"şeyle" - Traduction Turc en Arabe

    • شيء
        
    • الشيء
        
    • الشئ
        
    • شيءٍ
        
    • الشيئ
        
    • الشىء
        
    • الشيءِ
        
    • بشئ
        
    • بأمور
        
    • بأشياء
        
    • بشىء
        
    • شيءِ
        
    • بشيء
        
    • بما
        
    • بالشيء
        
    Daha azıyla daha fazla üretmeye çalışmak hiçbir şeyle bir şey üretmek neredeyse. TED الكثير من القليل هو المبدأ المفضّل هذه الأيام بعد مبدأ شيء من اللاشيء.
    Lise yıllarını beraber atlatabildiysek her şeyle başa çıkabileceğimizi biliyorduk. Open Subtitles كنا واثقون بأننا إذا تخطينا المدرسة فسوف نتخطى أي شيء
    Efendim, bu sessiz pervane sistemi... kolaylıkla başka bir şeyle karıştırılabilir-- Open Subtitles سيدي, إن ذلك المحرك الصامت قد يخطئ فهمه بأي شيء أخر
    Biliyor musun, o şeyle gerçekten ne yaptığını bildiğini sanıyor. Open Subtitles هو في الواقع يعتقد انه يعلم مالذي يفعله بهذا الشيء
    Sence bu gece gidip o şeyle sen olmadan karşılaşabilir miyim? Open Subtitles أتعتقدين أني أستطيع أن أخرج الليلة و أواجه هذا الشيء بدونك
    Köpekbalıkları buraya yiyecek için geldi ama yüzeydeki her şeyle ilgileniyorlar. Open Subtitles اسماك القرش هنا لكي تتغذى ولكنهم يهتمون بأي شيء على السطح
    Yok etme işleri dışında bir şeyle birlikte olmamız güzel. Open Subtitles من الرائع أن نترابط على شيء عدا قَهْرِنا للشياطين للتغيير
    Biliyor musun, içimden bir ses ihtiyarın her şeyle ilgileneceğini söylüyor. Open Subtitles تعلَم، لديَ هذا الإحساس الغريب بأنَ هذا العجوز سيتكفَّل بكُل شيء
    Ve kendinden büyük bir şeyle arasında bağ olduğunu hissettiğini söyledi. Open Subtitles وقال لي أنه شعر بالتواصل. مع شيء أكبر منه هو نفسه.
    Bugün olan her şeyle ilgisi vardı... teröristlere sinir gazı sağlanmasıyla... Open Subtitles إنه متورط ي كل شيء حدث اليوم تزويد الارهابيين بغاز الأعصاب
    Ondan boşandı çünkü iki dudağı olan her şeyle yatıyordu. Open Subtitles طلقته لأنه كان يظفر بكل شيء من مجموعتين من الشفايف
    Çünkü bu biz ayrıyken yaptığın bir şeyle alakalı değil. Open Subtitles لأن هذا ليس متعلق بأي شيء فعلته بينما نحن منفصلين
    Eğitimli bir katilim. Seni bu ofisteki her şeyle öldürebilirim. Open Subtitles أنا قاتل مدرَّب يمكنني قتلك بأي شيء في هذا المكتب
    Hayatın boyu pişman olacağın bir şeyle cebelleşiyorsun. Aynı şeyleri ben de yaptım. Open Subtitles أنظر , أنا تصارع شيء لا يمكنكِ الحياه بهِ لتكون هناك ، لتفعلها.
    Lütfen hiçbir şeyi merak etme çünkü her şeyle ben ilgileneceğim. Open Subtitles أرجوك لا تقلق بشأن أي شيء حيث أنني سأعتني بكل الأمور
    Onun tek şansı benim ama içimdeki bu şeyle değil. Open Subtitles أنا فرصتها الوحيدة لأنقاذها، لكن .ليس بوجود هذا الشيء بداخلي
    Benim haklı olduğumu bilmeseydin, o şeyle bana vururdun, gerçek bu. Open Subtitles الحقيقةُ أنك لضربتني بهذا الشيء لو لم تظني أنني على حق
    Tutunduğumuz bu şeyle yaptıklarımız bunun bir dönemden çok daha büyük olduğunu kanıtlıyor. TED ما نفعله بهذا الشيء الذي نحمله اﻵن هو دليل أنّ هذه أكبر من مجرد لحظة.
    Kalbinin en çok sevdiğin şeyle arana girmesine izin verme. Open Subtitles لا تجعل قلبك يقف فى طريق الشئ الذى تحبه للغاية
    Senin hayatın boyunca uğraştığın bir şeyle ilgili hata yaptığını duydum. Open Subtitles لقد سمعتُ أنّه إرتكب خطأ في الحيلولة بينك وبين شيءٍ كنت تعمل عليه طوال حياتك
    Eğer oraya saygıdeğer bir şeyle dönersem onlar da aynı şekilde icabet edeceklerdir. Open Subtitles إن إستطعت العودة بعرض محترم على الأغلب سيظهرون نفس الشيئ
    Ama bilimadamlarınız yaptıkları şeyle o kadar meşgulmüş ki... bu işin gerekliliğini hiç düşünmemişler. Open Subtitles لكنهم كانوا منهمكين بمعرفة 'ذا كان يمكنهم أن يفعلوا الشىء ولم يتوقفوا برهة ليتسائلوا هل ما يفعلونه خطأ أم لا
    Bill, bu şeyle savaşamayız. Open Subtitles بيل،نحن لا نَستطيعُ مُحَارَبَة ذلك الشيءِ.
    Yani senin cinayet kurbanın, akçaağaç'tan yapılan bir şeyle vuruldu. Open Subtitles لذا على الأرجح أن ضحيتكم.. ضُرِبت بشئ مصنوع من القيقب
    Tümü altın madeninde çalışıyor, büyük kısmı fahişelik ve başka şeyle yapıyordu. TED كل هؤلاء الفتيات ذهبن إلى منجم الذهب، وكانت غالبيتهن مومسات يقمن بأمور أخرى.
    Bir karınca, çevreyi bu yolla keşfederken tehditler veya düşmanlardan yeni yuva alanlarına kadar birçok şeyle karşılaşabilir. TED عندما تستكشف بيئتها بهذه الطريقة تمر النملة بأشياء مختلفة بدء من التهديدات أو الأعداء، إلى مواقع بديلة للتعشيش
    başka bir şeyle değiştirir misin... herhangi birşey sık kiralanmayan bir şey de olabilir... Open Subtitles بان تبدلى هذا بشىء أيّ شئ يُمْكِنُ أَنْ تضعى يدكَ علية ..ذلك ،تعلمين.
    Çok fazla lekesi var, bu yüzden her şeyle uyar. Open Subtitles هو يُحْصَلُ على الكثير مِنْ اللطخاتِ، لذا يَذْهبُ بكُلّ شيءِ.
    Kahraman arayışı, her kahraman için gerekli olan bir şeyle başlar... Open Subtitles أن قصة أي بطل لابد أن تبدا بشيء يحتاجه كل بطل
    Yalnızca programlandığı şeyi yapıyordu: Bulabildiği her şeyle bir şekilde gemiyi tamir ediyor. Open Subtitles إنه يقوم بما صُمم لأجله فحسب إصلاح السفينة بأي طريقة بأي شئ موجود
    O boşluğu daha iyi bir şeyle doldurmadıkça onları kaybedeceğiz. Open Subtitles ذلك ضروري لملئ تلك الفتحة بالشيء الأفضل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus