط صور للمجلة التى اعمل بها |
Hey! Bizimle geliyor musun, yoksa bu çekimi de mi mahvedeceksin? | Open Subtitles | أتريد ركوب قطار هنا ، أم تريد أن تخرب لقطة أخرى ؟ |
Biranın boğazdan inmesini sağlayan şey yer çekimi değil. | Open Subtitles | لاعلاقة للجاذبية بنزول البيرة الى المعدة |
İlki, yer çekimi kuvvetinin su moleküllerinin uzaya uçmadan durmasını sağlamak için gezegen büyük olmalı. | TED | أولاً، يجب أن يكون الكوكب كبيرًا كفايةً بحيث تمنع قوّة الجاذبيّة جزيئات الماء من الطيران نحو الفضاء. |
Fakat düzenleme için, fotoğraf çekimi üst sınıf iyi bir mekana ihtiyacımız var, ben de sen yardımcı olabilirsin diye düşündüm. | Open Subtitles | ولكن لفعل ذلك ، يجب علينا إلتقاط بعض الصور الجديدة في موقع مميز، لذلك فكرتُ بكَ |
Benim maaş çekimi tuttukları o kötü yere gitmem gerek. | Open Subtitles | لا بد لي من الذهاب الى ذلك المكان الشر حيث أنها تبقي راتبي. |
Evet, çekimi kendi başına terk etti. | Open Subtitles | نعم. غادر تبادل لاطلاق النار الصورة وحدها. |
Daniel, neden onu bulup yeniden kapak çekimi yapmıyoruz? | Open Subtitles | و عطر جديد لما لا نبحث عنها و نصور الغلاف مرة اخرى؟ |