"öğrettiği" - Traduction Turc en Arabe

    • علمني
        
    • علمتني
        
    • علمنا
        
    • تعلمته
        
    • علمتنا
        
    • علمها
        
    • علّمني
        
    • علمك
        
    • علمه
        
    • علمنى
        
    • يعلمه
        
    • تعلمنا
        
    • علمته
        
    • تعلمتها
        
    • يعلمنا
        
    Ve onun öğrettiği bir dersten farkettim ki, yolumuzu bulmaya devam ediyoruz. TED وانا مدركة عبر الدروس التي علمني إياها اننا سوف نجد الطريق دوماً
    Öldürülmeden önce bana öğrettiği tek şey de buydu zaten. Open Subtitles كان الشيء الوحيد الذي علمني إياه قبل أن يتعرض للقتل
    Ancak bana öğrettiği şey: o farklılıkların sen tanımlamasına izin veremezsin. TED لكنها علمتني: لا يمكنك أن تسمحي لهذه الاختلافات بتحديد من أنت
    Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması. TED شيئًا آخر علمنا إياه السيد روس، وهو أن التصويت أمرٌ في غاية الأهمية.
    Pen, 36 saatlik bebek bakıcılığının bana öğrettiği bir şey varsa o da çocukların, yetişkin gibi muamele görmekten hoşlandıklarıdır. Open Subtitles بيني ,اذا كان هناك شيء تعلمته من ال36 ساعه من مجالسة الاطفال فهو أن الاطفال يحبون ان نعاملهم كانهم بالغين
    Bu yaptığın yüzünden Doktor Carol'ın bize öğrettiği her şey anlamını yitirdi. Open Subtitles ما قمت به أبطل كل شيئ علمتنا إياها الطبيبة كارول
    Tren garında şekil değiştirdin akabinde babanın öğrettiği numarayı unuttun. Open Subtitles تحولتي في محطة القطار فنسيتِ الخدعة التي علمها لكِ أبيكِ
    Harika seanslarımız oldu. Dr. Graham'ın bana öğrettiği küçük taktiği uyguladım. Open Subtitles لقد كانت لنا بضعة جلساتٍ رائعة لقد استخدمت هاته الحيلة الّتي علّمني إيّاها الدّكتور
    Bana öğrettiği şeyler sayesinde hayal dahi edemeyeceğin tehlikelere atıldım. Open Subtitles خضتُ مخاطر لا يمكنك أن تتخيلها بسبب ما علمني إياه
    Kafama bir kurşun yedim ama babamın öğrettiği şeyi hatırlıyorum. Open Subtitles لقد تلقيت رصاصة برأسي لكني أتذكر ما علمني إياه والدي
    Seyahat etmenin bana öğrettiği bu oldu: Bedenin hafızasına, beynin hafızasından daha çok güvenmek. TED ذلك ما علمني له السفر، أن تثق بذاكرة الجسد أكثر من ذاكرة العقل.
    Aynı zamanda beni de değiştirdi ve bana öğrettiği şey ise sabit fikirliliğin çok fazla güce sahip olduğuydu. TED ولكنه غيرني أيضًا، لأنه علمني أن هناك قوة كبيرة في العزم بالتفكير.
    Ama küçük tiyatro çalışmalarının ve büyük pazarlama tekniklerinin bana öğrettiği bir şey varsa o da şudur, herkesin bir markası var. Open Subtitles لكن إذا كان هناك أيّ شئ قد قام التخصص في التسويق مع دراسات المسرح علمتني هو أن كلّ شخص لديه علامة تجارية
    Hayatın bana öğrettiği bir şey varsa, o da kesinlikle sensiz yaşayabileceğimdir. Open Subtitles لو علمتني الحياة شيئا واحدا لكان أنني أستطيع العيش بدونك بكل تأكيد
    Burada yaşamanın keşişlerin bizlere öğrettiği yaşamdan çok daha farklı olduğunu duymuştum. Open Subtitles كنت أعرف أنها مختلفة تماماً عن الطريقة التي علمنا الناسكون العيش بها
    Pokerin bana öğrettiği ikinci şey düşünce şeklini sayısallaştırmanın önemi. TED الآن، ثاني أمر تعلمته من البوكر هو أهمية تحديد مقدار تفكيري.
    Bu davanın bize öğrettiği bir şey varsa ne acı çekersen çek, yaşayabileceğindir. Open Subtitles إذا كانت هذه القضية قد علمتنا شيئا، ما عليك هو أن يمكن العيش، على الرغم من كل ما ألم أنت تمر.
    Babasının ona öğrettiği numaralar yapabiliyordu. Open Subtitles كان يمكنه ان يقوم بالحيل التى علمها له والده
    Bana öğrettiği ilk şey buydu. Çift elle. Open Subtitles هذا كان أول أمر علّمني إيّاه بكلتا اليدين.
    Yine İhtiyarın sana öğrettiği 64 Hünerin. Open Subtitles اياديك ال 64 هي أيضاً ما علمك إياه الرجل العجوز
    Salif'in oğluna öğrettiği herşey bir kaç dakika içinde test edilecek. Open Subtitles كل ما علمه صلف لابنه سيتم اختباره في الدقائق القليلة القادمة
    Amcamın bana öğrettiği eski bir el çabukluğu. Amatör bir sihirbazdı, ama bu ikisinden çok daha iyiydi. Open Subtitles إنها حيله علمنى أياها عمى كان هاوى ولكن أفضل من هؤلاء
    Karısına ve golf oynamayı öğrettiği küçük oğlunun yanına. Open Subtitles إلى زوجته وابنهما الصغير الذى يعلمه لعب الجولف
    Dahası sosyal bilimin bize öğrettiği insanlar kimliklerini net bir dizi gerçeği reddetmek üzerine kurmuşlarsa gerçeği tartışmak kişisel bir saldırıdır. TED وماذا بعد، لقد تعلمنا من علم الاجتماع أنه إذا شكل الناس هوياتهم بناءً على رفضهم لمجموعة من الحقائق، فإن الجدال معهم حول هذه الحقائق يعد اعتداءً شخصياً عليهم.
    Ve aşağı yukarı İngiltere'nin ona öğrettiği fikirler adına tekrar isyan ettiği zaman İngiltere onu yok etmeye karar verdi. Open Subtitles وعندما ثار من جديد اكثر او اقل بأسم نفس الافكار التي علمته اياها انكلترا
    Anne-babamın bana öğrettiği, onların anne-babalarının da onlara öğrettiği dili konuşuyorum. Open Subtitles أنا أتحدث اللغة التي تعلمتها من أبي وأمي والذين تعلموها من قبل آبائهم
    Burada hepimiz eşitiz. Tolstoy'un bize öğrettiği gibi. Open Subtitles نحن جميعا متساوون هنا ، كما تعلم ، كما يعلمنا تولستوي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus