| Üzerindeki renklerin ne anlama geldiğini anlayana kadar ona bakmayı çok severdim. | Open Subtitles | كنت أحب النظر اليها، كل تلك الألوان. حتى تبين لي ما تعنيه. |
| Küçükken, çizmeyi çok severdim ve bildiğim en yetenekli ressam annemdi. Ancak annem bir eroin bağımlısıydı. | TED | عندما كنت صغيراً، كنت أحب أن أرسم، و أكثر فنان موهوب عرفته هو كانت أمي لكن أمي كانت مدمنة على الهيروين. |
| Odamı çok severdim... ama o elimden aldı. | Open Subtitles | لقد أحببت غرفتي وأرتحت بها , وأنتزع مني ذلك المريض النفسي ديريك |
| - Evet, o adamı çok severdim. Onun için çalışmayı severdim yani. | Open Subtitles | لقد أحببت هذا الرجل، أحببت العمل تحت إمرته. |
| Karımı tahmin edemeyeceğin kadar çok severdim. Ve onu geri getirebilmek için her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | لقد أحببتُ زوجتي أكثر ممّا ستعرفين على الإطلاق، وسأفدي بأيّ شيءٍ لأستعيدها. |
| Lisedeyken bu şarkıda dans etmeyi çok severdim. | Open Subtitles | في أيام الثانويّة كنتُ أحب الرقص على هذه الأغنية |
| Baksana. Küçükken kiliseye gitmeyi çok severdim. Mozaik camlara ve heykellere bayılırdım. | Open Subtitles | حين كنت في صغري كنت أحبّ الذهاب للكنيسة بسبب زجاج نوافذها الملوّن و تماثيل السيّدة العذراء و يسوع. |
| Günün bu saatlerinde dışarıda oynamayı çok severdim. | Open Subtitles | انا معتادة على حب اللعب فى الخارج فى هذه الوقت من اليوم |
| Ben küçükken ağaçlara tırmanmayı çok severdim. | Open Subtitles | هل تعلم عندما كنت صغيرا انا كنت اتسلق الاشجار حقا كل انواع الأشجار |
| Akordiyonu çok severdim. Çalmak için o kadar çok çalıştım ve sonunda akıcı çalabilmeyi becerdim. | Open Subtitles | كنت أحب الأكورديون ، و تدربت و تدربت ، حتى صرت ألعب بطلاقة |
| Ayrıca, ben sadece uçmayı çok severdim, çünkü Yıldız geçidini bilmiyordum. | Open Subtitles | كما أني كنت أحب الطيران كثيراً لأنّي لم أعلم عن بوابة النجوم |
| Bilirsin bunu çok severdim. İkimize bir mutlu son yazdım sonra. | Open Subtitles | أنت تعرف أنى كنت أحب هذا كثيراً ثم كتبت نهاية سعيدةً لكلٍ منَّا |
| Otellerde uyumaktansa, turne otobüsünde uyumayı daha çok severdim. | Open Subtitles | كنت أحب النوم في الحافلة السياحية. بدلاً من أن تكون في الفنادق. |
| Çocukken, dayımla deniz kenarına gitmeyi çok severdim. | Open Subtitles | عندما كنت طفلاً كنت أحب الذهاب إلى البحر مع عمي |
| Kardeşini çok severdim. Harika bir insandı. | Open Subtitles | لقد أحببت شقيقكِ للغاية لقد كان رجلاً عظيمًا |
| O elemanı çok severdim. Benim kahramanımdı. | Open Subtitles | لقد أحببت ذلك الشخص لقد كان بطلي |
| Çocukken doktorculuk oynamayı çok severdim. | Open Subtitles | لقد أحببت تمثيل كوني طبيب وانا طفل |
| Kızımı çok severdim, ama sorunlu bir kızdı. | Open Subtitles | لقد أحببتُ أبنتي لكنها كانت فتاةٌ مضطربة |
| Tanrım, o kadını çok severdim. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد أحببتُ تلك المرأة |
| Beni yanlış anlama ama Dom'u herkesten çok severdim. | Open Subtitles | لا تسيء فهمي لقد أحببتُ (دوم) أكثر من أيّ أحد |
| Saçlarımı çok severdim ve nasıl kullanacağımı da iyi bilirdim. | Open Subtitles | كنتُ أحب أمتلاكي للشعر و كنتُ أعرف أستخدامه |
| Ben... Ben sadece dansa gitmeyi çok severdim. | Open Subtitles | أنا فقط كنت أحبّ الذهاب إلى حفلات الرقص |
| Eskiden şarkı söylemeyi çok severdim. | Open Subtitles | لقد أعتدتُ على حب الغناء. |
| Ben küçükken ağaçlara tırmanmayı çok severdim. | Open Subtitles | هل تعلم عندما كنت صغيرا انا كنت اتسلق الاشجار حقا كل انواع الأشجار |
| çok severdim orayı. | Open Subtitles | نعم , لقد احببت هذه الارض القديمة |
| O atı çok severdim. Agides'le birlikte sekiz yıl geçirdik. | Open Subtitles | كم أحببت ذلك الحصان، أمضينا ٨ أعوام مع بعض |
| Çocuk sahibi olamadık. Ama onu çok severdim. | Open Subtitles | لم تستطع الإنجاب يوماً و لكني أحببتها للغاية. |
| Keako amcanın bunlardan bir tane yok muydu? Tanrım, o arabayı çok severdim. | Open Subtitles | الم يكن لدى العم "كيكو" واحدة من هذه؟ يارجل ، احببتُ تلكَ السيارة |