Yaptıklarını anlamamız için, stüdyodaki çalışanlardan biri bize sürecin resmini çizdi. | TED | ولكي نفهم العملية، رسم عامل في الاستوديو نسخة من هذه الصورة. |
Önce anlamamız lazım ama aynı zamanda yönetmemiz ve korumamızda gerekiyor. | TED | نحتاج لأن نفهم ولكن نحتاج أيضاً أن نبدأ بالحماية والادارة |
Emeklilik muhasebesini neden bu şekilde yaptıklarını anlamamız gerekiyor. | TED | ينبغي أن نفهم لماذا قاموا بنظام محاسبي للتقاعد بالطريقة التي فعلوه بها |
Bunu cevaplamak için depremlerin oluşumunun altında yatan bazı teorileri anlamamız gerekiyor. | TED | للإجابة على هذا، نحن بحاجة لفهم بعض النظريات حول كيفية حدوث الزلازل. |
Deniz çukurlarını, sualtı dağlarını görebilmemiz ve derin denizlerdeki yaşamı anlamamız gerekli. | TED | نحتاج أن نرى الخنادق العميقة، الجبال المغمورة، ونفهم الحياة في أعماق البحار. |
Ölümü anlamamız için öncelikle yaşamı bilmemiz lazım. | TED | لنفهم ما هو الموت، علينا أن نفهم ماهي الحياة. |
Sizinki gibi özel şirket olunca anlamamız zor. | Open Subtitles | يصعب علينا أن نعرف ذلك مع شركة خاصة مثل شركتك |
En azından bunun ne anlama geldiğini biraz daha iyi anlamamız gerekiyor. | TED | على الأقل علينا أن نفهم بوضوح ماذا يعني ذلك. |
Tümör Tedavi Alanları'nın nasıl olduğunu anlamak için önce elektrik alanın ne olduğunu anlamamız gerekir. | TED | لكي نفهم كيف تعمل الحقول المعالجة للورم، نحتاج أولا لفهم ما هي الحقول الكهربائية. |
Kötü bir fikir demiyorum. Sadece rakamları anlamamız gerekir. | TED | وأنا لا أقول أن هذه فكرة سيئة نحن فقط نحتاج أن نفهم هذه الأرقام |
Belki de bizim de şunu anlamamız gerekiyor: işletmeler, batmakta olan bir dünyada başarılı olamazlar. | TED | ربما علينا أن نفهم أن المهمة لا يمكن أن تنجح في هذا العالم المتخاذل. |
David sahip olduğu şey bu ve anlamamız gereken nokta bu sıradan bir sapan değil. | TED | هذا ما كان لدى داوود، ومن المهم أن نفهم أنّ السرج ليس مقلاعا. |
Ancak öncelikle GSYİH'nın hayatlarımıza nasıl egemen olduğunu anlamamız gerek. | TED | ولكن أولًا علينا ان نفهم كيف أن الناتج الإجمالي المحلي سيطّر على حياتنا. |
Ve bunun için başkalarının inanışlarını tam olarak anlamamız da gerekmez. Saygı duyalım yeter. | TED | وهذا لا يتطلب منا حتى أن نفهم معتقدات الآخرين بشكل كامل، بل يتطلب أن نحترمهم فقط. |
Buradaki esas eleştirinin, sadece ekonomik büyümeye değil, kapitalizme ne olduğuyla da ilgili olduğunu anlamamız çok önemli. | TED | ومن الضروري حقا أن نفهم هنا بأن النقد أساسا غير موجّه للنمو الإقتصادي في حدّ ذاته وإنما ما الذي أصاب الرأسمالية. |
Onlar, ilaçların işleyişi ve kullanımını anlamamız için yeni bir ekosistem yarattı ve yaratacak. | TED | هذا سيخلق أو قد خلق نوعا من النظام البيئي الجديد لفهم طريقة عمل الأدوية وكيفيّة تحسين استعمالها. |
Bunu anlamak için önce üç kilit gerçeği anlamamız gerek. | TED | لفهم ذلك، علينا استيعاب ثلاث حقائق رئيسة: |
Bak, birlikte daha çok vakit geçirip aramızda neyin birden değiştiğini anlamamız gerek. | Open Subtitles | إنظري، نحتاج أن نقضي بعض الوقت معاً لنعرف ما الذي يجري بيننا فجأة |
Gözünü dikmiş yüzümüze bakıyordur karşı çıkmaya cesaret eder, onu anlamamız ve gerekeni yapmamız için bize yalvarır. | Open Subtitles | تحدِّق بوجوهنا تتحدّانا لنرفض تتوسل لنا لنفهم |
Anlıyorum. Babylon'da anlamamız gerekirdi. | Open Subtitles | فهمت، كان يجب أن نعرف ذلك منذ كنا في "بابل". |
(Alkış) Ve anlamamız gereken şu ki arama motorlarına haddinden fazla dürüst davranıyoruz. | TED | تصفيق وشيء واحد يجب أن نفهمه كلنا هو أن كنا صادقين بوحشية مع محركات البحث. |
Birilerinin eline donanımı tutuşturmaktansa yazılımı anlamamız gerekiyor. | TED | ونحن بحاجة إلى فهم البرمجيات بصورة تماثل إعطاء شخص ما الأجهزة. |