| Neyse, Çok şükür gittiler. Artık etrafı biraz gezebiliriz. | Open Subtitles | حمداً لله أنهم رحلوا يمكننا الآن أن نتجول حول المكان |
| - Güle güle. Neyse, Çok şükür gittiler. Artık etrafı biraz gezebiliriz. | Open Subtitles | حمداً لله أنهم رحلوا يمكننا الآن أن نتجول حول المكان |
| Muhtemelen farkındasınızdır her çarpışma balo için bir eşe dönüşmüyor, Çok şükür. | TED | الحمد لله للارتطام الفعال خاصيتين مميزتين |
| Çok şükür hayır. Ünü kendinden önce gidiyor. | Open Subtitles | لا و الحمد لله , لا أعرفها الا من خلال صيتها |
| Evet, çok sık olmuyor. Çok şükür ki acil bir işim yoktu. | Open Subtitles | نعم انه لا يحدث غالبا لحسن الحظ لم يكن لدي شيء عاجل |
| İyi çocuklar, Çok şükür buradasınız. | Open Subtitles | أيها الفتيان الطيبان حمداً للرب أنكما هنا |
| Hayır, yani o aşamaya gelmedim, Çok şükür ama yine de teşekkürler. | Open Subtitles | كلاّ، أعني لم أصل لتلك المرحلة، حمداً لله لكن شكراً لك |
| - Çok şükür Tanrım. - 9'a kadar vaktimiz olduğu söylendi, doğru mudur? | Open Subtitles | حمداً لله لقد أخبروني أن أمامنا حتى التاسعه مساءاً أليس كذلك؟ |
| Çok şükür bunun için kafa yormama gerek yok. | Open Subtitles | حمداً لله بأني لا ينبغي علي القلق بهذا الشأن. |
| Çok şükür bunun adı İngilizce. | Open Subtitles | حمداً لله أن هذه الصفحة مكتوبة بالإنجليزية. |
| Çok şükür fazla sembolik falan değil. | Open Subtitles | الحمد لله أنها ليست رمزية للغاية او ما شابه |
| Çok şükür Gulamali dedesinin yolunu izliyor. | Open Subtitles | الحمد لله ابني غلام علي اختار أن يحذو حذو جده |
| Çok şükür ki, en çok parayı o kazanıyor. | Open Subtitles | الحمد لله أنه هو من يجني الأموال الكثيرة. |
| Çok şükür kimse incinmedi. Tabi ki araba biraz hasara uğradı. | Open Subtitles | . لحسن الحظ لم يصب أحد بأذى .بالطبع السيارة تبللت تماما |
| Sadece bir tane var, ve bu Amerika Birleşik Devletleri -- Çok şükür ki. | TED | وهناك قوة واحدة فحسب في هذا العالم وهي الولايات المتحدة الامريكية وهذا لحسن .. الحظ .. نعم لحسن الحظ |
| Çok şükür daha önemli meseleye odaklanmamızı sağlayan birileri var. | Open Subtitles | حمداً للرب أنه ثمّة أحد يجعلنا نركّز على ما هو هام |
| Çok şükür seni buldum. Bu gece, İkiz Çamlar'da 1.15'de buluşalım. | Open Subtitles | الحمدلله أننى وجدتك قابلنى عند سوق توين بينيز التجارى فى الساعه 1 و 15 دقيقة صباحاً. |
| Gündüzmüş. Çok şükür. Çok şükür, Tanrım. | Open Subtitles | إنه الوقت المناسب ، شكراً للمسيح ، شكراً للرب ، أنت بشرية صحيح ؟ |
| Allah'a Çok şükür Spock olamam. | TED | حمدًا لله أنني لا أستطيع أن أكون مثل سبوك. |
| Çok şükür! Hâlâ "Yetenek Sizsiniz"e çıkabiliriz. | Open Subtitles | حمدا لله لازلنا نستطيع المشاركة في برنامج المواهب |
| Çok şükür ki yarın Paris'e gidiyorum. Tek söyleyeceğim bu. | Open Subtitles | شكرا لله أننا سنغادر إلى باريس غدا هذا كل ما أستطيع قوله |
| Meme kanserine yakalanan kadınlardan bir kısmının hayatını kaybetmesi yıllar sonra oluyor. ve Çok şükür ki çoğu hayatta kalıyor. | TED | ان بعض النساء الذين اصيبوا بسرطان الثدي توفين بعد عدة سنوات لاحقاً والكثير منهن والحمد لله نجون |
| Çok şükür, onlar şu Etrüksler ile meşguller son zamanlarda. | Open Subtitles | شكرا للرب .. أخيرا أنهم منشغلين كلهم مع هذه ايتروسان الخرة. |
| Ama sen kızsın - Çok şükür. Bu yüzden bu orkestraya katıldım. | Open Subtitles | لكنِك فتاة، أحمد الله لذلك إلتحقت بالفرقة |
| Ambulans görevlisi çizip geçtiğini söyledi. Çok şükür. | Open Subtitles | موظف الإسعاف قال بأنها كانت فقط خدش شكراً لله |
| Çok şükür gömleğinde kola var, şu an seni dik tutan tek şey o. | Open Subtitles | إشكرْ الله للنشا في ذلك القميصِ، أَو هناك سَيَكُونُ لا شيءَ يَحتجزُك عمودياً. |
| Çok şükür iyisin, haberleri gördüm. | Open Subtitles | شكراً يا إلهي هل أنتم بخير لقد رأيت الأخبار |