İnteraktif hikâye anlatımı anlatı tarzımızda bir devrim. | TED | شكلت رواية القصص بطريقة تفاعلية ثورة في أسلوب سرد القصص. |
Canlı orkestrayla birlikte çalışan balerinler bu kombinasyonları anlatı, duygu ve karakteri iletmek için tam olarak yaparlar. | TED | تعمل الراقصات جنباً إلى جنب مع الفرقة الموسيقية الحية لإنجاز هذه الرقصات بدقة لإيصال رواية أو مشاعر أو دور شخصية ما. |
Sanat tarihiyle ilgili yeni bir öykü, dünyada henüz benzeri olmayan yeni bir anlatı meydana çıkarabileceğim fikriyle yakında ilgileniyordum. | TED | كنت مهتمة بفكرة لماذا وكيف يمكن أن أكتب قصة جديدة في السرد الجديد في تاريخ الفن و رواية جديدة في العالم. |
Bugün de sebebini anladık çünkü davanın gidişatına dair oldukça ikna edici alternatif bir anlatı hazırlamışlardı. | Open Subtitles | رواية دراتال التي تقول أن روس أنشأ طريق الحرير وهو اعتراف مذهل للبدأ به |
Bu sadece bağlı olduğumuz hikâyeler için geçerli değil belli anlatı yapıları için de geçerli. | TED | وليست هي على العموم فقط القصص التي ننسجم معها، لكنها هياكل السرد القصصي بحد ذاته. |
Buna benzer bir anlatı tüm dünyada mevcut. | TED | توجد رواية مشابهة لها حول العالم. |
Elbette başka bir anlatı daha var, buna çok takılmamalıyız ama bilirsin, fakir ve ayrımcılığa maruz kalan biri, ayrıca bir öz geçmiş inşa etme taktiğini de izleyebilir. | TED | طبعا، هنالك رواية أخرى، لذا لا يمكننا التعلق بذلك، أنت تعلم، شخص فقير وسيواجه التمييز. هم ربما يتبعون استراتيجية بناء الذات. |
Bu aslında farklı bir anlatı. | TED | في الحقيقة، إنها رواية مختلفة. |
Ve 9/11'i anlamak temalı bu anlatı kısmından ayrıldığımızda, müzeye gelmiş insanlara dönüyoruz ve ziyaretçilere 9/11 ile ilgili kendi tecrübelerini soruyoruz. | TED | وعندما تترك هذه اللحظات من رواية أحداث 9/11 ثم نجعل من المتحف مكان للاستماع مجددا ثمَّ نتحدث مع الزوار فردا فردا ونسألهم عن تجربتهم في أحداث 9/11. |
Ben "Local Projects" isimli bir şirketle bir algoritma hazırlamak için ve anıtın düzeninde mimarlara yardımcı olacak bir yazılım aracı için çalıştım: Neredeyse 3.000 isim ve yaklaşık 1.500'ü bitişik olma talebi, bağlantılı olan bu talepler... yani çok yoğun bir hikaye, çok yoğun bir anlatı, bu anıtın somutlaştırılarak bir parçası haline geliyor. | TED | عملت مع شركة تدعى "Local projects" للعمل على الخوارزمية والأداة البرمجيه لمساعده المهندسين لبناء مخطط للنصب التذكاري حوالي 300 اسم وتقريباً 1500 منهم بمحاذاة هذه الطلبات هذه الطلبات للاتصال إذن قصة ثقيلة جداً، أو رواية ثقيلة جداً تصبح جزء يتجسد من هذا النصب التذكاري |
Ne yazık ki bu sahte anlatı devam etti ve bugün Nijerya'da Chibok kızlarının aslında hiç kaçırılmadığına hâlâ inanan insanlar var. | TED | والمؤسف، هو أن رواية الخدعة لاقت رواجاً، ولا يزال هناك أشخاص في (نيجيريا) اليوم على اعتقاد بأنه لم يتم اختطاف فتيات مدينة (تشيبوك) أبدًا. |
Bana göre karşılaştığım sorun, Emma'nın ikilemini görebilmemizi sağlayan ve onu hukukun açıklarından kurtarabilecek hikâyesini hakimlerin anlayabilmesini sağlayacak bir açıyı yansıtan alternatif bir anlatı olup olmadığını çözmekti. | TED | بالنسبة لي، كان التحدي الذي واجهته في محاولة معرفة ما إذا كانت هناك رواية بديلة، مؤشر يسمح لنا بالاطلاع على قضية (إيما)، زاوية مختلفة تسمح لنا بإنقاذها من ثغرات القانون، ويُمَكن القضاة من رؤية قصتها. |