Benim 1933 yılında orada çalıştığımı öğrenmişler. Rockland County'de ki stüdyoma geldiler, 15 kadar sanatçılarını da beni ziyarete getirmişlerdi. | TED | عرفوا بأنني اشتغلت في ذاك المصنع في ١٩٣٣ وحضروا إلى مشغلي في دولة روكلاند وأحضروا معهم ١٥ من فنانيهم ليزوروني هنا |
Ancak ölen kadını tanıdığını öğrenmişler. | Open Subtitles | و لكنهم عرفوا أنها كانت على صلة بالسيدة مقتولة |
Günü geçen ürünleri aldığımızı öğrenmişler. | Open Subtitles | لقد علموا أننا أخذنا الأشياء منتهية الصلاحية |
Terapisti olduğumu nerden öğrenmişler bilmiyorum, ama bir gün adamın teki çıkıp bana bir teklifte bulundu. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف علموا اني طبيبه لكن يوم ما ظهر رجل وقدم عرضا لي |
Mali'de, Bozolular, Nijer Nehri'nin gelgitlerine ritmine nasıl ayak uyduracaklarını öğrenmişler. | TED | في مالي، شعب بوزو قد تعلموا كيفية الازدهار في الإيقاع النابض لنهر النيجر. |
Nazilerin planlarını öğrenmişler ve onları durdurmak için girişleri kapatmışlar. | Open Subtitles | إكتشفوا خطة النازيين و أغلقوا المداخل كلها لوقفهم |
Duyduğuma göre İkinci Dünya Savaşı'nın yapıldığı gerçeceğini yeni öğrenmişler. | Open Subtitles | سمعت أنهم اكتشفوا للتو أن الحرب العالمية الثانية قد وقعت |
Hognoz yılanları, bu değerli ziyafetin gömülü olduğu yeri bulmak için iguanayı gizlice takip etmeleri gerektiğini öğrenmişler. | Open Subtitles | أفعى أنف الخنزير تعلّمت أن تستمر بمراقبة أماكن أعشاش الإغوانا وملاحظة المكان الدقيق حيث يتواجد البيض المدفون |
Henüz tam bilmiyoruz, görünen o ki eski ortakları ölmediğini öğrenmişler. | Open Subtitles | نحن لا نملك أدلة بعد لكن يبدو أن الناس الذين كان يعمل معهم عرفوا بطريقة ما أنه حي |
Açıkça, ailem ve ben bunu gizli olarak tutmak istedik, ama bir şekilde medyadaki o akbabalar öğrenmişler. | Open Subtitles | بالتأكيد أننا أردنا أن نُبقي ذلك سرا ولكن طيور الإعلام عرفوا بذلك |
O zaman istedikleri şeyi bize fark ettirmeden öğrenmişler. | Open Subtitles | إذاً لقد عرفوا ما أرادوه من دون أن نُدرِك |
Ama sonunda, kasabalılar kötülerle nasıl başa çıkacaklarını öğrenmişler. | Open Subtitles | ، ولكن فى النهاية القرويين عرفوا أخيراً . كيف يتخلصوا من الشياطين |
Bir internet sayfasından öğrenmişler. | Open Subtitles | لقد عرفوا من صفحة على الإنترنت |
Casuslarımız, Elizabeth'in sana İngiltere'nin Kraliçesi varisliğini teklif edileceğini öğrenmişler. | Open Subtitles | جواسيسنا علموا بان اليزبيث سترسل لك عرض لتكوني وريثتها في عرش انجلترا |
Ancak iki sene ve binlerce dolar harcadıktan sonra, oğullarının çoktan öldüğünü öğrenmişler. | Open Subtitles | لكن بعد سنتين من إنفاق 10 آلاف دولار، علموا إنه ميت |
Hayır, kendileri öğrenmişler ve okumuşlar. | Open Subtitles | لا,لا,لقد علموا عن خيانتك بأنفسهم |
Onlar alet kullanmayı öğrenmişler. | Open Subtitles | وقد تعلموا استخدام الأدوات، والمطارق الحجرية |
Onlar cevizi bir örsün üzerinde dikkatlice konumlandırmayı ve içini ezmeden kabuğu kırmak için ne kadar güç uygulamak gerektiğini öğrenmişler. | Open Subtitles | تعلموا كيف يضعون الجوزة على السندان، والحكم بمقدار القوة المستخدمة بهدف كسر القشرة من غير تحطيم النواة إلى أشلاء. |
Amerikalı bir gazeteciyle görüştüğünü öğrenmişler. | Open Subtitles | إكتشفوا هي كَانتْ تَتكلّمُ إلى مراسلِ أمريكيِ. |
Ama dansçılardan üçü demin aynı adamla çıktıklarını öğrenmişler, bu yüzden bunu izlemeye gidiyorum. | Open Subtitles | لكن "الراقصات الثلاثة" إكتشفوا أنهم يواعدون نفس الرجل لذا سأذهب لأشاهد ذلك |
Okulundaki çocuklar Orta Doğu kökenli olduğunu öğrenmişler. | Open Subtitles | الاطفال في المدرسه اكتشفوا انه من الشرق الاوسط |
Binanın sahibi olduğumu öğrenmişler ve elektrik tesisatı hakkında... bin bir soru sordular. | Open Subtitles | اكتشفوا أنني أملك البناية و سألوني كل أنواع الأسئلة... حول تمديدات الأسلاك |
Bir takım gibi çalışarak balıkların etrafını çevirmeyi öğrenmişler. | Open Subtitles | فقد تعلّمت لتطوّق حول السمك من خلال العمل كفريق واحد |
Çabucak öğrenmişler. | Open Subtitles | لقد تعلموها سريعاً جداً. |
Konuşmayı biliyorlar ama aynı zamanda yalan söylemeyi de öğrenmişler. | Open Subtitles | إنهم يعرفون كيف يتكلّمون لكنّهم تعلّموا فنّ الكذب أيضا |