aklımın bir kısmı Glenn'i arayıp teklifi kabul etmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | نصف عقلي يخبرني بأن اتصل ب غلين الآن وأقبل عرضه |
aklımın bir ucunda hep soloların tacı olarak duruyordu. | TED | كان دائماً في عقلي الباطن كجوهرة التسلق الحر. |
aklımın ve vücudumun bana ne anlatmaya çalıştığını anlamak için çaba harcıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول فهم ماذا يحاول عقلي و جسمي أن يخبراني |
Ve bende bu kompliman ve övgüyü bir şekilde kabul edio aklımın bir kenarına koydum. | TED | وهكذا قبلت نوعا ما الاطراء و المديح ووضعته خارج ذهني. |
Hiç düşünmemiştim. aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | انا حتى لم افكر بها حتى انها لم تمر في بالي |
Doktorlar, bir iki yıl içinde aklımın tamamen boşalacağını söylüyor. | Open Subtitles | الطبيب قال انه خلال عام او عامين , سوف يكون دماغي فارغ |
Tek söylemek istediğim şey; bunları aklımın bir köşesine yazdım. | Open Subtitles | كما تعلم، أردت فقك أن أقول سأقوم باعتبار كل ذلك في عقلي |
Öfke sevinci mahveder, aklımın iyi durumunu çalar, | Open Subtitles | الغضب يدمر المرح ، يسرق الطيبة من عقلي تجبر فمي على قول أشياء سيئة |
İnsanların aklımın yerinde olmadığını düşündüklerini biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف ان الناس تظن ان عقلي غير صحيح ولكن انا صحيح |
Ya aklımın bir parçası beni bundan korumaya çalışıyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ هناك جزءاً من عقلي يحاول حمايتي؟ |
Ben hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağım. Ama tuhaf ve bozuk olan aklımın parçalarını kabullenmeyi de bildim. | Open Subtitles | لن أكون أبداً الرجل الذي كنتُ عليه، ولكن جئتُ لإحتضان تلكَ الأجزاء من عقلي |
aklımın şimdiye kadar hiç tanımadığı her zarif hayalin timsali sen oldun. | Open Subtitles | كنت متجسدة بكل خيال جميل سبق وتخيله عقلي. |
Biraz öğrettikten sonra anladım ki tek ilgilendiği aklımın içindeki şeylerin nasıl çalıştığını öğrenmekmiş. | Open Subtitles | ولم أكن أعلم أنها كانت مهتمة بالحصول على فهم أفضل لما يدور بداخل عقلي. |
Neden aklımın içini okuyamadığını merak ediyorsun. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من يستطيع نرى من خلال ذهني. |
Doktorları dinlemek, aklımın kabukla nasıl örtüşmediği hakkında konuşurken, | Open Subtitles | الاستماع إلى الأطباء يتحدثون عن كيفية ذهني لم تتشابك مع قذيفة، |
aklımın rahat ettiği tek bir gün olmadı. | Open Subtitles | لم يكن هناك يوما واحد شعر ذهني بالراحة |
Lisansını, işini kaybedebileceğini, aklımın ucundan bile geçirmemiştim. | Open Subtitles | حقيقة أنك ربما كنت لتفقد , رخصتك، وعملك كلّ هذا لم يخطر على بالي |
Sana Kelly diye seslenmemin tek sebebi aklımın işte olmasıydı. | Open Subtitles | السبـب الوحيد لمنادآتكـ بـ كيــلي لأنــه هنــاك مايشغـل بالي |
Doktorlar, bir iki yıl içinde aklımın tamamen boşalacağını söylüyor. | Open Subtitles | الطبيب قال انه خلال عام او عامين , سوف يكون دماغي فارغ |
Ya aklımın bir parçası beni bundan korumaya çalışıyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ هناك جزءاً من دماغي يحاول حمايتي؟ |
Deniz aşırı ülkelere gideceğim hele Irak'a gideceğim aklımın ucundan geçmezdi. | Open Subtitles | لم افكر أبداً بانه سيتم إرسالي إلى خلف البحار أقل من العراق بكثير |
eBay'in şu masanın üstündeki su şişesinden farkını bile bilmiyordum. Ama bunu da geri dönünce merkezimdeki teknoloji hastası çocuklardan biriyle konuşmak için aklımın bir köşesinde tuttum. | TED | لم اعرف ماهي اي باي من جرة الماء القابعة فوق البيانو. ولكن خطر ببالي ان اعود و اتحدث الى احد الاطفال الفنيين بمركزي |
Bu şekilde çıkacağım aklımın ucundan bile geçmezdi, gerçekten. | Open Subtitles | لم أعتقد أبدا أننى سأخرج بهذه الطريقة |