Buraya geldim Başka şansım yoktu | Open Subtitles | وأحضرتنى هنا ولم يكن لدى خيار أخر. |
Eline bir silah veririm ve iddia ediyorum başka şansım yoktu. | Open Subtitles | سأضع مسدساً في يدك، وسأدعي أنه لم يكن لدي خيار آخر. |
Bak, ne düşündüğünü biliyorum. Ama başka şansım yoktu. | Open Subtitles | إسمع, أعرف ما تفكر به, لكن لم يكن لديّ خيار |
İstediği buysa zaten şansım yoktu. | Open Subtitles | إذا كان هذا ما تريدة لم يكن لدي فرصة معها |
Seçim şansım yoktu, efendim. | Open Subtitles | بلير: أنا ما كَانَ عِنْدي إختيارُ , سيد |
Hayır hayır o farklıydı,seçim şansım yoktu | Open Subtitles | ذلك كان مختلف، لم يكن بيدي الخيار |
Başka şansım yoktu. Korumaların beni buraya kilitledi. | Open Subtitles | لم يكن لدى خيار, فقد حبسنى حراسك |
- Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدى خيار |
Başka şansım yoktu. Onlarla ilgilenmeliydim. Eyaleti bu hödükler yönetiyordu. | Open Subtitles | .لم يكن لدي خيار,كان علي العناية بهم هؤلاء الأجلاف كانوا يحكمون الولاية |
Başka şansım yoktu. Az kalsın yok oluyordum. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار لقد كدت أن اختفى من الوجود |
Konuşmak için hiç zamanın olmuyor, o yüzden böyle yapmaktan başka şansım yoktu. | Open Subtitles | أنتليسلديكأيّ وقت للتحدث, لذا لم يكن لديّ خيار سوى قولها فجأة |
6 yıl önce başka şansım yoktu. Artık var. | Open Subtitles | لم يكن لديّ خيار قبل ستة سنوات لكنني امتلك خياراً الآن |
Evet, tabii. 20 yıl önce bir şansım yoktu. | Open Subtitles | أجل بالتأكيد منذ 20 عام لم يكن لدي فرصة |
Will, başka şansım yoktu. | Open Subtitles | سَ، أنا ما كَانَ عِنْدي إختيارُ. |
Hiçbir şansım yoktu ne o zaman ne de şimdi. | Open Subtitles | ... لم يكن بيدي أي خيار ولا بعدها ولا حتى الان |
Ağaçların arasından çıkıp bana silah doğrulttu. Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | خرج من الأشجار يلوح بندقية، لم يكن لدي أي خيار. |
O konuda şansım yoktu. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس لدي أي خيار |
13 yaşındayken kızlardan yana şansım yoktu. | Open Subtitles | لم يحالفني الحظّ مع الفتيات عندما كنت في 13 |
Benim için zevkti Maggie, gerçekten ama seçme şansım yoktu, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا من دواعي سروري ( ماجي ) ولكنّه لم يكُن لديّ الخيار في الواقع أليس كذلك؟ |
Başka şansım yoktu. O şey kontrolden çıktı. | Open Subtitles | لم يكن أمامي أختيار ، الأمر خرج عن زمام السيطرة |
Eh, seçim şansım yoktu ki. Onu evde yalnız bırakamazdım. | Open Subtitles | حسناً، لم يكن أمامي خيار لم أكن لاتركها بمفردها |
Bir karışıklık oldu. Seçim yapma şansım yoktu. | Open Subtitles | سوف تكون هناك تعقيدات - ولكن لم يكن امامي أى خيار - |