Hala, bunu güçlerimiz olmadan ona nasıl içireceğimizi anlamış değilim. | Open Subtitles | مازلت لا أفهم كيف يمكننا جعله يشرب هذا بدون قدراتنا |
Bir şeyi anlamış mıyım, bir bakalım. Benden hoşlandığını mı düşünüyorsun, Mike? | Open Subtitles | لنرى ما اذا كنت أفهم بشكل صحيح هل أنت معجب بي ؟ |
Neden katilin kamyonu burada bizim bulabilmemiz için bıraktığını hala anlamış değilim. | Open Subtitles | مازلت لا أفهم لم مطلق النار سيريد فقط ترك العربة هنا لنجدها |
Bakalım doğru anlamış mıyım! Birini öldürürsen yerine bir başkası mı çıkıyor? | Open Subtitles | دعني افهم هذا بشكل واضح عندما تقتل احدها ينمو غيرها في مكانه؟ |
Ve belki insanlar ASL öğrenmek için sağır olmak gerekmediğini ya da müzik öğrenmek için duymak zorunda olmadığınızı anlamış olurlar. | TED | وقد يتمكن الناس من فهم أنه ليس عليك أن تكون أصمّ لتتعلم لغة الإشارات، أو أن تكون سميع لتتعلم الموسيقى. |
Eski evimizi neden terk etmek zorunda kaldığımızı hala anlamış değilim. | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم لماذا كان علينا أن ترك منزل آخر. |
Hâlâ, şu bir Rus'u anlamış değilim, üstü çıplak çalışıyor, ama demek ki o kadar sıkı çalışıyor. | TED | ما زلت لا أفهم هذا الرجل الروسي يشتغل بصدر عار، لكن ذلك يخبركم كيف كان يعمل بجد. |
Neden bu kadar çok aldın hala anlamış değilim. | Open Subtitles | على الرغم من أنى لا أفهم بالشراء على حد سواء |
Filmin ortasında neden çıktığımızı hala anlamış değilim. | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم لماذا رحلنا في منتصف ذلك الفيلم |
Evet. hepsini anlamış gibi davranmayacağım ama, | Open Subtitles | نعم , أنا اعني انني لا أدعي انني أفهم كل ذلك |
Evet, adam tehlikeli. Bu konuyu anlamış oldum. Peki biz ne yapabiliriz? | Open Subtitles | حسناً ، إنه يُهدّدنا ، أنا أفهم ذلك الآن ولكن ماذا سنفعل حيال ذلك ؟ |
Bakalım anlamış mıyım beş yabancı uçağa biniyor ve birlikte birini öldürüyorlar. | Open Subtitles | دعني أفهم الموقف خمسة غرباء ركبوا طائرة وقاموا مجتمعين بقتل رجل؟ |
Gece vakti burada ne arıyordun, hala anlamış değilim. | Open Subtitles | لا زلت لا أفهم ما كنت تفعله هنا عند منتصف الليل |
Ama hâlâ kardeşlerimin neden gelemediğini anlamış değilim. | Open Subtitles | لكنني ما زلت لا أفهم سبب عدم قدرة أخواتي على المجيء |
Doğru anlamış mıyım LaTour, 6 Mayıs'taki tartışmadan sonra Albay Paradine'i bir daha canlı görmediniz? | Open Subtitles | هل افهم, انه بعد مشاجرة ليلة السادس من مايو, لم تر قط الكولونيل بارادين حيا ابدا ؟ |
Vajina Monologları ve bu yolculuk sırasında mutluluk hakkında biraz daha fazla şey anlamış oldum. | TED | و ما حدث خلال مسيرة مونولوجات المهبل و هذه الرحلة اني اعتقد اني توصلت الى فهم قليلا اكثر عن السعادة |
Kenji ne yaptığımı anlamış olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن كينجي اكتشف ما فعلته أنا مصيري الموت |
Camdan içeri bakmış, bizi beraber görmüş ve yanlış anlamış. | Open Subtitles | لقد نظر من خلال النافذة و قد رآنا معاً ، و أساء الفهم |
Bizden niye bu kadar nefret ettiklerini hâlâ anlamış değilim. | Open Subtitles | و لكنني ما زلت لا أفهمه لماذا كرهونا بهذا القدر |
Benim de annem şehirdeymiş ve mektubunda söylediğine göre sonunda beni anlamış. | Open Subtitles | أمي في المدينة ، و يبدو لي أنها فهمتني أخيراً |
Bir gece büyük bir hata yaptığını anlamış. | Open Subtitles | .. و في ليله إكتشف أنه ارتكب خطأ مع أحدهم |
Bakalım anlamış mıyım. | Open Subtitles | اذا، دعوني استوضح هذا جيداً تريدان مني انتهاك |
Eminim sizi yanlış anlamış olmalıyım, profesör. | Open Subtitles | من المؤكد أنني لم أفهمك يا أستاذي |
- O halde, ben doğru anlamış mıyım sizin himayenizdeki bu kız, bu melez kız... | Open Subtitles | إذا دعوني اوضح مافهمت ... إبنتك المهجنة ... |
Tamam ama ben hâlâ kızın buradan nasıl kaçırıldığını anlamış değilim. | Open Subtitles | حسن و لكن ما أجد صعوبة في فهمه هو كيف استطاعت هذه الصغيرة الفرار أساساً |
O zaman şükürler olsun ki Hülya Avşar kesinlikle anlamış. | Open Subtitles | شكرا لله ، نبات الآس العطري الخصيب فهمها كليا |
Onun peşinde olduğumuz anlamış olmalılar ki onu öldürdüler. | Open Subtitles | لابدّ أنّهم اكتشفوا أننا عرفنا أمره وقرّروا التخلّص منه. |
Seni dün yanlış anlamış olmalıyım hepsi bu. | Open Subtitles | لابد وأنني أسأت فهمك في ذاك اليوم هذا كل شيء |