"acelesi" - Traduction Turc en Arabe

    • عجلة
        
    • للعجلة
        
    • مستعجلة
        
    • مستعجل
        
    • مستعجلاً
        
    • العجلة
        
    • مستعجلا
        
    • عجله
        
    • مستعجلين
        
    • للعجله
        
    • للاستعجال
        
    • عجالة
        
    • عجلةٍ
        
    • تستعجل
        
    • يمكنني الإنتظار
        
    O kadar acelesi vardı ki durdurmak için birkaç kurşun harcadık. Open Subtitles لقد كان فى عجلة من أمره ولم يأخذ منا مجهودا لأيقافه
    Evet ama bu adamın olay yerinden kaçmak için acelesi yok. Open Subtitles نعم, ولكن هذا الرجل ليس في عجلة للهرب من مسرح الجريمة
    Bir elbise, ama acelesi yok. Birkaç gün sonra almaya gelirim. Open Subtitles انه فستان ولكننى سأعود من اجله بعد عدة ايام فلا داعى للعجلة
    Zanlının ya acelesi vardı ya da onları ayırmak için vakit kaybetmedi. Open Subtitles الجانية كانت مستعجلة أو لم تبذل جهدا في نشرهم كما فعلت سابقا
    Bagajı yokmuş. acelesi varmış belli ki. Open Subtitles بدون حقائب الرجل مستعجل للذهاب إلى مكان ما
    Evet dün geçti. Durdurmaya çalıştım fakat acelesi var gibiydi. Open Subtitles أجل، رأيته البارحة حاولت أن أستخدمه لكنه كان مستعجلاً
    Rahul, sen hala bana söylemedin ama bence ikinizden birinin acelesi var. Open Subtitles 58,990 راهول، أنت ايضاً لم تخبرني أنتما الإثنان كاللصوص كيف لي ان اعلم اذا بأنك بهذه العجلة للزواج ؟
    Lord Benton'ın acelesi var gibi... ve yoluna çıkan ben olmayacağım, Mule. Open Subtitles لورد بينتون على عجلة من أمره ولن أكون من يأخره يا مويل
    "Şunu paketle lütfen. Bayanın acelesi var." Open Subtitles غلفى هذة , رجاءً السيدة فى عجلة من أمرها
    Bayan Moneypenny, klasik vedanızı bırakın. 007'nin acelesi var. Open Subtitles آنسة مونى بينى ، إنسى الجواب السريع المعتاد , 007 فى عجلة
    Siz sığır çobanlarının yemek için bir acelesi yok, değil mi? Open Subtitles انت لا تبدو في عجلة من امرك في تناول الطعام؟ اليس كذالك؟
    Başka bagajı yoktu. Eşinizin gerçekten çok acelesi varmış demek ki. Open Subtitles لا توجد حقائب آخرى لابد أن زوجك كان فى عجلة من أمره
    acelesi yok.Daha genç ve çocukta tam bir aptal. Open Subtitles اذا , لا نحتاج للعجلة , و البنت صغيرة و الولد واضح غبائة.
    Şahsen iletilmesi gerekiyor. acelesi yok. Open Subtitles يجب أن تسلم باليد لا داعي للعجلة
    - acelesi yok, biliyorsun. Open Subtitles لا يوجد داعي للعجلة , تعلمين ذلك
    Bir yerlere yetişmek için acelesi var gibiydi. Open Subtitles بدا أنها كانت مستعجلة لتصل إلى مكانٍ ما.
    Evet. acelesi varsa kavanozu açıp kaseye koyuyor. Open Subtitles أجل, عندما تكون مستعجلة تخرجها من الجرة, يا أصدقائي!
    - Bu bilginin acelesi var mı? Open Subtitles أأنت مستعجل على هذه المعلومات؟ - لا، لا، لستُ مستعجلاً -
    Merak etmeyin onunla konuştum, o kadar acelesi yokmuş. Open Subtitles لا سيدتي، حالما تحدثت إليه لم يعد مستعجلاً جداً كما كان
    acelesi olmasına rağmen yakalanmak istemiyor. Open Subtitles قد يكون مستعجلا, لكنه لا يريد ان يقبض عليه
    Bebeğim, hemen aşağı inmelisin. Annenin acelesi var. Open Subtitles ..وعندها عزيزي ، عليك ان تأتي الآن أمك في عجله من أمرها
    Biliyorum bizim garsonumuz değilsiniz ama dostumun çok acelesi var. Open Subtitles انا اعرف انك لست نادلتنا ولكن صديقاتي مستعجلين
    Görevliyi göz atması için çağıracağım. acelesi yok, değil mi? Open Subtitles لا داعى للعجله , اليس كذلك ؟
    acelesi yok. Gerçekten hiç acelesi yok. Open Subtitles لا داعي للاستعجال , لا داعي
    Pek de acelesi olmayan birini. Open Subtitles شخص لم يكن على عجالة
    Ah, ağabeyinin acelesi olduğundan önden başladı. Open Subtitles . أوه، أخوك على عجلةٍ من أمره، لذلك يأكل أولاً
    Hadi git bakalım. Acele etme ama, acelesi yok. Open Subtitles اذهب، خذ وقتك ولا تستعجل
    - acelesi yok. Open Subtitles -كلا، يمكنني الإنتظار .

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus