-Evet, eğer bana anlatmak istersen. -Bir film hakkında düşünüyorum. | Open Subtitles | ـ إن كنت تود إخباري ـ إنني أفكر بشأن الفيلم |
-Evet, eğer bana anlatmak istersen. -Bir film hakkında düşünüyorum. | Open Subtitles | ـ إن كنت تود إخباري ـ إنني أفكر بشأن الفيلم |
En başından bana her şeyi anlatmak için söz verdin. | Open Subtitles | ..لقد كان هذا وعدك من البداية أن تخبرني بكل شيء |
Hayır. Unut bunu. Hayır, yapmamız gereken şey herkese anlatmak. | Open Subtitles | كلّا، إنسى ذلك، ما نحتاج للقيام به هو إخبار الجميع. |
Anne, özür dilerim. Sana tüm bu olanları anlatmak istememiştim. | Open Subtitles | أمي ، آسفة، لم أرغب في إخبارك بكل هذه الأشياء |
Ve torunlarınıza bu sürecin bir parçası olduğunuzu anlatmak ne kadar da havalı olurdu. | TED | ما مدى روعة ذلك أن تخبر أحفادك أنك كنت جزء من ذلك؟ |
Neredeyse birileri bize birşeyler anlatmak istiyor diyesim geliyor. | Open Subtitles | ثقريباً كما لو أن أحدهم يحاول إخبارنا بشئ. |
Özel yaşamını bana anlatmak gibi bir zorunluğun yok tabiki... | Open Subtitles | تعلم أنه ليس عليك إخباري بأي شيء عن حياتك الخاصة |
Sanki geçen akşam bana bir şey anlatmak istiyor gibiydin. | Open Subtitles | هل تعلم ، شعرت أنك أردت إخباري بشيء من قبل |
Sanki geçen akşam bana bir şey anlatmak istiyor gibiydin. | Open Subtitles | هل تعلم ، شعرت أنك أردت إخباري بشيء من قبل |
Seni endişelendiren içindeki sesi anlatmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين إخباري بسبب ذلك القلق الذي بداخلكِ؟ |
Aspirin reklamı için aldığın $10,000 ı bana anlatmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تخبرني عن العشرة ألاف دولار التي تم سحبها |
- Bana kolej anılarını mı anlatmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تخبرني عن بعض خبراتكَ الجامعية؟ |
Polisi aramak ya da başkalarına ne olduğunu anlatmak yok. | Open Subtitles | لن تودّ إخبار الشرطة أو تطلع أيّ أحد بما جرى |
Size sıkıcı detaylara inmeden, bu ürünün harika özelliklerini anlatmak istiyorum. | TED | أنا لا اريد إدخالك في تفاصيل مروعة، أريد فقط إخبارك عن بعض الميزات الرائعة لهذا المنتج. |
Çocuklara bununla... başa çıkabileceklerini anlatmak istiyordu yolunuza çıkan her şeyle başa çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | أرادت أن تخبر الأطفال أن بإمكانهم التعامل مع الموقف وأن بإمكانهم التعامل مع أى عقبة تقف فى طريقهم |
Bir mahkum ve bir gardiyanlık yer. Gardiyana ne olduğunu anlatmak ister misin, Mary? | Open Subtitles | يتسع لسجين واحد وحارس واحد هل تريدين إخبارنا بما حدث للحارس يا ماري ؟ |
Bir keresinde bana bir gün anlatmak zorunda kalacağımı söylemiştin. | Open Subtitles | قلت لى ذات مره علىّ ان اخبرك فى وقت ما |
Rory'den bahsetmişken... Bana anlatmak istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | بالحديث عن روري هل هناك أي شيء تريدين اخباري به؟ |
İstemediğini biliyorum... ama sen de ne olduğunu anlatmak zorundasın. | Open Subtitles | حسناً أعلم أنك خائفة لكن يجب أن تخبريني ماذا حدث |
Her neyse, günün nasıl geçiyor? Sana anlatmak isterdim ama anlaması biraz zor. | Open Subtitles | حسناً أود أن أخبركِ ولكنه عسير الفهم قليلاً |
Bugün, size hayatımda bunu neden yapmak istediğimi ve neler öğrendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | واليوم أريد أن أخبركم لماذا قررت أن أفعل ذلك في حياتي ومالذي تعلمته |
Chandler`a anlatmak zorunda değiliz, yani sadece küçük bir öpücük. | Open Subtitles | ليس علينا اخبار تشاندلر لقد كانت قبلة لم يكن شيئا كبيرا صحيح؟ |
Geleceğimizle ilgili ön görümü sana benim "vizyon tahtam" vasıtasıyla anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أشرح رؤيتي لمستقبلنا من خلال لوحتي للتنبؤات إنها أداة بسيطة |
Eğer bu yap-bozu çözmemizi istiyorsan, bize her şeyi anlatmak zorundasın. | Open Subtitles | إذا أردتنا أن نحل هذه الأحجية يجب أن تخبرنا كل شيء، |
İnsanlara aptalca bir hikaye anlatmak ve onların sana... gülmesinden daha kötü şeyler de var. | Open Subtitles | حسن، هناك أسوأ من أن تخبري قصص سخيفة وتجعلين الجميع يسخرون منك |