Dedenin kucağında kahve içişimi görmek sizi şaşırttı mı? | Open Subtitles | هل أنت متفاجئ من رؤيتي أشرب القهوة في معمل بيير؟ |
Demek istediğim, seni kovmamış olması beni gerçekten çok şaşırttı. | Open Subtitles | أنا أقصد بأنني مندهش حقا من أنه لم يطردك بعد |
Siz ne ile, ben nöbetini her zaman değil şaşırttı. | Open Subtitles | بما تفعلونه أنا متفاجئة أنكم لا تكونوا مضغوطين طوال الوقت |
Tabii ki, onları gerçekten pataklamamış olman beni çok şaşırttı. | Open Subtitles | بالطبع، أنا مندهشة قليلاً أنكِ لا تضربينهم |
Dünya Savaşı filminde bir kanguru görmek beni şaşırttı. | Open Subtitles | فوجئت لرؤية الكنغر في الحرب العالمية الأولى الملحمة. |
Öyle görünüyor ki, cici doktorumuz tipik davranış kalıbından saparak beni bir hayli şaşırttı. | Open Subtitles | ويبدو أن الطبيب الجيد الذي فاجأني ، الخروج عن النمط السلوكي له نموذجي. |
Böyle bir zamanda, bir adamın parayı, kendi ve sürtüğünün canından bile çok sevmesi beni şaşırttı. | Open Subtitles | إنه يدهشني في هذا الوقت والزمان عندما يقوم رجل بتقديم أهمية المال على سلامته الشخصية |
- Clark'la olan geçmişinden sonra çöpçatanımız olmaya olan hevesin beni şaşırttı. | Open Subtitles | لماذا - نظراً لماضيك مع كلارك - يفاجئني أنك تتوقين لجمعنا معاً |
Buraya gelmen beni çok şaşırttı, seni kaltak. | Open Subtitles | أنا متفاجئ من اظهار وجهك هنا أيتها العاهرة |
Dolaşmak için fırtınalı havayı tercih etmen beni şaşırttı. | Open Subtitles | أنا متفاجئ بأنك تختار العاصفة للذهاب والتجول سيد وود |
Herhangi bir şey duyabilmen beni şaşırttı. Bugün beynindeki onca ses neydi öyle ? | Open Subtitles | انا متفاجئ انت تستطعين سماع كل شيئ ماذا بشأن كل تلك الضوضاء التي بدماغك اليوم |
Şunu söylemeliyim ki Albay, bu etkinliğin çapı beni şaşırttı. | Open Subtitles | لابد أن أقول أننى مندهش من مدى هذا النشاط ، يا قائد مجموعة |
Farkındayım, beni bu üniformayla görmek şaşırttı seni, ...ama Propaganda Bakanlığı ayağımıza kadar gelip ülkenin en üst düzey liderlerinin huzuruna çıkmamızı rica etti. | Open Subtitles | إنك مندهش لرؤيتي بهذا الزي العسري، ولكن وزارة الدعاية الاعلامية أتت إلينا وطلبت أن نظهر أمام القادة الكبار للبلد |
Polisten sonra Oprah'ı aramaması beni şaşırttı. | Open Subtitles | أنا مندهش أنها لم تتصل بـ أوبرا حالما أنهت المكالمة مع الشرطة |
- Biz önce onları görmemişti şaşırttı. - Sorun onlar olmadan, bir, | Open Subtitles | متفاجئة لأننا لم نلتقي بهم من قبل المشكلة هي ، بدونهم |
Bir amigo kızın punk'tan hoşlandığını görmek beni şaşırttı. | Open Subtitles | بأمانة ، أنا مندهشة من وجود مشجعة تحب هذه الأمور |
Bir kız olarak bu kadar küçük ve sıska olması beni şaşırttı. | Open Subtitles | فوجئت بأنّها كانت صغيرة جداً وضعيفة , كالفتاة الصغيرة |
Sanırım onları en çok bu şaşırttı. Kesinlikle beni de şaşırttı. | Open Subtitles | أظن أن هذا أكثر ما فاجأهم لقد فاجأني بالتأكيد |
Senin böyle kurgusal detaylara bu kadar takıntılı olman beni çok şaşırttı oysa dünyamızda endişelenecek çok daha önemli şeyler var. | Open Subtitles | يدهشني انشغالك دائما بالتفكير بقصصنا الخيالية بينما توجد أمور أكثر أهمية |
Bu beni şaşırttı, ama önemli değil çünkü eğer bozuk değilse, tamir etmezsin, haksız mıyım? | Open Subtitles | هذا يفاجئني لكن لا يهمّ لأنّه كما يقال لا تصلحه ما لم يكن مكسورًا هل أنا محقّ؟ |
Ama Etiyopya'nın bir bölgesinde ebeveynlerin yeni bebeklerine isim seçmeyi bir ay veya daha fazla ertelediklerini öğrenmek beni oldukça şaşırttı. | TED | ولقد تفاجأت حين علمت أن في منطقة ما في أثيوبيا يؤخر الآباء اختيار أسماء لمواليدهم لمدة شهر أو أكثر |
İtiraf edeyim mesaj attman beni şaşırttı, aramızın iyi olduğunu pek bilmiyordum. | Open Subtitles | ،يجب أن أقر بأني تفاجئت بتواصلك لم أعلم موقفنا من بعضنا البعض |
Robb savaştaki yetenekleriyle herkesi şaşırttı ama bir anne değil. | Open Subtitles | روب فاجأ الجميع بمهاراته على أرض المعركة لكنه ليس بوالده |
Ve Florida'ya gitmeleri bizi çok şaşırttı çünkü Suzanne sahilde güneşlenemeyen biriydi. | Open Subtitles | وما فاجأنا كثيرا جدا بأنّهم ذهبوا إلي فلوريدا لأن سوزان لم تكن تذهب الى الشاطئ أبدا |
Vücudundaki onca haptan sonra, hayatına giren bütün erkekleri hatırlaman beni çok ama çok şaşırttı. | Open Subtitles | انا متفاجأ انكِ بامكانكِ تذكر جميع الاناس مع هذا الكم من الحبوب الذي تاخذيه |
Söylemem gerekiyor ki, masadaki bunca paranın yüzünü güldürmemesi beni şaşırttı. | Open Subtitles | علي القول بكل هذا المال على الطاولة تفاجئني افتقار الابتسامة على وجهك |
Böyle para isteme şekli beni biraz şaşırttı. | Open Subtitles | انه امرٌ مفاجئ, كوسيلة للمطالبة بمزيداً من المال. |