Programın yarısı bitmiştir, ama bir şey sizi içine çeker ve merak edersiniz. | TED | هي بالفعل في منتصف الطريق، لكن هناك شيء قد جذب انتباهك وأنت تهتم. |
DNA örneği ve tırnaklarında metal kalıntıları var. ama bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك دليل يرتبط بالحمض النووي وشظايا الحديد تحت الأظافر, لكن هناك شيء آخر |
ama bir şey bana onun senin ellerinde güvende olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ..لكن شيئا ما أخبرني بحق أنها كانت في أيد أفضل معك |
ama bir şey oldu ve yanında kalmam benim için güvenli değildi. | Open Subtitles | لكن شيئا ما حدث... ولم يكن من الآمن لي أن أبقى معك |
Evet, ama bir şey daha var. Evimizde kalan bir ezik var. | Open Subtitles | أجل، ولكن هناك شيء آخر، هناك رجل فاشل يقيم بمنزلنا |
ama bir şey sırf kalıcı olduğu için güzel değildir. | Open Subtitles | ولكن شيء واحد ليست جميلة لأنه باق دائما. |
- Çoğu zararsız, ama bir şey var. | Open Subtitles | -اشياء غير ضارة ، ولكن هناك شئ واحد |
Tam olarak çalışmasını bir türlü sağlayamamıştı, ama bir şey oldu. | Open Subtitles | انها لم حصلت عليه يعمل بالضبط ، ولكن شيئا ما حدث. |
Buyurun. l ne, bilmiyorum ama bir şey oluyor. | Open Subtitles | ها قد فعلتيها مجدداً ، لا أعلم ما هو لكن هناك شيء يحدث |
Pekala, seni daha fazla tutmak istemiyorum ama... bir şey daha var. | Open Subtitles | -أنا أفهم أنا لا أريد أن أؤخرك و لكن هناك شيء آخر |
Bu sizin suçunuz demiyorum, ama bir şey Chris'i hassas hale getirdi. | Open Subtitles | لا أقول أن هذا خطأك لكن هناك شيء جعل كريس ضعيفا |
ama bir şey Coletti'yi rahatsız etmiş. | Open Subtitles | لكن شيئا ما لم يشعر كوليتي بالراحه |
ama bir şey Coletti'yi rahatsız etmiş. | Open Subtitles | لكن شيئا ما لم يشعر كوليتي بالراحه |
Bağlantı duruyor ama bir şey reintegrasyon kablolarını tamamen yaktı. | Open Subtitles | الاتصال مستمر ولكن هناك شيء احترق تمامًا في أسلاك إعادة الدمج |
Nedenini ya da nasıl olduğunu bilmiyorum ama bir şey onu feci hâlde teşvik etti. | Open Subtitles | لا اعرف كيف او لماذا ولكن هناك شيء اوقد ناراً بداخله |
ama bir şey var beni. | Open Subtitles | ولكن شيء واحد حصلت لي من خلال. |
ama bir şey kesin. | Open Subtitles | ولكن شيء واحد مؤكد. |
Her şey değişir ama bir şey doğru, anla | Open Subtitles | *كل شئ يتغير ولكن هناك شئ واحد حقيقي* |
Bak, bunu açıklayamam ama bir şey beklememi söylüyor. | Open Subtitles | أنظر، لا أستطيع التوضيح ولكن شيئا ما يقول لي أن انتظر |
Bak, karşına bu şekilde çıkmak istemezdim ama bir şey çıktı. Önemli bir şey. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة التي أردتها ولكن شيئاً ما طرأ, شيئاً ما كبير |
Yıllar içinde böyle kaç kişinin kaybolduğunu bilmiyorum, ama bir şey açık. | Open Subtitles | ولكن هناك أمر واحد واضح وهو أنني الوحيدة التي تهتم بهذا الموضوع |
Belki de böbreklerinin iflas etmesi gerekiyordur ama bir şey onları koruyordur. | Open Subtitles | ربّما يجب أن تصاب كليتاهُ بالقصور لكنّ شيئاً ما يحميهما |