Sonuç, ölü adam bunun hakkında bir şeyler biliyordu, ...sahibinin 30 milyon poundu kazanmasını engelleyecek bir şey. | Open Subtitles | هذا يدل على أن الرجل الميت عرف شيئاً بشأنها شيء قد يمنع أن يحصل المالك على ثلاثين مليون جنيه |
Konuyla ilgili benim bilmediğim bir şeyler biliyordu. | Open Subtitles | لقد عرف شيئاً عن الوضع أنا لا أعرفه |
Evet, Pierce manyak bir yaşlıydı ama galiba şu ana dek benim bile kendi hakkımda bilmediğim bir şeyler biliyordu. | Open Subtitles | نعم، (بيرس) كان مجنوناً عجوزاً و لكنني أعتقد أنه عرف شيئاً لم أعرف حتى الان |
Eddie Mario hakkında bazı şeyler biliyordu sadece kardeşime yakın olanların bilebileceği, ve tavırları hayatını kurtarmak için yalan söyleyen bir adamınkine benzemiyordu. | Open Subtitles | إدي يعرف أشياء عن ماريو ذلك فحسب شخص قريب لأخي أن تعرف، وموقفه اسن وأبوس]؛ ر أن من رجل الكذب لإنقاذ حياته. |
Hakkımda öyle şeyler biliyordu ki bunu yalnız sana söylemiştim. | Open Subtitles | لأنها تعرف أشياء عنى أخبرتك أنت بها فقط |
Ama bir şeyler biliyordu. | Open Subtitles | لكنها تعرف أشياء |
Öyle düşünüyoruz çünkü Ash bir şeyler biliyordu. | Open Subtitles | نظن أن (آش) عرف شيئاً |