27 yılı aşkın süredir bu insanlara nitelikli işler sağlıyorum. | Open Subtitles | أنا أُزوّدُ وظائفَ ممتازةَ لهذا المجتمعِ لأكثر من 27 سنة. |
20 yıIı aşkın süredir mini lab baskı işinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل في مختبر تحميض الأفلام لأكثر من عشرون عاماً الأن |
1000 yılı aşkın süredir Tibet'in uzak köşelerinde bu anlayış doğal yaşam için faydalı eylemlere dönüşmüş ve tüm topluma yayılmış. | Open Subtitles | في الأراضي البعيدة للتبت، لأكثر من 1,000 سنة هذا المفهوم ترجم إلى منافع الحياة البريّة، وهو يبدأ بشكل حرفي على عتبتهم. |
40 yılı aşkın süredir, bu kente özgür biri olarak ayak basmadım. | Open Subtitles | لم أظهر في هذه المدينة كإمرأه حرة منذ أكثر من أربعين عاماً |
Bir haftayı aşkın süredir yeni numara almadık da ondan. | Open Subtitles | ذلك لأنّنا لمْ نستلم أيّ أرقام منذ أكثر من أسبوع. |
Kartım 6 ayı aşkın süredir sizdeydi. | Open Subtitles | لديك بطاقة العمل خاصتي لما يربو عن الستة أشهر. |
On yılı aşkın süredir entrikalarla bu yalan imparatorluğunu kurduk! | Open Subtitles | لأكثر مِنْ عقد، خطّطنا بسرّيّة و بنينا امبراطوريّ الكذب هذه |
20 yılı aşkın süredir ringlerin dışında kaldı. Ama 1500 müsabaka vücudunda iz bırakmıştı. | TED | لقد كان بعيدًا عن الحلبة لأكثر من 20 عامًا ولكن هذه ال1500 مباراة احترافية قد تركت علامة في جسده |
Patent bürosu bu patenleri 20 yılı aşkın süredir veriyordu. | TED | حسنا، مكتب براءة الاختراع سبب مشاكل فيما يخص براءات الاختراع تلك لأكثر من عشرين عاماً |
Bunun sonucunda on yılı aşkın süredir bu konuda okuyor, yazıyor ve konuşuyorum, dünyanın çeşitli yerlerinde konferanslara gidiyorum. | TED | وكنتيجة لذلك، ظللت أقرأ وأكتب وتحدثت عن هذه القضية لأكثر من عقدٍ من الزمان، والذهاب إلى مؤتمرات في جميع أنحاء العالم. |
Tembel hayvanlar 40 milyon yılı aşkın süredir öyle ya da böyle bu gezegendeler. | TED | لقد ظلت حيوانات الكسلان على هذا الكوكب بشكل أو بأخر لأكثر من أربعين مليون عامًا. |
CAR T hücreleri şu anda sekiz yılı aşkın süredir kanser hastalarımızın vücutlarında yer almaktadır. | TED | لقد تمكنا من جعل خلايا كارتي تظل في أجسام مرضانا المصابين بالسرطان الآن لأكثر من 8 سنوات. |
Elbette, tekne bir yılı aşkın süredir denizin dibinde ve akıntı onu sürekli çıkıntılara vurmuştur ama delikler bana içeriden açılmış gibi geldi. | Open Subtitles | بالطبع , القارب يقبع تحت الماء لأكثر من عام والمد يضربه بالجبال أعتقد أن تلك الحفر تبدو وكأنها حُفرت من الداخل |
Elbette, tekne bir yılı aşkın süredir denizin dibinde ve akıntı onu sürekli çıkıntılara vurmuştur ama delikler bana içeriden açılmış gibi geldi. | Open Subtitles | بالطبع , القارب يقبع تحت الماء لأكثر من عام والمد يضربه بالجبال أعتقد أن تلك الحفر تبدو وكأنها حُفرت من الداخل |
100 yılı aşkın süredir, birşeyler, insanların buraya yatırım yapmasını ve yıkmasını engelliyor. | Open Subtitles | هنالك ما يمنع الناس من الإستثمار هنا و هجر هذا المكان لأكثر من 100 عام |
Bir yılı aşkın süredir, uygun bir verici bekliyorduk. | Open Subtitles | لقد انتظرنا لأكثر من عام لكي نجدشخصاً ملائماً |
Bir haftayı aşkın süredir bakkala gitmedim. | Open Subtitles | وأنا لم أذهب الى المتجر منذ أكثر من أسبوع |
Bu dava için bir yılı aşkın süredir çalışıyordum ve bunu yaptın? | Open Subtitles | أنا أعمل على هذه القضية منذ أكثر من عام, وأنت تفعل هذا بي؟ |
Çünkü onu bir yılı aşkın süredir görmedin. Öyle, değil mi? | Open Subtitles | لأنّك لم ترها منذ أكثر من عام أليس كذلك؟ |
Sonra da onu öldürdüm. Bir asırı aşkın süredir her gün ölmesini izledim. | Open Subtitles | ثم أقتلها، يوميًّا لما يربو عن قرن شهدتها تموت. |
50 yılı aşkın süredir faaliyetteler. Bu demek oluyor ki, hayatım boyunca ülkemde barışla yaşadığım bir gün olmadı. | TED | لقد كانت موجودة هنا لما يزيد عن 50 سنة، ما يعني أنني طيلة حياتي لم يسبق لي أن عشت يوماً واحداً بسلام في بلادي. |
Bir asrı aşkın süredir 1903 yılındaki bir hapis evreninde tutuluyormuş. | Open Subtitles | اتضح أنّها لابثة في عالم سجنيّ لعام 1903 منذ ما يربو عن قرن. |
Bir yılı aşkın süredir seks yapmadığımızı biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلمي إنّنا لم نمارس الجنس مُنذ أكثر من عام؟ |