Dile getirmesem bile bir şekilde yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyordum. | TED | حتى بدون أن تقال بصوت عالي عرفت بطريقة ما أن ما كنت أفعله كان خاطئًا |
Yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyordum öğrendiğim ve çocuklarıma öğrettiğim tüm ilkelere aykırı bir şeydi ama yabancı bir mekânda, etrafım yabancı insanlarla doluydu. | Open Subtitles | علمت بان ما أفعله كان خاطئًا.. ضد كل ما تعلمته وكل ما علمته أطفالي ولكنني كنت محاط بغرباء لا أعرفهم وبمكان لا أعرفه |
Başını eğdi ve söylediği şeyin yanlış olduğunu anladı ve tüm ekibin önünde, özür dileyerek şunu söyledi: "Bunu ben daha iyi bilmeliyim. Ben Meksika-Amerikalıyım. | TED | نظرت إلى الأسفل وقد أدركت أنها قالت أمرًا خاطئًا. وأمام كامل الفريق الطبّي، اعتذرت وقالت، "يجب أن أكون أكثر إدركًا، أنني أمريكية من أصلٍ مكسيكي. |
Dünyadaki her şeyin yanlış ve kirli olmasıda üzerimizden su gibi akabilir. | Open Subtitles | أنا أدع كل شيئ خاطئ وقذر في هذا العالم يعبث بي كالماء |
O, bir şeyin yanlış olduğunu hissetti ama yine de, ilgisini çekti, | Open Subtitles | كان لديه ثقة بوجود شئٍ خاطئ به، وبالرغم من ذلك أسرَته الشُحنة، |
Yaptığın şeyin yanlış olduğunu biliyoruz ama asıl soru düzeltmek için ne yapacaksın? | Open Subtitles | أنت تعلم أن ما فعلته خاطئاً. السؤال هو، كيف ستقوم بتصحيح الأمور ؟ |
Kendinize, bir şeyleri yaparken o şeyin yanlış ya da anormal olduğunu nasıl belirlediğinizi sorun. | TED | اسأل نفسك أين تعلمت تعريف معنى خاطئ وغير طبيعي للقيام بعدة أشياء. |
Steven ile ilgili her şeyin yanlış olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، لقد اتضح الأمر بأنك كنت خاطئ بشأن ستيفين |
Fakat senin gibi ezilmişleri her şeyin yanlış olduğuna ikna edebilmektir, dostum. | Open Subtitles | لكن دون القدرة على إقناع أيِّ من عشائرك الريفيـيـن بأن شيء ما خاطئ يا صاح |
Yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyorum ve kendimi ahmak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أعرف أن ما فعلته كان خاطئ وأشعر بأنني ذلك الأبله لقيامي بذلك الشئ |
İstediğin kadar mantıklı açıklamalar getirebilirsin ama derinlerde, yaptığın şeyin yanlış olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بإمكانكِ أن تبرّري قدرما تشائين، لكنّكِ تعرفين بالصميم أنّ ما تفعلينه خاطئ. |
Çünkü izlediği amaçlara ilişkin bir şey öğrenir, çünkü yapmış olduğu şeyin yanlış olduğunu öğrenir. | TED | لأنّ الروبوتَ سيكونُ قد تعلّمَ مِن هذهِ التجربة بأنّهُ قد فعلَ شيئاً خاطئاً. |
Tavşan deliğinden aşağı, düşündüğün her şeyin yanlış olduğu yere. | Open Subtitles | إلى "غرفة الأرانب" بالأسفل حيث أن كل شيء تعتقدينه خاطئاً |
Keşke yaptığınız şeyin yanlış olduğuna sizi ikna etmek için daha fazla vaktim olsaydı. Pek adil gelmiyor bana. | Open Subtitles | آملُ فقط لو لديَّ مزيداً من الوقت لأُقنعكم بأن ما تفعلوه خاطئاً |