Güneş ışınları donmuş yüzeyin içine işleyerek buzların altındaki tuhaf bir dünyayı aydınlatıyor. | Open Subtitles | ،تخترق آشعة الشمس السطح المتجمّد لتنير عالماً غريباً تحت الثلج |
Ayrılırken ışınları görme imkânımız olacak ama geri dönüşü o kadar güçlü olmadığından çıplak gözle görülemeyecek. | Open Subtitles | و الآن، سنتمكن من مشاهدة شعاع الليزر عند إطلاقه لكنه لن يكون بتلك القوة عند عودته لنتمكن من رؤيته بالعين المجردة |
Ama elektronlar ışık hızında dönerken x ışınları ortaya çıkarıyorlar. | TED | ولكن عند انتقال الالكترونات في سرعة الضوء، تعكس أشعة اكس. |
Ancak kozmik ışınları inceleyince, bir limit varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن يبدو و أنَّ هُناك حدٌّ بالفعل .و هو ما نُطلِق عليه انقطاع الشعاع الكوني |
Kızıl ötesi ışınları kullanarak deneğin beyin aktivitelerini saptayan bir optik tarayıcı. | Open Subtitles | إنه جهاز فحص بصري ,يستخدم الأشعة تحت الحمراء ,ليحدد أماكن نشاط الدماغ |
Bu bir yana gama ışınları röntgen ışınlarından farklı olarak meme yoğunluğundan etkilenmiyor. | TED | ولكن كانت الايجابية هي ان اشعة جاما .. على عكس الاشعة السينية لا تتأثر بكثافة الثدي |
Ve o değerli ışık ışınları ağaçlarla mücadele eden yeni bir bitki çeşidi için şans sunuyor. | Open Subtitles | و أشعّة ألضوء الثّمين تلك تقدم الفرصة لنوع جديد من النبات، واحدة من شأنها أن تأتي لمواجهة الأشجار. |
Diğer teleskoplar da gama ışını, şiddetli bir ışık patlaması ve sonra da aynı etkiye sahip olan x ışınları ve radyo sinyalleri yakaladılar. | TED | التقطت تليسكوبات أخرى انفجارًا لأشعة غاما ووميض ضوئي، ومؤخرًا، أشعة إكس وإشارات راديو، كلها إثر نفس الاصطدام. |
Test edip, X ışınları için skanerden geçireceğiz. | Open Subtitles | سنجرى بعض الفحوصات جهزوا جهاز اشعه اكس لعمل مسح |
Bu kozmik ışınları geriye doğru inanılmaz şiddette bir ölüme kadar takip etmek onlarca yıl sürer. | Open Subtitles | ستُستغرقُ عقوداً لتَعقُبِ هذه الأشعةِ الكونية عودةً إلى موتٍ ذو عُنفٍ لا يُعقل. |
Şu an radyo dalgaları, mikrodalgalar, X-ray ışınları ve gama ışınları vücudunuzdan geçiyor ve sizin bundan hiç haberiniz olmuyor; çünkü bunları görmek için gereken biyolojik alıcılarla doğmadınız. | TED | مثلًا لديكم، موجات دقيقة وموجات الراديو والأشعة السينية وأشعة غاما تعبر أجسامكم الآن، وأنتم قطعًا لا تدركون وجودها، لأنكم لستم مجهزين بالمستقبلات الحيوية المناسبة حتى تستطيعوا التقاطها. |
Gama ışınları doğal olarak milyarlarca derecede sıcak malzemeden üretilirler. | Open Subtitles | تنتُج آشعة جاما طبيعيًا من أشياء ساخنة ببلايين الدرجات |
güneş ışınları.. coğrafik özellikler..manyetizmadan dolayı.. | Open Subtitles | بسبب آشعة الشمس والمجال المغناطيسي |
Öyle sıcak bir disk ki, X ışınları püskürtüyor. | Open Subtitles | قرصٌ بالغ الحرارة بحيث يفجّر آشعة سينية |
Her bir oyuk bir prizma görevi görüyor, ışınları kırıp yansıtıyor ve hepsini tek bir noktada topluyor. | Open Subtitles | وكل فتحه تعمل كالمنشور الذي يكسر شعاع الضوء من مصدرهُ ويجمعهُ في شعاع أقوى |
Gardiyanlara ve güvenlik kameralarına yakalanmadan, üstten altıncı kata sızıp gizli paneli bulup en göze batan kolları indirdikten sonra ölümcül ışınları okyanusun dibine yolladın. | TED | بعد أن تفاديت الحُراس وكاميرات المراقبة، وتسللت الى الطابق السادس من أعلى, و استطعت إيجاد لوحة التحكم، وحركت بعض المقابض البارزة، وأرسلت حطام شعاع الموت إلى المحيط. |
Üstünde yaprak olmadığı için güneş ışınları doğrudan toprağa düşer. | Open Subtitles | بدون وجود الأوراقِ فوقالأشجار، أشعة الشمسِ ستضربْ أرضيةَ الغابةَ مباشرة |
Akşamları eve gidip erkek arkadaşının göt deliğine lazer ışınları mı yolluyor sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه يذهب للبيت في الليل ويطلق أشعة الليزر على شرج خليله؟ |
Kırmızı ışınları takip edersen fotomultiplikatör tüplerle kristal kafes arasında bağlantı olmadığını göreceksin. | Open Subtitles | حسنا... إذا تتبّعت هذا الشعاع الأحمر فسترى أنه ليس هناك مسار واضح... بين أنبوب مضخّم الفوتونات و الغشاء الكريستالي |
Biri aniden gelen ışınları yansıtır, diğeri de soğurur. | Open Subtitles | أحدها يصد الشعاع و الآخر يمتصه |
Bu bölgede, U.V. ışınları oldukça yoğun. | TED | في هذه المنطقة، فإن الأشعة فوق البنفسجية مؤذية للغاية. |
Güneşten gelen UV ışınları zararlı patojenlerin DNA'sını yok eder ve suyu temizler. | TED | الأشعة فوق البنفسجية من الشمس تدمر الحمض النووي للملوثات و مسببات الأمراض و تنظف المياه. |
Önce, X ışınları vardı, sonra MRI, ve şimdi de SGT. | Open Subtitles | في البدء كانت هناك اشعة أكس ومن ثم كان هناك التصوير بالمفراس والرنين المغتاطيسي جهاز نبضات الغاما |
Buz tabakalarının yansıttığı Güneş ışınları artık karanlık sulara nüfuz ediyor ve suyu ısıtıyor. | Open Subtitles | اشعة الشمس كانت تعكس على الواح الجليد من قبل الا ان الآن دخولها الى قلب المياه الداكنه يؤدي الى تسخينها |
Alfa ve beta ışınları nötr. | Open Subtitles | أشعّة ألفا وبيتا متعادلة الإستقرار. |
Güneş ışınları okyanusun yaklaşık ilk yüz metresinde doğrudan etki ederler. | Open Subtitles | ..لأشعة الشمس تأثير مباشر على نحو 100 متر فقط من عمق المحيطات |
Freskteki güneş ışınları kırmızı. | Open Subtitles | اشعه الشمس فى الصوره إنها حمراء |
Bilim insanları yirmi yıl boyunca kozmik ışınları neyin yaratmış olabileceğini merak etti. | Open Subtitles | تسائل العلماء لعقدين فيما يُمكنه إنتاج الأشعةِ الكونية. |
Güneş ışınları, melek kanatları hatta | Open Subtitles | أنتِ تمثلين أجنحة الملائكة وأشعة الشمس |