Her gün benimleydi ama yine de o günlerden ona dair belirgin bir anım yok. | Open Subtitles | كانت برفقتي يوميا ورغم ذلك فلدي القليل من الذكريات الواضحة بشأنها عن تلك الفترة |
Bilmiyorum. Eski yerimde bir sürü güzel anım var. | Open Subtitles | انا لا اعلم بشأن هذا الامر لدي الكثير من الذكريات العزيزة في غرفتي القديمة |
Yani benim Bolo bağı ya da başka şeylerle ilgili bir anım yok. | Open Subtitles | أنا أعني بأنه ليس لدي أي ذكريات لربطات بولو أو أي شيء كذلك |
Tam olarak nasıl olduğunu hatırlamıyorum, ama aklımda yer etmiş önemli bir anım var. | TED | لكنني لا أتذكر بالضبط كيف حدث ذلك، ولكن لدي ذكرى واحدة، قوية جدا في ذهني. |
Şu anda kavga ettiğinize inanamıyorum! Bu benim anım. - Senin anın. | Open Subtitles | لاأصدق أنكما تتعاركان الآن ، هذه لحظتي ، هذه معجزتي |
Hayatımın öncesine dair hiçbir anım yok. | Open Subtitles | قلت أنني كنت بحادث مروري لم يكن لدي ذاكرة لحياتي من قبل |
İlk anım o odada uyanmaktı, aniden kendime geldiğim, ama anında konuşmayı bildiğim. | Open Subtitles | ذاكرتي الأولى هى إستيقاظى في تلك الغرفة فجاء وعى فأق لكنى عرفت فورا كيف اتكلم |
# Her anım seni düşünmekle geçiyordu # | Open Subtitles | كل من لحظته مرت القلق عنك. |
Bu davulların üzerinde pek çok anım var. | Open Subtitles | الكثير مِنْ الذكريات حَدثتْ على هذه الطبولِ. |
Hiçbir şeye değişmeyeceğim milyonlarca anım var ve bir gün cinayetle suçlanırsanız beni Yasal Yardım'da bulabilirsiniz. | Open Subtitles | هناك ملايين الذكريات لن أستطيع نسيانها ولو أتهمتم فى قضية قتل ستجدونى جاهزه للمساعده |
Burada unutamayacağım milyonlarca anım var, ...ve eğer bir gün cinayetle suçlanırsanız Legal Aid'de beni | Open Subtitles | هناك ملايين الذكريات لن أستطيع نسيانها ولو أتهمتم فى قضية قتل ستجدونى جاهزه للمساعده |
Her çeşitte anım olmuştu. | Open Subtitles | و هي تعد لي الجبن اللذيذ بالقشور المشوية حاولت أن استحضر كل الذكريات |
Dinleyin, benim favori çocukluk anım, bir Noel günü babamla Central Park'a gitmiştik. | Open Subtitles | حسناً، أفضل ذكريات طفولتي كان في الكريسميس ذهبت إلى الحديقه المركزيه مع والدي |
Eğer benim de evliliğim hakkında öyle düşüncelerim olsaydı senin, kültür merkezin hakkında düşündüklerin gibi yani hiç güzel anım olmazdı evliliğimle alakalı. | Open Subtitles | اذا كنت عَمّلت موقفي مع الحياة الزوجية كما عَمّلت أنت في المركز الثقافي لن يكون لدي ذكريات جميلة |
Resimler bana, küçüklüğümle ilgili hiç bir anım olmadığını hatırlattı. | Open Subtitles | الصور ذكّرتني بأنني ليس لدي ذكريات أنني كنت صغيراً |
Ne yazık ki, son yükseldiğim zamana ait hiç bir anım yok. | Open Subtitles | للآسف لا أمتلك أية ذكرى منذ آخر مرة أرتفعت فيها |
Bu gece muhteşem anılarla eve döneceğim ama bir anım... gerçekten çok kötü olacak. | Open Subtitles | سوف اذهب الليلة إلى البيت مع الكثير من الذكريات الرائعة و ذكرى واحده مقيته |
Ve biliyorum, biliyorum, sadece tümör konuşuyor ama ölürse onunla ilgili son anım bana güzel kıçlı demesi olacak. | Open Subtitles | كلماأعرفه،اعرفأنهذابسببالورم, لكنلوأنهمات , آخر ذكرى لي معه ستكون أنه دعاني بالمؤخرة |
Bu benim anım. Tadını sen çıkaramazsın. | Open Subtitles | هذي لحظتي أنت غير مسموح لك بالأستمتاع فيها |
En canlı anım, jöle ve Tweety kuşu şeker kutusuyla ilgili. | Open Subtitles | أكثر ذاكرة واضحة لدي تتعلق بـ وقلم حلويات " بيز " برأس طير |
İlk anım, bir ormanda uyandığım tamamen büyümüş ve bahsettiğin pembe sıvıyla kaplı olarak. | Open Subtitles | ذاكرتي الأولى وأنا أمشي في الغابة كامل النمو مغطى بذلك السائل الوردي، الذي كنت تتحدث عنه |
# Her anım seni düşünmekle geçiyordu # | Open Subtitles | كل من لحظته مرت القلق عنك. |
Ama kafamın içinde Faye'in bana kötü kötü baktığı ve sonra kayalıklarda uyandığım belirgin bir anım var. | Open Subtitles | لكن لديَ هذه الذكرى الواضحة عنها وهي تنظرُ إلي بنظرتها الساقطة وبعدها استيقظ على الأحجارِ |
Ama teyzeciğime dair en açık, en keskin anım aynı zamanda hayatımın unutulmaz anlarından ilki olacaktı. | TED | و لكن أشد ذكرياتي وضوحا ودقة بشأن عمتي كانت من أوائل ذكرياتي عن الحياة على الإطلاق. |
Gurur duyulacak bir anım değil ama kahretsin ki kazanmak istiyorum. | Open Subtitles | قد لا تكون هذه أفضل لحظاتي لكن اللعنة أريد أن أفوز |