"acayip" - Traduction Turc en Arabe

    • غريب
        
    • غريبة
        
    • الغريبة
        
    • الغريب
        
    • غريباً
        
    • مخيف
        
    • جنوني
        
    • بغرابة
        
    • أغرب
        
    • غريبا
        
    • غريبه
        
    • غرابة
        
    • عجيب
        
    • غاية
        
    • بجنون
        
    Bu gerçekten acayip, bu kodları kullanmayalı ne kadar olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles هذا غريب حقا هل تعلم كم مضى منذ ان استخدمنا هذه الشفرة؟
    Adamda acayip bir şey vardı. Uzun değildi, yani benden uzun değildi. Open Subtitles كان هناك شئ غريب حوله لم يكن قصيراً و لا بطولي أنا
    Işıkları gören bir çok insan var ve hayvanların acayip davranmaya başladığını söylüyorlar. Open Subtitles الكثير من الناس رأوا أضواءً و يشتكون من حيواتهم التي تتصرف بطرق غريبة
    Pachinko salonları ve her türden acayip taklit dükkanlar bulunurdu. Open Subtitles صالات باتشينكو للإشياء المقلدة و كذلك كل أنواع الدكاكين الغريبة
    Bunun sonucu olarak, şu acayip durum var ki, seçkinler seçmenlerin kontrolünden çıktı. TED ونتيجة لذلك لدينا هذا الوضع الغريب الذى خرجت فيه النخبة عن سيطرة الناخبين.
    Büyüdükçe, babayla çikolatalı pasta yeme fikri çok acayip geliyordu. Open Subtitles ثم كبرنا وأصبح الأمر غريباً أن نرافق أبونا لأجل الحلويات
    Tek bildiğim, birlikte bir hayata başlamak üzereyiz ve bu acayip bir durum. Open Subtitles كل ما أعرفه، أننا على وشك بدلية حياة معاً، و هذا شعور غريب.
    Yemin ederim böyle yazıyor isterseniz siz de okuyun çünkü çok acayip. Open Subtitles حسناً ، أقسم لكم هذا ما حدث وبإمكانكم قراءته بأنفسكم لأنه غريب
    Birinin çalışmalarının İsa hakkında olması acayip garip bir durum. Open Subtitles إنه لأمر غريب لشخص يدرس الصخور أن يكون متديناً للغاية
    Savaş kampında esir olmak gibi acayip anormal bir durum benim için normal olmuştu. TED ما يمكن أن يكون غير طبيعي غريب أصبح يمثل طبيعتي في معسكرات أسرى الحرب.
    Böyle söndürüp yassı hâle getirdiğimiz basket topu gibi değil, çok çok yoğun ve acayip. TED إنها لا تُشبِه كرة السلة التي تضربها للأسفل في نقطة معينة وهي كثيفة جدًا، فهذا غريب.
    Bu makina gerçekten tuhaf, ve bunun sonuçlarından biri ise insanların acayip olmaları. TED هذا الجهاز غريب حقاً ، وإحدى النتائج هي أن الناس غريبي الأطوار.
    Dükkânda babanın başına sürekli acayip şeyler geldiğini söylediğini hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر في المتجر عندما قلت بأن هناك أشياء غريبة تحدث لوالدك؟
    Sabah akşam sürekli aramaya başladı ilginç, acayip sorular soruyordu. Open Subtitles بدأ بالأتصال دائماً، نهاراً و ليلاً، يسأل أسئلة غريبة جداً
    Hiç sana birisi acayip tuhaf minik bir kız olduğunu söyledi mi? Open Subtitles وقد أي شخص وقال سبق لك أن كنت فتاة صغيرة غريبة حقا؟
    Ben büyüdüm, anne. 12 yaşındayım ve tüm acayip duyguları hissetmeye başladım. Open Subtitles أنا كبير يا امي عمري الأن 12 سنة ولدي هذه الأحاسيس الغريبة
    Ama nedense, senin bu acayip hikayene bir şans tanıdım. Open Subtitles ولكن لسبب ما أريد أن أعطي قصتك الغريبة هذه فرصة
    O yüzden mi bugün benimle bütün o acayip şeyleri yaptınız? Open Subtitles هل ذلك لماذا كنتم تفعلون كل هذا الهراء الغريب معي اليوم؟
    acayip biri ama çok iyiydi. Open Subtitles حقاً شيئاً غريباً ولكنها امرأة لطيفة جدا
    Kafasının yerinde askı olan acayip derecede zayıf bir kız mı? Open Subtitles فتاة نحيفة بشكل مخيف ورأسها أشبه بعلّاقة ملابس
    Çünkü ne zaman hassas yanını göstersen acayip tahrik oluyorum. Open Subtitles لإنه حالما تظهر جانبك الحساس اجد الامر مثيراً بشكل جنوني
    Beni düzelttiler, öyle ki, acayip davranmadım ve küçük çocukları korkutmadım. Open Subtitles قاموا بمعالجتي في الخارج و عندها فقط توقفت عن التصرف بغرابة و عن اخافة الأطفال الصغار
    Bir kadınla çıkmaya başlamıştın. acayip, küçük bir yaratıktı. Open Subtitles كنت بدأت تواعد تلك المرأة أغرب مخلوق على الإطلاق , شكراً
    Neden normal bir bebek düşüncesi birisine uyarken sana acayip geliyor? Open Subtitles لماذا كون مزاح طفل يناسب شخصا ما يبدو امرا غريبا لك؟
    Bu acayip bir hikâye. Bırakayım sen anlat. Open Subtitles حسناً، هذه قصه غريبه سأسمح لك بأن تحكيها
    Büyük daha büyük, küçük daha küçük ve acayip daha acayip oldu. TED وعندما أصبح الضخم أكثر ضخامة، الضئيل أصبح أكثر ضآلة والغريب أكثر غرابة.
    Ama keşfettim ki, koşmakla ilgili güzel şey şu; bu etkinlik sırasında sürekli acayip birşeyler oluyor. TED ولكن الامر الجميل في هذا الخصوص .. انني اكتشفت ان هناك امرٌ عجيب يحدث في هذا النشاط طيلة الوقت
    Dostum, bu acayip hos ve bu ziplama platformu, bir efsane. Open Subtitles انها في غاية الجمال . . و هذه اللعبة انها مذهلة
    Gabriel'in ailesinin yeri acayip güzel. Open Subtitles اسمعي, منزل والدي جبريال رائع بجنون والطقس والطعام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus