Şam'a gittik. İbrahim ile ilgili uzun bir tarihe sahip olan şehre | TED | ومن ثم ذهبنا الى دمشق والتي لديها تاريخ عريق متعلق بالنبي إبراهيم |
Bizim hedefimiz bir milenyum şehri olmak, aynen çevremizdeki şehirler gibi; İstanbul, Roma, Londra, Paris, Şam, Kahire. | TED | أن هدفنا هو ان تكون مدينة الألفية مثل العديد من المدن المحيطة بنا اسطنبول و روما و لندن وباريس و دمشق و القاهرة. |
Suriye'nin başkenti Şam'da 1991 yılında doğmuştu. | TED | وُلد بالعاصمة السوريّة دمشق في سنة 1991. |
Mouaz elektrik mühendisi olmak için Şam Üniversitesi'nde eğitim görmüştü. | TED | درس معاز لكي يُصبح مهندس كهربائي بجامعة دمشق. |
Suriye savaşından birkaç yıl sonra, aile Şam'dan kaçıp komşu ülke Ürdün'e gelmişti. | TED | إذن لمدّة سنتين خلال الحرب السوريّة، فرت العائلة من دمشق إلى بلد مجاور وهو الأردن. |
Ebeveynleri Şam dışında yaşayan Filistinli mültecilerdi. | TED | كان والداها لاجئين فلسطينين يعيشان في مخيم اليرموك للاجئين خارج دمشق. |
Sizi Şam'a hayaller değil, disiplin ulaştırır. | Open Subtitles | ان الاحلام لن توصلك الى دمشق ولكن النظام سيفعل |
Önümüzdeki ayın 16'sında Şam'a büyük darbeyi indiriyorum. | Open Subtitles | سوف اقوم بهجومى الكبير على دمشق فى السادس عشر من الشهر القادم |
Altı ayda sadece Şam'dan bir kartpostal. | Open Subtitles | بطاقه بريديه واحده من دمشق خلال سته اشهر |
Evlerini satacağız, halılarını, gümüşlerini. Ziynetlerini de Şam kervanına katacağız. | Open Subtitles | سجادهم , منازلهم , فضتهم و بها , نزيد حجم قوافلنا إلى دمشق |
Her şeyimize el koydular şimdi de malımızı burnumuzun dibinden geçirip, Şam' a götürecekler. | Open Subtitles | لقد سرقوا ممتلكاتنا , و يأخذونها إلى دمشق |
- Şu an Şam yolundalar. - Peşlerinden gidin. | Open Subtitles | لا بد انهم في مكان ما على طريق دمشق الآن |
Ve Kudüs baş rahibi yakıp yıkmam için beni Şam'a gönderdi. | Open Subtitles | والكاهن الأعظم للقدس أرسلنى الى دمشق لأدمر هذه المدينه |
Şam'a giderken, şehrin hemen dışında, gündüz vakti beyaz bir ışık gözlerimi kör etti. | Open Subtitles | وفى الطريق الى دمشق خارجها وفى منتصف النهار ضربنى ضوء ابيض000 أعمانى |
Onların bağırsaklarını çıkartıp Şam'a kadar sürüklemek lazım, ta ki bizi barış sürecine dahil edene kadar. | Open Subtitles | يجب أن نعريهم و نسحبهم إلى دمشق حتى يتضمنونا فى عملية السلام |
Şam yolunda Saul'ken Pavlus'a dönüştüm. | Open Subtitles | الذي حوّل ساول إلى بول على الطريق إلى دمشق. |
- Güzel. Hepsini kervanlarla Şam'a götürüp her bir parçasını satacağız. | Open Subtitles | سَنَأْخذُ كل شيء معنا إلى دمشق و نتاجر به حتى آخر قطعة. |
Belki, Şam'da görüşemeyiz, ümid ederim ki; aradığınız ırkı bulursunuz. | Open Subtitles | إذا لم أَرك في دمشق ، أَتمنى بأن تَجِدي المخزون الي تَبْحثين عنه. |
Eğer Şam'da görüşemezsek, umarım aradığınızı bulursunuz. | Open Subtitles | شكراًلكي,سيدتي. إذا لم أَرك في دمشق ، أَتمنى بأن تَجِدي المخزون الي تَبْحثين عنه. |
Düşünüyorum da... arabayı Şam'da satabiliriz. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر نحن سَنَبِيعُ السيارةَ في دمشق |
Dünya Şam'ın bir Arap ordusu tarafından kurtarılmasından memnun. | Open Subtitles | ان العالم مسرور لرؤية الصورة المشرفة لدمشق التى حررها الجيش العربى |
Gerçekte bu Pembe Şam'ın nerede olduğunu kimse bilmiyor. | Open Subtitles | (لا أحد يَعْرف تماماًً , أين (بينك داماسكوس |