| O kadar suratını asma. Kocan en azından akşamları evine dönüyor. | Open Subtitles | . حسناً ، لا تكتئبي على الأقل زوجكِ سيعود في المساء |
| Bilirsin işte. Küçük bir kasabada akşamları yapacak pek bir şey olmaz. | Open Subtitles | تعرف كيف يكون الأمر فى بلدة صغيرة لايوجد ما تفعله فى المساء |
| Bu yüzden 30 yıldır, gündüzleri bir fotoğrafçı, akşamları da kalpazandı. | TED | كان يعمل مصوراً في النهار ومزوراً في الليل طيلة ال30 عام |
| İki işi olacaktı. Gündüzleri Denny's'de garson. akşamları vampir avcısı. | Open Subtitles | إنها تحصل على وظيفتين النادلة فى النهار والمبيّدة فى الليل |
| Ben küçük bir çocukken, yaz akşamları her evin önünde zamanın şarkılarını veya geçmişin şarkıları bir arada söyleyen gençler bulurdunuz. | TED | فأنا عندما كنت صغيراً .. كنت معتادا في ليالي الصيف على سماع الشبان أمام كل منزل يغنون الأغاني المعاصرة أو القديمة |
| Ne yaptığımı bilmiyorsun, tıpkı akşamları senin neler yaptığını bilmediğim gibi. | Open Subtitles | أنت لا تعلمين ما الذي فعلته كما أنك لا تعلمين ما الذي تفعلينه أثناء تسوقك ليلاً |
| Mutfak akşamları biraz karanlık oluyor, ama nezaketine paha biçilemez. | Open Subtitles | المطبخ مظلم قليلاً في المساء لكنك لا تستطيع تثمين الطيبة |
| Onları durumdan haberdar etmen gerek, yoksa bu işi unut... çünkü akşamları ve hafta sonları burada olman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك ان تصل معهم الى ترتيب او حتى المحاوله بالذلك تستطيع ان تبغى في المساء وفي الاجازات هنا |
| Eşim akşamları üç tane alkollü çikolata ile sarhoş olur. | Open Subtitles | بنفس الكمية تكون زوجتي قد سكرت بـ3 كؤوس في المساء |
| Gündüzleri 20 keçi güdüyor ama akşamları başkanlık yapıyor. | TED | وترعى 20 معزة في الصباح ولكنها رئيسة وزراء في المساء |
| Klinik psikoterapist olan annem, akşamları zaman zaman evde hastalarına bakardı. | TED | كانت أمي متخصصة في العلاج النفسي السريري وكانت تستقبل المرضى عادة في منزلنا في المساء |
| akşamları ve hafta sonları açığız. | TED | وعيادتنا مفتوحة في المساء وفي عطلة الأسبوع. |
| akşamları evinde de otursan, gece kulüplerinde şarkı da söylesen farketmiyor. | Open Subtitles | سواء تَغنّي في النوادي في الليل أَو فقط يَبْقى في البيت. |
| Gün boyunca mağazada duruyorum... akşamları da Kızıl Haç için çalışıyorum. | Open Subtitles | خلال النهار, أبقي المتجر مفتوحاً وفي الليل, أعمل لصالح الصليب الأحمر |
| akşamları eve gidip erkek arkadaşının göt deliğine lazer ışınları mı yolluyor sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه يذهب للبيت في الليل ويطلق أشعة الليزر على شرج خليله؟ |
| Evet. Cuma akşamları bu kadar çok insanın halı almak istemesi ilginç. | Open Subtitles | أجل، أمر مدهش كمّ الأشخاص الذين يريدون شراء السجاد في ليالي الجمعة. |
| İngiltere'deki haziran akşamları, Maidenhead'deki Murray Kulübü. | Open Subtitles | تلك ليالي يونيو في إنجلترا، نادي موراي في العزوبة. |
| Ne yaptığımı bilmiyorsun, tıpkı akşamları senin neler yaptığını bilmediğim gibi. | Open Subtitles | أنت لا تعلمين ما الذي فعلته كما أنك لا تعلمين ما الذي تفعلينه أثناء تسوقك ليلاً |
| Gündüzleri baharat, akşamları da yasemin... kokan bir mutfak avlusu. | Open Subtitles | ..حديقة طهى تفوح برائحة العشب نهاراً ..والياسمين ليلاً |
| Tıp fakültesini akşamları bir kök hücre araştırma laboratuarında çalışarak bitirdim. | Open Subtitles | لقد دخلت كلية الطب وعملت الليالي في مختبر أبحاث الخلايا الجذعية |
| Umarım akşamları kampüste dolaşırken dikkatli oluyorsundur. | Open Subtitles | كونى حذرة عندما تمشين فى الحرم الجامعى ليلا |
| Hayır... sadece... bir kaç gün için işlerim yoğun değil... Yani, akşamları boşum... | Open Subtitles | كلاّ، الأمر هو أنّ العمل خفيف قليلاً هذه الأيام، لذا،أنا حر في الأمسيات. |
| akşamları yine eve geç gelmeye mi başlayacaksın? | Open Subtitles | هل ستقضى الليالى بعيدا عن البيت مرة أخرى؟ لا |
| Hayır, sadece akşamları iyice dinlenmen gerek. | Open Subtitles | لا, أنت فقط بحاجة لأن تنالي قسطاً جيداً من الراحة بالليل |
| En azından akşamları seninle ilgilenmek için eve gelirdi. | Open Subtitles | . اجل , علي الأقل , كان يعود اليك بالمساء |
| Perşembe akşamları barajda düellolar var. | Open Subtitles | هناك قتال في ليال الخميس في القرب من السد. |
| Güneş bütün gün parlayacak akşamları da yıldızlar | Open Subtitles | والشمس ستشرق طِوال النّهار وكذلك النّجوم طِوال اللّيل |
| Ancak akşamları ne zaman tepeye varsa, annesini pencerenin yanında oturmuş, konuşurken görüyormuş. | Open Subtitles | ولكن في كل مساء, عندما يصعد الي الهضبة يراها تجلس خلق النافذة وتتكلم |
| Veranda yapıyorum, akşamları pipomu tüttürüp kahvemi içerken batan güneşi seyretmek için. | Open Subtitles | أنا أبني شرفة كي أجلس بها مساءاً وأدخن غليوني ... ... وأشرب القهوة وأشاهد الغروب |
| akşamları ne yaparsın? | Open Subtitles | كيف تقضى أمسياتك ؟ |