| Bir şeyler çalmak için oraya gittiğinde kız çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | عندما ذهبت لسرقة بضعة أشياء فقط، كانت ميتة بالفعل. |
| Mahkemede de söylediğim gibi stüdyoya gittiğimde çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | كما أخبرتُك في قاعة المحكمة، كانت ميتة بالفعل عندما دخلتُ إلى الشقة. |
| Ama oraya vardığımda çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | لكن بحلول الوقت الذي وصلت فيه إلى هناك، كان قد مات بالفعل. |
| Arkadaşlara söyledikten sonra onu içeri aldım ama çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | عندما أخبرت الرفاق، أن نُعيده للداخل، لكنه كان ميتاً بالفعل. |
| Müdürüm, kızı dışarı çıkarana kadar 911'i aramama izin vermedi ve bu süre içerisinde çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | مديري لم يسمح لي بالاتصال بـ 911 أخرجناها للخارج و حينها كانت قد ماتت |
| Bu demek oluyor ki, sandalyede oturan adam, çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | لذا هذا الضابط كان ميت عندما رآيته في كرسي المعوّقين. |
| Ama oraya gittiğimde çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | ولكن عندما وصلتُ إلى هناك كان ميّتاً بالفعل |
| Çünkü Bayan Upward çoktan ölmüştü. Evet, telefon ettiniz ama, üç kadına. | Open Subtitles | لان فى هذا الوقت لورا ابورد كانت ميتة بالفعل. |
| İsmine rastladık ama ne yazık ki ajanımız oraya gidene kadar, kadın çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | ظهر اسمها، ولكن للأسف، بحلول الوقت الذي وصل فيه عميلنا إلى هناك، كانت ميتة بالفعل. |
| Hayır şerif, çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | كلاّ، أيّها الشريف. كانت ميتة بالفعل. |
| Ambulans geldiğinde, o çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | وحتى وصلت الأسعاف كان قد مات بالفعل |
| Ambulans geldiğinde, o çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | وحتى وصلت الأسعاف كان قد مات بالفعل |
| Suni teneffüs yaptım ama çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | حاولت ان أدخل اليه بعض الهواء ليتنفس, لكنه كان ميتاً |
| Sorun şu ki, Nestor mesajı yollandığında çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | الشيء الوحيد هو أن نيسترو كان ميتاً مسبقاً |
| Hiç bir şey bilmiyorum. çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | ـ لا أعرف لقد كانت قد ماتت بالفعل |
| - Tüm söylemek istediğim o beyaz adam ben oraya gittiğimde çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | كل ما أقول أن الرجل الابيض كان ميت عندما وصلت هناك |
| Hardy'i kanlar içinde yerde yatarken gördük. Ama Jenkins çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | قد رأينا (هادري) صريعاً هناك ، ينزف الدماء، لكن (جينكنز) ، كان ميّتاً بالفعل. |
| Yakaladık ama... Çocuk çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | قبضنا عليه، ولكن كان الطفل ميتاً بالفعل. |
| Onu hastaneye götürene kadar çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | عندما وصلنا لنقطة الاسعاف كان ميتا بالفعل |
| Geldiğimde çoktan ölmüştü ama cesedi sıcaktı. | Open Subtitles | عندما جئتُ هنا كانت ميتة مسبقاً وكانت لاتزال دافئة |
| Hearst, bu kadının ölmesini isteseydi çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | لو أراد " هارست " قتل المرأة هذه لكانت ميتة |