"anladığı" - Traduction Turc en Arabe

• يفهمه
• يفهمها
• يفهمون
• يتفهمه

Şiddet kullanmayı, çünkü insanlarınızın anladığı tek şey bu gibi geliyor.
أعمال العنف ، منذ البداية تبدو أنها الشيء الوحيد الذي يفهمه شعبكم.

tamam, biz insanların anladığı her şeyi anlamıyorlar.
وسلمنا بإنها لا تفهم كل ما يفهمه البشر ؛

Baş meleklerin tek anladığı şey şiddettir.
فالشيء الوحيد الذي يفهمه رؤساء الكائنات السامية هو العنف

Zaten herkesin anladığı lanet olası birkaç kelime var ancak.
بالإضافة إلى أن هناك كلمات لعينة جديدة يفهمها الجميع

Şiddet insanların anladığı bir dildir.
العنف لغة يفهمها الناس ,و فى بعض الأحيان .. عندما تكون ضرورية

Eğer Rusların anladığı tek bir şey varsa oda güçtür, kuvvettir, güçlü bir pozisyonda değilsen asla Ruslarla pazarlık ya da anlaşma yapmamalısın demişti."
لا يفهمون سوى أمرٌ واحد وهو هذه القوة، وهذا البأس فيجب عليك ألا تتعامل أو تتفاوض "مع الروس دون أن تملك موقف قوة

Ayrıca şu hayatta Cecile'in anladığı bir şey varsa, o da güçtür.
واذا كان هناك شيء واحد يفهمه سيسل فهو القوة

O insanların anladığı tek şey şiddet.
العنف هو الشيء الوحيد الذي يفهمه هؤلاء القوم

Bu lanet şeyin anladığı tek şey kırbaçlanmak.
الشيء الوحيد الذي يفهمه هذا الكائن اللعين هو الجلد.

İnsanlarımızın anladığı bir şey varsa o da kıt kanaat geçinmektir.
حسناً، إذا كان هناك شيء واحد يفهمه شعبنا، فهو التقنين

Pekala. YaşIı zengin adamların anladığı tek bir şey vardır.
هناك شيء وحيد يفهمه هؤلاء الاغنياء

Halkımın anladığı tek yol bu.
هذا هو الأمر الوحيد الذي يفهمه شعبي

Ve Harvey'nin anladığı tek bir şey varsa, bu ailedir.
و اذا كان هناك شيئا واحدا (هارفي) يفهمه, فإنه هذا

Latif Batı'nın anladığı tek dilden konuşmalı.
لطيفيجبان يتكلمفقط بلغة يفهمها الغرب.

Sadece ikimizin anladığı yeni bir dil türeteceğiz.
سنخترع لفة جديدة, لا يفهمها البشر

Sadece kendisinin anladığı bir mesaj vermeye çalışıyor.
انه يحاول ان يوصل رسالة يفهمها هو فقط

- İngilizlerin anladığı tek dil budur!
- كفى أنها اللغه الوحيده التي يفهمها الانكليز

Onunla anladığı dilden konuştum işte!
! نعم السلاح كانت اللغة الوحيدة التي يفهمها ذلك الكلب

Bu insanların anladığı sadece tek bir dil vardır.
هؤلاء الناس يفهمون لغة واحدة فقط

Eğer bu çocukların anladığı bir şey varsa o da kendi başlarının çaresine bakabilmeleridir.
(آني)، إذا كان هؤلاء الأولاد يفهمون شيئاً واحداً فهو العناية بأنفسهم، سيكونوا بخير

- Onların tek anladığı şey eylem.
- فهم لا يفهمون سوى الأفعال.

Will'in anladığı şey, Hannibal Lecter'ı alt edemiyorsa, ona katılması gerektiği.
ما يتفهمه (ويل) أنك إذا عجزت عن التغلب عليه، فانضم إليه