Dostum, beni çıplak ve yaşıyor olarak gördüğüne nasıl şaşırmıştı? | Open Subtitles | يا ولد هل كانت متفاجئة لرؤيتها لي عاررية وحيَّة |
Bana Ölüm Perisi dediğinde buna şaşırmıştı. | Open Subtitles | عندما أطلقت علىّ "بانشى"، كانت متفاجئة بهذا |
Sanırım biraz bu duruma şaşırmıştı. | Open Subtitles | اعتقد أنها كانت متفاجئة قليلاً |
Komşular onu gördüğünde şaşırmıştı. | Open Subtitles | تفاجئ الجيران برؤيته |
Miranda bir rahibin bu kadar esnek olmasına şaşırmıştı. | Open Subtitles | تفاجئت (ميراندا) من تساهل الكاهن ولكن في الأوقات العصيبة، |
Bana Ölüm Perisi dediğinde buna şaşırmıştı. | Open Subtitles | عندما أطلقت علىّ "بانشى"، كانت متفاجئة بهذا |
Sanırım biraz bu duruma şaşırmıştı. | Open Subtitles | اعتقد أنها كانت متفاجئة قليلاً |
Çok şaşırmıştı. | Open Subtitles | أنت, إسمع.. لقد كانت متفاجئة جداً |
Çok şaşırmıştı. | Open Subtitles | .. كانت متفاجئة للغاية |
Her gün gelmenize şaşırmıştı. | Open Subtitles | كانت متفاجئة بقدومك كل يوم |
Bizim kadar o da şaşırmıştı. | Open Subtitles | لقد كانت متفاجئة مثلنا تماماً |
Bir çok kişi Mel Gibson'ın Cesur Yürek'i yönetmesine izin verildiğinde de şaşırmıştı. | Open Subtitles | لقد تفاجئ الكثير أيضاً (حينما سمح أحدهم لـ (ميل جيبسون أن يقوم بإخراج القلب الشجاع |
Lindsay hâlâ ilgi çekemediği için yine şaşırmıştı. | Open Subtitles | تفاجئت (ليندسي) مرة أخرى لعدم تلقيها أي انتباه |
Oliver'in itirafını duyduğunda şaşırmıştı. | Open Subtitles | لقد تفاجئت عندما سمعت اعتراف (أوليفر) |