Kuzey'in nükleer program yürüttüğü şüpheleri ve ABD donanmasının Güney Denizi'ne ilerleyişi arasında ülkede gergin bir hava hakim. | Open Subtitles | التوتر بلغ أعلى مستوياته وسط شكوك من كوريا الشمالية بشأن برنامجها النووي وتقدم سفن الولايات المتحدة في بحر الشرق. |
Tanrının size güldüğünü gördüklerinde, ne şüpheleri varsa hepsi gidecek. | Open Subtitles | ستنتسى أي شكوك لدى الناس عندما يرون القدر يبتسم لك |
Bir kere, hakkında taşıyabileceğiniz şüpheleri sildi. | Open Subtitles | أولا : أزالت أى شكوك ربما تكون لديك نحوها |
Evet ancak avukatlarının yapacağı ilk şey şüpheleri başka birine çekmek olacaktır. | Open Subtitles | نعم، لقد فعلنا. ولكن أوّل شيء سيفعله محاميه هو تحويل الشك إلى شخص آخر، لديه دافع |
Onlara satmayı planlıyordun, bu masum ayakları da şüpheleri önlemek için... | Open Subtitles | خططتِ لبيعه لهم, و تصَنَّعتِ هذه السذاجة لئلا تقعي بموضع الشبهات |
Çoğunun bu gezegende uzun soluklu bir varlığımız konusunda ciddi şüpheleri var. | Open Subtitles | العديد منهم أعرب عن شكوكه الخطيرة بشأن وجودنا الطويل الأمد على هذا الكوكب. |
"Tüm şüpheleri temizle." | Open Subtitles | ازل كل شكوكك |
Umarım bu, işe yaramamla ilgili şüpheleri ortadan kaldırmıştır. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن هذا سيُزيل أيّة شكوك من ناحية فائدتي |
Ve biliyorum ki bir çoğunuzun geleceğe dair soruları var, korkuları...şüpheleri. | Open Subtitles | وأعلم بان الكثير منكم لديه الكثير من الأسئله عن مستقبله مخاوف .. شكوك .. |
Eğer bölge savcısı düşük ile ilgili şüpheleri öğrenirse gerçeği öğrenmek için araştırırlar. | Open Subtitles | إذا علمت النيابة عن شكوك تتعلق بإجهاض فسوف تفتش عن الحقيقة |
Belki şüpheleri vardı, onu gözetim altında almışlardı. | Open Subtitles | ربما لأنه ساورتهم شكوك, و وضعوه تحت المراقبة, |
Asgard'a dönmek ile ilgili şüpheleri var sanki. | Open Subtitles | تبدو كأنها ترادوها شكوك حول العودة إلى آسغارد. |
Eğer babanın şüpheleri doğruysa bir kopyacıyı aramıyoruz. | Open Subtitles | إذا كانت شكوك والديك صحيحة، نحن لا نبحث عن مُقلد. |
Katil muhtemelen ikisi arasındaki düşmanlığı duymuş ve şüpheleri oraya yönlendirmek istemiş ki bu çok aptalca. | Open Subtitles | ربّما سمع القاتل عن الخلاف بينهما، وحاول إبعاد الشك عنه. |
İkiniz de kanıt çalmakla şüphelisiniz. Bu da şüpheleri üstünüzden kaldırmıyor. | Open Subtitles | كِلاكما مشتبه به في سرقة أدلة وهذا لا يبعدكم بالضبط عن الشك |
- Anladığım kadarıyla şüpheleri olanlar varmış. - Hayır. Benim yok. | Open Subtitles | أنا أفهم أن هناك بعض الشك في ذلك لا، ليس هناك أي شك في رأسي. |
Bu şekilde davranmaya devam edersen şüpheleri üzerine çekersin, Ofuku-dono. | Open Subtitles | بمثل هذه التصرفات ستثيرين الشبهات ياسيـدة اوفوكو |
Kurbanın eşi konuşmamış, şüpheleri iş ortağına çevirmiş. | Open Subtitles | الزوجة حاولت العناد ألتقت الشبهات على شريك العمل |
Pekâlâ, hatta John'un bile hapisteyken şüpheleri vardı. | Open Subtitles | حتى جون كان لديه شكوكه عندما كان في السجن |
"Tüm şüpheleri temizle." | Open Subtitles | ازل كل شكوكك |
Polisler geldi, sorular sormaya başladı... ..şüpheleri bertaraf etmek için Kont'un ortadan kayboluşunu tezgahladın. | Open Subtitles | جائت الشرطة من جديد وطرحت الأسئلة فزيّفت اختفاء الكونت لتزيح الشبهة عنك |
Almanya'nın zaferi konusundaki tüm şüpheleri yok etmeliyiz. | Open Subtitles | نحن يجب أن نستأصل كلّ الشكّ في النصر الألماني |
Kurmay heyetinin şüpheleri giderilmiş, karşıt fikirler gözden düşmüştü. | Open Subtitles | شكوكهم حول مقدرته القياديه تبددت و بـالتالى سـتضعف مـعارضتهم لـه |
Görünüşe göre şüpheleri varmış, cayabilirmiş. | Open Subtitles | يبدو من أنها متشككة من ذلك |
Hepinizin şüpheleri vardı, biliyorum. | Open Subtitles | واعلم أنكم جميعاً تملكون شكوكاً, ولكنني.. |
Fred şüpheleri üzerine çekmemek için bizimle işbirliği yaptı. | Open Subtitles | فريـد) كان متعاونـًا معنا) لكي لا تزيد شكوكنا |
Tüm şüpheleri ortadan kaldırmak için cesedi burada eksiksiz bir incelemeye tabi tutmamız gerekir. | Open Subtitles | يجدر بنا أن نكون قادرين على القيام بفحص كافٍ وجيد للجثة هنا تماماً لإزالة أي شك. |