Ve organizmaların, sizi temin ederim, tüm öncelikleri düzen içindedir. | TED | و الكائنات الحية، أؤكد لكم ، لها جميعا أولويات منتظمة. |
Kargaşa sonrası elimizdekiler, farklı öncelikleri olan çeşitli oyuncuların olduğu bir kalabalıktır. | TED | حالة مابعد الحرب عادة مثل حديقة الحيوان مختلف اللاعبين ، مع أولويات مختلفة |
Bence, birçok insanın şu an başka öncelikleri var. | Open Subtitles | ما رأيك.. ؟ اعتقد ان معظم الناس لهم اولويات اخرى |
öncelikleri sınırı aştı. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إلى ذلك الطفل أولوياته قبل كل شيء |
Koç'un ve tüm herkesin çekidüzen verilmiş öncelikleri işte burada. | Open Subtitles | لدي ما يخص المدرب والجميع من مواقف وتحديد الأولويات هنا |
SG-1'ın üyelerinin benzer şüpheli öncelikleri var. | Open Subtitles | وأعضاء إس جي 1 بالمثل مشتبة في أولوياتهم , ولا عجب |
Hepimizin bazı öncelikleri vardır Albay. | Open Subtitles | كلنا عندنا أولوياتنا, كولونيل أن يمكن أن أطلب استدعائك, سيدتى |
öncelikleri değil diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط هذا ليس من أولوياتها و لكن لهذا قمنا بتعيينك |
İşinin sporda ilaç kullanımını durdurmak olduğunu düşünüyormuş, ama patronlarının öncelikleri farklıymış. | Open Subtitles | هو كان يعتقد أن وظيفته هي ..منع المنشطات في الرياضة ولكن رؤساءه كانت لديهم أولويات أخرى |
Hayır. Başkalarının da öncelikleri denetlenmeli. Yalnızca benimki değil. | Open Subtitles | لا، أولويات أي شخص آخر تحتاج إلى أن يتم التحقق، وليس من الألغام. |
Fakat bu tür tesislerin parasını verenlerin başka öncelikleri ve bunları uygulatma güçleri var. | Open Subtitles | .. ولكن الأشخاص الذين يمولون المنشآت مثل هذه لديهم أولويات أخرى والسلطة لتنفيذ تلك الأولويات |
Ama bunun gibi tesislerin giderlerini karşılayanların farklı öncelikleri ve onları harekete geçiren değişik güçler var. | Open Subtitles | لكن الذين يدفعون ثمن وسائل كهذه، لديهم أولويات أخرى، والقدرة الجبرية على تنفيذهم. |
Ama bunun gibi tesislerin giderlerini karşılayanların farklı öncelikleri ve onları harekete geçiren değişik güçler var. | Open Subtitles | لكن الذين يدفعون ثمن وسائل كهذه، لديهم أولويات أخرى، والقدرة الجبرية على تنفيذهم. |
ancak, diğer dişi aslanların yeni öncelikleri var. | Open Subtitles | لكن بعض اللبوؤات أصبحن لديهن أولويات جديدة |
DSC gibi yerel gruplar, Büro'nun öncelikleri arasında değil. | Open Subtitles | جماعات داخلية كالجبهة حاليا ليست في اعلى اولويات المكتب حاليا |
İşler yoğunlaştığında öncelikleri belirlememiz gerekiyor. | Open Subtitles | عندما تصبح المستشفى مشغولة يكون لدينا اولويات |
öncelikleri farklı olabilir ama kişiliği apayrı bir konu. | Open Subtitles | حسنا، قد تكون أولوياته مختلفة لكن شخصيته في كون آخر تماماً |
öncelikleri başka yönde. | Open Subtitles | -ليس بعد، فهذا الأمر ليس من أولوياته حاليًا |
Küçük bir böcek bu öncelikleri tersine çevirirdi. | TED | قد تنعكس هذه الأولويات لدى الحشرة الصغيرة. |
öncelikleri tamamen kendi meselelerine yönelik. | Open Subtitles | أولوياتهم تتركّز بشكل منفرد على مصالحهم الشخصيّـة. |
Ve ikimizin de öncelikleri mevcut. | Open Subtitles | وكلانا يعطي أولوياتنا لإيجاد تلك المرأة |
Afrika ve Asya'da 20'nin üzerinde ülke eğitimi öncelikleri yapmaya ve eğitim sistemlerini sonuç veren bir sistem üzerine kurmak için değiştirmeye kendilerini adadılar. | TED | ما يزيد عن 20 بلدا من إفريقيا وآسيا التزمت بأن يكون التعليم في مقدمة أولوياتها وأن يقوموا بتحويل أنظمتهم التعليمية لتحقق النتائج. |
Üçüncü bölge oyuncumun öncelikleri tamamen zıvanadan çıktı. | Open Subtitles | و لاعب الارتكاز الثالث له أولويّات أبعد من السخف. |