Tesla, Almanya'da ve zannediyorum aynı şekilde Fransa'da da, alternatif akım motorunun üretimini sağlayamamış ve bu sebeple Amerika'ya gelmişti. | Open Subtitles | جاء تيسلا الي امريكا لانه حاول ان ينتج محرك التيار المتردد في ألمانيا وفي فرنسا ايضا , لكنه لم يفلح |
Bu uçak üzerindeki her şey direk akım üzerinde öyle mi? | Open Subtitles | أفترض ان كل شيء داخل هذه الطائرة يعمل على التيار الثابت؟ |
Evet, akım oyun hamurundan geçmek istiyor, LED'de değil. | TED | نعم .. ان التيار الكهربائي يمر عبر الصلصال .. وليس من خلال الصمام |
Biliyoruz ki bizi küresel olarak bağlayan karanlık bir akım var. | TED | ونحن نعلم أن هناك تيار متخفي والذي يربطنا جميعاً حول العالم. |
Sağ koronerlerde tıkanıklık yok. Sol koronerde akım normal görünüyor. | Open Subtitles | التدفق التاجي الأيمن غير معرقل التدفق التاجي الأيسر يبدو طبيعياً |
Bobinden akım geçtiğinde elektromıknatıs haline geliyor. | TED | كلما تدفق التيار خلال الملف، يصبح هذا مغناطيسيا كهربائيا. |
Ve elektrotlar arasından geçen akım yeterli ısı üreterek bataryayı uygun sıcaklıkta tutar. | TED | و التيار العابر بين الأقطاب الكهربائية يولد مايكفي من الحرارة للحفاظ على درجة الحرارة. |
Bizim bataryamız akım dalgalanmalarından kaynaklanan çok yüksek sıcaklıklarla baş edebilir. | TED | يمكن لبطاريتنا أن تتعامل مع ارتفاع درجات الحرارة العالية جداً الصادرة من موجات التيار. |
Ve bu akım, elektrik akımı, evinizin içinde olduğu gibi, elektronlar tarafından taşınır. | TED | هذا التيار الكهربائي ، تحمله الالكترونات ، تماما كما في بيتك ، وهلم جرا. |
Beynin bahsedeceğim ikinci kısmına ise dorsal akım deniyor. | TED | الجزء الثاني من الدماغ يسمى التيار الظهري |
akım durduğunda, ölü kurbağa dış güç kaynaklarından bağımsız olarak canlanır. | Open Subtitles | بعد إزالة التيار الضفدع الميت يجب أن يحتفظ بالصور المتحركة لكن بشكل مستقل عن مصادر الكهرباء الخارجية |
Bu şeyden yüksek akım geçirmemize izin veren, sıvı metal, ergimiş tuz ve yüksek sıcaklık birleşimidir. | TED | إنها هذه التركيبة من المعدن السائل، و الملح الذائب و الحرارة العالية التي تمكننا من إرسال تيار عالي من خلال هذا الشيء. |
Eğer çok fazla akım varsa, akıllı verici kendini kapatıyor, ve yangının başlamasını önlüyor. | TED | اذا مرّ تيار كهربائي كثيف، يطفئ المستجيب الذكي نفسه، ويمنع حدوث حريق آخر. |
Bu demek oluyor ki manyetik titreşim öyle bir elektrik akımı oluşturuyor ki, bu akım beyindeki hatalı elektriksel aktiviteyle etkileşimde bulunuyor ve ona engel oluyor. | TED | هذا يعني أن النبضات المغناطيسية تولد تيار كهربائي يتداخل مع النشاط الكهربائي الخاطئ في الدماغ. |
Sağ koronerlerde tıkanıklık yok. Sol koronerde akım normal görünüyor. | Open Subtitles | التدفق التاجي الأيمن غير معرقل التدفق التاجي الأيسر يبدو طبيعياً |
Burada gördüğümüz ise, "kapı"yı açtığınızda, akım miktarında bir artış görürsünüz, sabit bir akım vardır. | TED | وهنا ، عندما تفتح البوابة ، يمكنك الحصول على زيادة في كمية التدفق ، ويمكنك الحصول على تدفق مستمر. |
Bir akım yarattın ve çocukların nasıl olduklarını bilirsin. | Open Subtitles | أطلقت نزعة وتعلم كيف ينجرّ الأولاد دائماً |
akım onun kısa devre yapmasını sağlayacaktır. Ama onun beni öldürmesine engel olmalıyım. | Open Subtitles | من المفترض أن يبطل التيّار عمله، لكن إن كان سيقتُنلي، فهي محاولة فاشلة |
Bence bu yeni bir akım olabilir. | Open Subtitles | كنت أفكر أن هذه يمكن أن . تكون موضة جديدة |
Göğse aralıksız akım uygulanınca solunum kasları çok kasılır. | Open Subtitles | التطبيق لتيار مستمر عبر الصدر سبب تقلصات في العضلات التنفسية |
Bu akım, bu yıl tacize uğrayacak olan trans kadınların yüzde 84'ü hakkında ve diğer tüm gruplara kıyasla üç buçuk kat daha fazla tacize uğrama ihtimaliyle karşı karşıya olan yerli kadınlar hakkında. | TED | إنها للـ 84% من النساء المتحولات جنسيًا ممن سيتعرضن للأذى الجنسي هذه السنة. وللنساء من الشعوب اﻷصلية اللواتي يكنّ أكثر عرضة بثلاثة أضعاف ونصف للاعتداء الجنسي مقارنة بأي فئة أخرى. |
Beyindeki nöronlar sayesinde ortaya çıkan iyonik akım voltajın yükselmesine sebep oldu. | Open Subtitles | التيارات ألايونية انها تتدفق الى الخلايا العصبية في دماغه مسبباً تقلبات الفولطية |
Viski-Beş, burası akım Kablosu-Altı-Alfa. | Open Subtitles | ويسكي خمسة , هنا الخط الساخن لألفا ستة.. |