- ..aslında aspirin alıyordu. - Ondan da hâlâ emin değilim. | Open Subtitles | لقد كان فقط يأخذ أسبرين و انا أيضا ، لست واثقا منه |
Genellikle Dr. Willis yatağa gitmeden önce bir uyku hapı alıyordu. | Open Subtitles | في العموم يأخذ الطبيب حبة نوم واحدة قبل أن يذهب إلى فراشه |
Belli ki, Birleşik Devletler Kongresi bu ulusal eğlenceyi çok ciddiye alıyordu. | Open Subtitles | على ما يبدوا فإن ..مجلس الشيوخ الأمريكي يأخذ مواضيع التسلية الوطنية على محمل الجد |
30 yaşlarında bir adam bir kitap satın alıyordu. | TED | كان هناك رجل يشتري كتاب، في الـ30 من عمره. |
Bayağı bir tavuk kızarması alıyordu, iki kişiye yetecek kadar. | Open Subtitles | كان يشتري كمية كبيرة من الدجاج، ما تكفي لشخصين. |
Komutan, oksijeni nazal yoldan alıyordu. | Open Subtitles | و القائد كان يتلقى الأكسجين من قناة أنفية |
Eee, yani o kendi kulübünde değil de başka bir yerde mi ders alıyordu? | Open Subtitles | تعني أنها لا تتلقى التعليم في النادي وإنما في مكان آخر ؟ |
Bir adam eşyalarımı alıyordu. Sürekli eşyalarımı alıp duruyordu. | Open Subtitles | أحدهم كان يأخذ أغراضي كان يأخذ أغراضي دائماً |
Benden bir kamyon dolusu para alıyordu ama bu düşünceden dolayı mutsuz olduğu belli oluyordu. | Open Subtitles | لقد كان يأخذ كل المال منى لكننى كنت سعيدا حيال هذا |
Sakinleştirici aldığını sanıyordu ama almıyordu, steroit alıyordu... | Open Subtitles | لقد اعتقد انه كان يأخذ المسكنات ولكنه لم يكن أليس كذلك؟ هو كان يأخذ منشِّط |
Tartışmak işe yaramazsa diye babam ayrıca Krav Maga dersi alıyordu. | Open Subtitles | و اذا التعقل لم ينجح، والدي كان يأخذ دروس في القتال في مركز المجتمع. |
Her gün okul için hazırlanmam bile, en az 23 dakikamı alıyordu. | Open Subtitles | مجرد ترتيب حقيبتي المدرسية يأخذ منّي على الأقل 23 دقيقة |
Bilin bakalım kasaptan kim büyük miktarda kan alıyordu? | Open Subtitles | انظروا من وجدته يشتري كمية كبيرة من الدماء في متجر الجزَّار |
Bilmiyorum. Sanırım bir nevi korunma satın alıyordu. | Open Subtitles | لا أعرف ، أعتقد إنه كان يحاول أن يشتري بعض الحماية |
Bilmiyorum. Sanırım bir nevi korunma satın alıyordu. | Open Subtitles | لا أعرف ، أعتقد إنه كان يحاول أن يشتري بعض الحماية |
Ancak faks makineleri görseller ve belgeler alıyordu, DBC ise biyolojik materyaller alıyor. | TED | ولكن بينما تتلقى أجهزة الفاكس الصور والمستندات، يتلقى DBC المواد البيولوجية. |
Farkına bile varamadan, grup her yerden davet alıyordu. | Open Subtitles | قبل ان يعلموا، الفرقة كانت تتلقى عروض في كل الأنحاء. |
Amerikan Diyabet Topluluğu, Dannon'dan parayı alıyordu, dünyanın en büyük günlük yoğurt üreticilerinden birinden. | Open Subtitles | كانت "الجمعية الأمريكية للسكري" تتقاضى المال مِن "دانون"، واحد من أكبر منتجي زبادي اللبن في العالم، |
Marilyn yardım alıyordu her zaman. Her zaman. Ama partiye ne getirdiğini o da biliyordu. | Open Subtitles | مارلين تلقت المساعدة طوال الوقت طوال الوقت لكنها كانت تعلم ماتضيف للمجموعة ايضاً, |
İnsanlık ham petrolden nükleer reaktöre kadar herşeyi satın alıyordu. | TED | الإنسانية كانت تشتري كل شيء من النفط الخام إلى المفاعلات النووية. |
Tuz, cips ve su alıyordu. | Open Subtitles | دهنى كان يشترى ملح كيس من المقرمشات، ماء |
Sakinleştirici ilaçlar alıyordu, | Open Subtitles | كان يتناول مضاد للتوتر والقلق |
Ellie, esrar satın alıyordu. Ama sandığın sebeplerden değil. | Open Subtitles | إيلى) كانت تشترى الماريجوانا و لكن ليس للأسباب) التى تعتقدينها |
Belki de altıncı kurşunu sıkamadı çünkü hazne boştu, veya Fransız tabancası beş kurşun alıyordu. | Open Subtitles | ربما الرجل أطلق النار من مخزن فارغأوما شابة.. أو إنها قطعة فرنسية غريبة تأخذ فقط 5 طلقات! |