Fuar için bütün üyelerin satış reyonunda yardımına ihtiyaç var. | Open Subtitles | كل الأعضاء يجب أن يساعدوا في الكشك من أجل المعرض |
Sen de varsayıyorsun ki açgözlülük, zayıf üyelerin bazılarında ideolojiye baskın gelmiyor. | Open Subtitles | أنتِ تفترضين أن الطمع لن يتحول إلى مفهوم بالنسبة لبعض الأعضاء الضِعاف |
Başlamadan önce diğer üyelerin de gelmesini bekleyeyim mi? | Open Subtitles | قبل أن أبدأ ,هل يجب أن أنتظر حتى يأتى كل الأعضاء ؟ |
Bazı üyelerini, diğer üyelerin gözü önünde öldürdüğünü iddia ediyorlar. | Open Subtitles | ويقولون انه قتل بعض الاعضاء أمام الاخرين |
Bu üyelerin beni gecenin her saatinde aramaya başlamalarından önceydi. | Open Subtitles | ذلك كان قبل أن تبدأ العضوية العامّة بالإتصال بي في كل الساعات من الليل |
Ee , üzgünüm , sadece üyelerin buna şansı var . Sadece üyelerin . | Open Subtitles | للأسف، الأعضاء فقط هم من تسنح لهم هذه الفرصة |
üyelerin bile bilmediği birçok parça var. | Open Subtitles | حتى الأعضاء أنفسهم لا يعرفون أي جزء من اللغز هم |
Kulüp kurallarına göre üyelerle veya üyelerin eşleriyle sıkı fıkı olamam. | Open Subtitles | سياسة النـادِ لا تسمح لي بالأختلاط مع الأعضاء او زوجاتهم. |
Buradaki haberlerin hepsi, üyelerin başarıları hakkında ve hepsi de, kulübe katıldıktan sonra gerçekleşmiş. | Open Subtitles | كل هذه القصص عن نجاحات الأعضاء وكلها مؤرخة بعد أنضمامهم للنادى |
Bence bu planın sakıncası yok. Ancak üyelerin bazıları için aynısı söyleyemem. | Open Subtitles | أوافق على الخطّة المُقترحة، لكنّي أعترض على هؤلاء الأعضاء. |
Diğer üyelerin de fallarına bakmalıyız. | Open Subtitles | عليكَ بقراءة الطالع لبعض الأعضاء الآخرين. |
...tüm üyelerin katılacağı bir oylama yapacağım ve son olarak gayriresmi CEO olmak için. | Open Subtitles | بأن يصوّتوا لي لكي أصبح من الأعضاء وفي النهاية.. لكي أحصل على منصب رئيس مجلس الإدارة التنفيذي |
Bir kez daha söylüyorum, Dokuz Göz Komitesi tüm üyelerin birleşik istihbarat verilerine tam yetkiyle erişebilmelidir. | Open Subtitles | ستحظَ لجنة العيون التسعة بالولوج الكامل إلى الاستخبارات مجتمعة وتيارات جميع الدول الأعضاء |
Şehrin arınması gerektiğine inanan yüksek rütbeli üyelerin fanatiklerin oluşturduğu sınırlı sayıda kişi. | Open Subtitles | ،يقتصر ذلك على عدد من كبار الأعضاء المتطرفون الذين يعتقدون أن المدينة تحتاج إلى تطهير |
Kulüp kurallarına göre üyelerle veya üyelerin eşleriyle sıkı fıkı olamam. | Open Subtitles | سياسة النـادِ لا تسمح لي بالأختلاط مع الأعضاء او زوجاتهم. |
Diğer üyelerin neler olacağını görmek istiyorlar. | Open Subtitles | يُريدون من الأعضاء الآخرين أن يروا ما يحدُث |
Hareketimizin ilk günlerinde tüm üyelerin sigara içmesi konuşmayı kesmesi zorunluydu. | Open Subtitles | وفي أوائل أيام حركتنا كان لزامياً على جميع الأعضاء أن يدخنوا وأن يمسكوا عن الكلام. |
Bu mavi daireler adayların diğer üyelerin önünde çıplak durduğu ve üyelerin vücutlarındaki yağlı noktaları işaretlediği bir kabul töreni işaretidir. | Open Subtitles | تلك الدوائر الزرقاء هي طقوس ترهيب حيث يقوم المتعهد بالتعري لكي يتمكن الاعضاء من وضع علامة على مناطق الدهون بواسطة القلم. |
Genelde zengin mekanlara takılıyor-- golf klüpleri, otel barları, sadece üyelerin girebildiği yerler gibi. | Open Subtitles | يقصد الأماكن الفخمة والنوادي الريفية والحانات في الفنادق والمؤسسات ذات العضوية الخاصة |
Hükümet Binası tarihinde kıdemli üyelerin atadığı Kongre üyeleri vardır. | Open Subtitles | يوجد العديد منه في الكابيتول يُعطى على حسب الأقدمية لأعضاء الكونغرس |
Bay Reagan, aktör loncasından bazı üyelerin komünist oldukları size bildirilmiş miydi? | Open Subtitles | (رونالد ريغان). رئيس نقابة الممثلين. سيّد (ريغان)، هل تم إبلاغك أن هناك بعض من أعضاء نقابة السينما شيوعيين؟ |
üyelerin deneyimledikleri cinsel istismarlardan bahsettikleri bir site. | Open Subtitles | حسن ، إنه منتدى حيث المستخدمين يمكنهم أن يكشفوا تفاصيل مآثرهم الجنسية |
Çeteler yeni üyelerin kabulünde farları sönük olarak dolaşırlar. | Open Subtitles | انها تحدث طوال الوقت أفراد العصابة يقودون سياراتهم وهم يضيئون الضوء العالي |