"açgözlülük" - Traduction Turc en Arabe

• الطمع
• الجشع
• جشع
• طمع
• جشعاً
• جشعة
• بالجشع
• والطمع
• الشراهة
• بالطمع
• جشعا
• جشعين
• طماع
• طماعاً
• جشعي

Sen de varsayıyorsun ki açgözlülük, zayıf üyelerin bazılarında ideolojiye baskın gelmiyor.
أنتِ تفترضين أن الطمع لن يتحول إلى مفهوم بالنسبة لبعض الأعضاء الضِعاف

açgözlülük ve korku güç ile irtibatladığında tehlikeli bir karışıma sahip oluyorsunuz.
وعندما يجتمع الطمع والخوف مع القوة والسلطة، ينتج لديك مزيج خطير.

Ama her Aşil'in bir açığı vardır ve onlarınki de açgözlülük.
لكن كلّ موقع منيع له نُقطة ضعف، ونُقطة ضعفهم هي الجشع.

Sizin yasalarımızı çiğneyerek daha iyi bir anlaşma yapmanız gibi bir açgözlülük.
ذلك النوع من الجشع الذي جعلكما تخالفا قوانينا لتحصلوا على صفقة أفضل

Dur bakalım, bekle biraz. Ortada fazla açgözlülük diye bir şey var.
تمالك نفسك هناك , تمهل شيء من هذا القبيل سيكون جشع كبير

Kurallardan yana olanlar neden halkın açgözlülük ve aptallığından... en çok yarar sağlayan kişilerdir?
الآن,لماذا انت تفضل من هم في قاعدتك الجماهيرية اتقاوم لتستفاد اكثر من طمع وحماقة العامة؟

Tamahkârlık günah denildi bize, ama o eskidendi. açgözlülük bir erdemdir.
،تعلمنا بأن الطمع رذيلة ليس الآن، فالطمع فضيلة

Tamahkarlık günah denildi bize, ama o eskidendi. açgözlülük bir erdemdir.
،تعلمنا بأن الطمع رذيلة ليس الآن، فالطمع فضيلة

açgözlülük günahından kurtulma duamız, ilkelerimizi unutup, aramızdaki yabancıyı aldatmak için mi?
هل نصلي لنغتسل من خطيئة الطمع فقط لنغلق الكتاب ونخدع الغريب في وسطنا ؟

Eğer bu açgözlülük ise ben dünyanın en obur insanıyım.
إذا كان هذا هو الطمع فأنا أكبر جشعة على وجه الأرض

Sizin profesyonelliğiniz, dünyada adalet ve iyiliğin üstün gelmesini görmek değil, açgözlülük ve güçtür.
و أظن أن إحترافيتك تعني الطمع و القوه بدلاً من الطيبه و العداله هي التي تسود العالم

Bu delici patlamaya sürükleyen açgözlülük ve zarar verme haliydi.
كان الجشع والتهور الذي قاد إلى تفجر حفر التنقيب

SP: Tam olarak değil. Hâlâ şiddete dönüşebilecek bazı içgüdülerimizin olduğunu düşünüyorum; açgözlülük, aşiretçilik, intikam, güç ve sadizm gibi.
ستيفن: ليس بالظبط مازلنا نُؤوي غرائز بإمكانها أن تتفجر إلى عنف مثل الجشع والقبلية والإنتقام والهيمنة والسادية.

Entrika, kıskançlık, açgözlülük ve sahtekârlık üzerine küçük sevimli bir hikaye.
انها قصة منزلية قصيرة عن الأثارة الغيرة, الجشع, والخديعة

açgözlülük edip yakalanacak olursak işimiz tamamen biter.
إذا تملك منا الجشع وقبُض علينا سينتهى أمرنا بالتأكيد

Onlarınki açgözlülük... Biz Allah yolundayız.
لكن , هم يقودهم الجشع و نحن يقودنا الله و أنت يا رسول الله

Bak, biliyorum Susan senin için piyangoydu ve onun gibisini bir kez daha bulmaya çalışmak açgözlülük anlamına gelecek ama dört yıl oldu.
بأنك عشت مع سوزان كأنك رابح اليانصيب وستشعرك محاوله أخرى بأنك جشع لكن مضت أربع سنوات

Çoğu âlim bunun açgözlülük olduğuna inanıyor, eşcinsellik değil.
يعتقد العديد من العلماء أن هذه الخطيئة تعتبر طمع وليست شذوذ جنسي

Bir adamın bu kadar çok eşe sahip olması biraz açgözlülük gibi duruyor.
يبدو جشعاً قليلا لـ رجل واحد أن يملك زوجات كثيرات

Çok ulu ideallerle kurulan şirket açgözlülük ve güç tarafından tamamen baştan çıkarıldı.
و المنظمة التي تأسست علي القيم العليا تم الإستحواذ عليها بالجشع و السلطة

hikayenin içeriği sabun operası, suç içeren dram... açgözlülük ve ihanet içerikli..
انها جزء من قصه دراميه اجراميه قصه الخيانه والطمع

açgözlülük, oburluk, tembellik, gurur...
الجشع ، الشراهة الكسل ، الكبرياء

O işadamına açgözlülük saldırmış olmalı.
لابدَّ أنَّ رجل الأعمال أصيب بالطمع

Anladım ki ömür boyu açgözlülük yapmışım.
لقد عرفت بأنني كنت جشعا طوال حياتي

açgözlülük etmeyin. Bu şekilde yakalanabiliriz.
لا تكونوا جشعين هكذا يتم القبض على الناس

Sonra da açgözlülük edip her şeyi tehlikeye atacak şeyler yaparlar.
ثم يصبح وغد طماع ويقوم بأفعال غبيه تعرض كل شئ للخطر

Bu hiç sorun değil. açgözlülük yapmıyorum, sadece payımı istiyorum.
لا مشكلة،هذا سيكلفكم 1.5 مليون دولار لست طماعاً أريد نصيبي وحسب

Ama onu göndermezsem asıl açgözlülük yapan ben olacağım.
لكن عدم إرسال شيونغ بعيدا... اعتقد انه من جشعي